Ciddi bir ekonomik krizin içindeyiz, ama esasında bu bir ‘güven’ krizi.
Türkiye’yi idare edenler en başta içeride ve dışarıda yatırım yapacak olanların güvenini kaybetti. Yolsuzluklar, usulsüzlükler o derece yaygınlaştı ki bu yönde duyulan haberler artık şaşırtmıyor.
Hayalen 5 ay ya da 1 yıl geriye gidelim ve o günkü idarecilerin çizdiği tabloyu düşünelim. Diyorlardı ki, “Her türlü kanunsuz yapılanma ve mafya örgütlerini tasfiye ettik.” Bu yöndeki propaganda o kadar güçlü bir şekilde yapıldı ki, ekseriyet de buna inandı.
Peki, bu güne baktığımızda ne görüyoruz? Şimdiki idareciler de bir günde 10 ya da 20 ‘mafya örgütünü’ ya da ‘suç şebekesi’ni tesirsiz hale getirdiklerini ilan ediyorlar. İki bilgi aynı anda doğru olabilir mi? Yani, önceki açıklamalar doğru ise, bu kadar kısa zamanda bunca ‘mafya yapılanması’ nasıl teşekkül etti? Yok, şimdiki açıklamalar doğru ise önceki beyanları nasıl yorumlamak icap eder? Doğrusunu elbette “idareciler” bilir ama burada bir çelişki yok mu?
Yeni duyulan bir habere göre bir ilimizde devletin deposundan buğday hırsızlığı olmuş. Fakat ‘çalındığı’ iddia edilen miktar çok fazla. İddia doğru ise çok büyük miktardaki hırsızlık vakası için sadece bir kişi tutuklanmış. Haber doğru mu değil mi bunu tahkik etmek imkânı bile yok. İdareciler böyle iddialar karşısında ekseriyetle suskunluğu tercih ediyor. Peki, vatandaş doğru bilgiyi nereden ve nasıl alacak?
Bütün bu sebeplerden dolayı ortada ciddi bir ‘güven’ problemi yaşanıyor. İdareciler açıklama yapsa bile millet artık bu gibi hadiseler sebebiyle her türlü ‘bilgi’ye şüphe ile yaklaşıyor.
Ekonominin başındaki idareciler yeni düzenlemeler yaptıklarını ve bu sebeple ‘dışarıdan yatırım’ geleceğini söylüyorlar. Diyelim ki bu ‘bilgi’ doğru. Ne oldu da daha önce var olan yatırımcılar ülkemizi terk etti? Bunun bir hesabı, bir araştırması yapılması icap etmez mi?
Türkiye’deki ‘güven krizi’ni değerlendiren Doç. Dr. Oğuz Demir, şöyle demiş: “Türkiye’ye doğrudan gelip fabrika kuracak ya da satın alacak yatırımcı uzun zamandır yok. Bence yapılacak düzenlemeler, yabancı yatırımcının fabrika kurması, satın alması için olacak. Ancak bizim yaşadığımız sorun düzenlemelerle ilgili değil. (...) Dolayısıyla bu güveni hala tam oluşturabilmiş değiller. (...) Ben yabancının 31 Mart [2024 mahalli seçim] sonrasını görmeden hatırı sayılır bir ilgi göstereceğini sanmıyorum.”
Ekonomist İris Cibre de aynı konuda şöyle demiş: “Bence vergi teşviklerinden çok ülkede güven ihtiyacı var. Ekonomi politikalarına, bu politikaların sürdürülebilirliğine dair güven lazım. Yarın öbür gün politika değişikliğine gidilip gidilmeyeceğine dair çok ciddi şüpheler var. Bu şüpheler de giderilebilmiş değil.” (gazete duvar.com.tr, 23 Kasım 2023)
Peki, şimdiki idareciler arzu edilen ‘güven’ hissini verebilir mi? Karar yatırımcıların...