Pek çok şeyi anlamak mümkün olsa da, ‘hak, hukuk ve adalet’ noktasındaki yanlışları, hataları ve sıkıntıların hatırlatılmasından rahatsız olan ‘mütedeyyin insanlar’ı anlamak mümkün değil.
İnsanlık tarihi ve dolayısıyla İslâm tarihi adaletle hükmeden idarecileri altın harflerle kaydetmiş ve gelecek nesillere de hatırlatmıştır.
Düşünün ki adaletiyle ve doğruluğuyla meşhur olmuş olan Nuşirevan, Müslüman değildi. Kayıtlara göre, Peygamber Efendimiz’in (asm), Müslüman olmadan ölmesine üzüldüğü bir kimseymiş.
Yine, adaletiyle bilinen Hz. Ömer, Şam valisi olan Sad b. Ebi Vakkas’ı (ra) bir yanlışından dolayı ikaz etmek niyetiyle yazdığı ‘mektup’da “Bilesin ki, ben Nuşirevan’dan daha az âdil değilim” demek suretiyle ‘Mecusi idareci Nuşirevan’ı misal vermiştir.
Ve bu meseleler yüzyıllardan beri cami hutbelerinde, vaaz kürsülerinde ve icabında siyaset arenasında anlatılır durur. Peki bunca ‘adalet örneği’ duyan ve bilen ‘mütedeyyin insanlar’a ne oluyor ki, “Ey idareciler adaletle hükmedin. Adaletten ayrılmayın. Âdil olun” çağrılarından rahatsız oluyor? Yoksa bu çağrılar, onların âdil olmadığını hatırlamalarına yol açtığı için mi bu rahatsızlık? Ya da “Bu kadar adaletsizlik her yerde, her dönemde, her idarecide olur” diye mi düşünüyorlar?
Bu düşünceler temelden yanlış olmakla beraber, inanın bu günkü gibi adaletsizlikler çoğu yerde olmaz. Velev ki olmuş olsa, ne zamandan beridir ‘kötüler emsal’ oluyor?
Bin misalden bir misal olması bakımından, geçenlerde medyanın gündemine gelen bir adaletsizliği hatırlatalım:
Adlî Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Sınavı ile İdarî Yargı Hâkim Adaylığı sınavını toplamda 8 kez kazanan bir avukat, sekiz ayrı defa girdiği mülâkatlarda elenmiş. Şimdi, böyle bir adaletsizliği kim neye göre savunabilir? “Yazılı imtihan”ın bu kadar değersiz olduğu ve “mülâkat”ın bu kadar belirleyici olduğu bir sistemde adaletten bahsedilebilir mi?
Mülâkatta 8 defa ‘elenen’ Av.HuseyınErdogan (@AvHusey) yazdığı sıralı twitlerden birinde şöyle demiş: “Bağımsız ve tarafsız yargı, yargı reformu paketleri vb. konular tartışılmaya devam ederken ve kuvvetle muhtemel daha uzunca bir zaman tartışılacakken, meslekte 20 yılına yaklaşan bir avukatın, 10 yıllık hakimlik/savcılık mülakat deneyimi üzerine yaptığı bu paylaşım umarım ülke adına, ülkedeki hukuk ve yargı adına faydalı olur.” (9 Ekim 2021)
Elbette adaletsizliğin tek örneği bu değil. Bu sadece denizden bir katre. Ancak diyelim ki sadece böyle bir haksızlık yapılmış. Bu haksızlığı duyup da itiraz etmeyen, idarecilere âdil olma çağrısı yapmayan ‘mütedeyyin’lerin sorumluluğu yok mu? Bunca adaletsizlikler sürüp giderken, “Bu kadar hukuksuzluk her yerde olur” demeye devam edenleri ve adaletle hükmetmeyenleri, böyle bir niyet ortaya koymayanları Allah’a havale edelim gitsin...