"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bir genç öldü” haberi karşısında...

Faruk ÇAKIR
13 Ocak 2022, Perşembe
Elazığ’dan gelen bir ölüm haberi sosyal medyada gündem oldu. Tıp fakültesi öğrencisinin intihar etmesi, öncesinde hazırladığı video ve bıraktığı not; gençliğin içinde bulunduğu durumu ciddiye almak gerektiğini bir defa daha hatırlattı.

Bazı yorumcular sadece öğrencinin kaldığı ‘yer’le ilgilenip yanlış değerlendirmeler de yaptı. Ancak bu intihar hadisesinin daha dikkatli tartışılması ve gençlerin faydasına olarak şekilde doğru dersler çıkarılması icap eder. Üniversitede okuyan bir gencin gelecekle ilgili umutlarını kaybetmiş olması, sıkıntılarını çevresine anlatamamış olması başlı başına bir problem değil midir?

Öğrencilik ve gençlik yılları umumî anlamda zor yıllardır. Bu bakımdan öğrencilere her türlü yardım ve desteğin verilmesi gerekir. Onların kendilerini doğru şekilde ifade edebildiği bir ‘eğitim sistemi’ne ihtiyaç vardır. Hangi sebeple olursa olsun gençlerin bunalıma sürüklenmesi, çözüm aranması gereken problemlerin en büyüklerinden biridir.

Bu elim hadiseyi bahane edip Risale-i Nur’a hücum etmek isteyenlerin çıkması, bize Zübeyir Gündüzalp’in Afyon Mahkemesi Müdafaasını hatırlattı. Zübeyir Gündüzalp Ağabey müdafaasında şöyle demiş: “Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’u her yeni tanıyan müdrik ve takdirkâr kimseler, daha evvel tanımadıklarına binler teessüf edip kaybettikleri zamanları telâfi edebilmek için müsait vakitlerini boşa sarf etmeyerek, beş dakikalık bir zamana dahi ehemmiyet verip, geceli gündüzlü Risale-i Nur’a çalışmaya başlıyorlar. Bu rağbet ve şiddetli alâka hiçbir psikolog, sosyolog ve filozofun eserinde görülmemiştir. Onlardan ancak tahsilli kimseler istifade edebilmişlerdir. Bir ortaokul çocuğu veya okumasını bilen bir kadın, büyük bir filozofun eserini okuduğu zaman istifade edememiştir. Fakat Risale-i Nur’dan herkes derecesine göre istifade etmektedir. (...) Sayın hâkimler, Teessür ve ıztırap karşısında kalpten bir parça kopsaydı, ‘Bir genç dinsiz olmuş’ haberi karşısında o kalbin atom zerrâtı adedince param parça olması lâzım gelir.” (Şuâlar, 14. Şuâ)

Samimî olarak gençleri düşünenlerin yapması gereken şey, onların ebedî hayatını kurtaracak adımların atılmasına yardımcı olmaktır. “Bir genç dinsiz olmuş” haberi karşısında kalpler, atom zerrâtı adedince param parça olmuyorsa samimiyet ve çare arayışında bir sıkıntı olduğu akla gelir. “Bir genç deist olmuş, inançsız olmuş” benzeri “haber”leri normal karşılayanlar samimî olarak gençlerin mutluluğunu isteyenler olabilir mi? 

Madem karşımızda böyle bir tehlike var, bu tehlikeyi bertaraf edecek çalışmaların hep birlikte yapılmasına da ihtiyaç var. Elbette ailelere, anne babalara da çok büyük iş düşüyor. Hepimiz böyle tehlikelerle karşı karşıya kalabiliriz, Allah muhafaza etsin.

Ölümler tek başlarına zaten en büyük ders ve ibrettir; ancak gençlerin düştükleri bunalım sonunda hayattan kopmaları ve ölümü tercih etmeleri çok daha büyük bir hadisedir. Kalplerimiz ‘param parça’ olmalı ve çare yolları bulmak için uyanmalıyız vesselâm.

Okunma Sayısı: 5900
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı