Bediüzzaman, dinin siyasete alet edilmesine karşıdır.
Ona göre siyasete din adına çıkan kişide, İslamiyet aşkı veya dine hizmet gayreti olmalıdır. İnsanı siyasete atılmak için harekete geçiren güç veya öne geçen sebep, siyasetçilik ya da tarafgirlik ise tehlikedir.
Emirdağ Lâhikasındaki (talebelerinin kaleme aldığı) mektupda Eşref Edip (Sebilürreşad), Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu’dan bahsederken “...onlarla dostuz ve kardeşiz, fakat siyaset noktasında değil. Çünkü iman dersi için gelenlere tarafgirlik nazarıyla bakılmaz. Dost düşman derste fark etmez. Halbuki siyaset tarafgirliği, bu manayı zedeler. İhlas kırılır” demiştir.
Bediüzzaman, din adına siyasete, tarafgirliğe sebep olması, ihlâsı kırması, insanların nazarında dini düşürmesi gibi pek çok sebeple taraf olmamıştır. Din adına siyaset yapan kişiyi mesul edecek halleri şöyle ifade eder:
-Kim fâsık siyasettaşını, mütedeyyin muhalifine, sû’-i zan bahaneleriyle tercih etse, muharriki (harekete geçiren) siyasetçiliktir. Hem umumun mal-ı mukaddesi olan dini, inhisar (kendine sahiplenmek, tekel) zihniyetiyle kendi meslektaşlarına daha ziyade has göstermekle, kavî bir ekseriyette (güçlü bir çoğunlukta) dine aleyhtarlık meyli uyandırmakla nazardan düşürmek ise, muharriki tarafgirliktir.” (Sünuhat)
Aslında Risale-i Nur‘da, din adına çıkan siyasi cereyanlara nasıl bir tavır sergilenmesi gerektiğine dair örnekler de vardır. Mesela Risale-i Nur‘un ilk talebelerinden Hulusi Yahyagil’e, Büyük Doğu hareketine katılması teklif edilir.
“Büyük Doğucuların bu fakiri kendi zümrelerine katmak hususundaki tekliflerine: “Büyük Doğuculuk siyasî bir teşekkül müdür?” diye sordum. “Evet” dedikleri için, “Sizin yalnız imanî ve Kur’anî mesaildeki müşkillerinizi ve izahını arzu ettiğiniz noktaları Risale-i Nur’un yardımı ile halle çalışırım. Benim mesleğim, ihtiyar ve şuurum taalluk etmeden Risale-i Nur dairesinde istihdamdan ibarettir. İman ve Kur’an mes’elelerinize hemfikrinizim. Fakat siyasetle iştigal edemem.” mealinde cevap verdim. Yalnız bu zümreden Nurlarla alâkadar olanlar var. Onların el ele vererek hem eserleri okumalarını ve anlayamadıkları yerleri sormalarını, Kur’anî hattı öğrenmeye gayret etmelerini rica ettim.. “ (Emirdağ Lahikası, 311 mektup)
Cenab-ı Hak Risale-i Nur mesleğine muhalif cereyanlara taraftar olmaktan korusun.