"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İmam hatiplerdeki dert

Faruk ÇAKIR
12 Aralık 2024, Perşembe
Türkiye’de uzun yıllar ‘imam hatip okulları’ tartışması yaşandı.

Bu okullara itiraz edenlerin öne sürdükleri bahane, “Bu kadar ‘cami imamı’na ne ihtiyaç var?” şeklindeydi. Çocuklarını bu okullara gönderenlerin çoğunun maksadı ise çocuklarını ‘cami imamı’ yapmaktan ziyade; “Hem okul okusun, hem de dinini ve diyanetini öğrensin” düşüncesiydi. İHL’lere itiraz edenler bunu bir türlü öğrenemedi ya da kabullenemedi.

Tabiî ki inişli ve çıkışlı bir eğitim seyir takip eden imam hatip okulları, bugün de çok rahat değil. Elbette geçmiş senelerdeki ‘engeller’ ortadan kalktı, ama eğitim ‘kalite’sinin idarecileri ve velileri tatmin etmediği de bir sır değil. Yüz binlerce öğrencinin okuduğu imam hatip okullarında ‘beş vakit namaz kılan’ların nisbetinin gayet az olduğu gazete haberlerine konu olmuyor mu?

Elbette hadisenin bu noktalara geleceği çok önceden belliydi. Sadece okul ve öğrenci sayısıyla övünüp, ‘İslâm dininin emir ve yasaklarını hayata aksettirme’yi ikinci plana atmak iyi netice vermedi. Belki de 30 yıl önce, o zamanın ilâhiyat fakültesi öğretim üyeleri konu ile ilgili toplantılarda uyarılarda bulunmuş ve “İHL’lerdeki öğrenci kalitesi, normal liselerden daha kötü duruma doğru gidiyor” diye ikazlarda bulunmuşlardı. Elbette bu ikazları dikkate alan olması ve bugünkü tablo ile karşı karşıya kaldık.

Peki, nedir bugünkü tablo? Yeni bir haber şöyle: “(İstanbul’da düzenlenen Din Eğitiminde Kur’ân-ı Kerim Öğretimi Çalıştayı) Kur’ân-ı Kerim tilâavetiyle başlayan çalıştayın açılışında konuşan İstanbul İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet Yapıcı, saha araştırmalarında karşılaştıkları sorunlardan birinin, imam hatip okullarında ya da seçmeli din derslerinde Kur’ân-ı Kerim öğretimi olduğunu, bunun çözülmemesinin öğrencileri imam hatip okullarını tercih etme noktasında olumsuz etkilediğini söyledi. Öğrencilerin, Kur’ân-ı Kerim dersi sebebiyle imam hatip okullarından nakil aldırdığını aktaran Yapıcı, “Kur’ân-ı Kerim öğretimi konusu öğrencilerin nazarında bir problem gibi gözüküyor. Bunları görmezden gelemeyiz, suçu da hiç kimseye atamayız. (...)” ifadelerini kullandı. (...) Yapıcı, Türkiye ve İstanbul genelindeki seçmeli ders oranlarına bakıldığında en düşük oranın Kur’ân-ı Kerim dersi olduğunu vurguladı.”

Türkiye’de 4-6 yaştan üniversite son sınıfa kadar 28 milyon genç olduğuna işaret eden ÖNDER Genel Başkanı Abdullah Ceylan, (da) “Biz bu gençlerden ne kadarına Allah’ın kelâmını ulaştırabiliyoruz? Ulaştıramadıklarımızı ne kadar dertleniyoruz? Ulaştırdıklarımızın niteliğini, kalitesini ne kadar arttırabiliriz? Bu soruların cevaplarını arayacağız. İmam hatip okullarımızı baz aldığımızda 1,5 milyona yakın gencimiz var. Onları yeniden Kur’ân’la buluşturmak, sadece yüzüyle değil, ruhuyla buluşturmak, o ruhu kimliklerine işlemek için bir mücadelemiz, çabamız var” diye konuşmuş. (AA, 7 Aralık 2024)

Kur’ân-ı Kerim dersi var diye başka okula kayıt aldıran öğrencilerin varlığı Türkiye’de ‘dine hizmet’ niyetiyle kurulan vakıf ve sivil toplum kuruluşları için çok büyük bir dert değil mi? Okul ve öğrenci sayısının artmasının tek başına çare olmadığını inşallah bu vesile ile görmüş oluruz...

Okunma Sayısı: 1647
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    12.12.2024 17:08:10

    ..."Çünki meselâ sen "ELHAMDÜLİLLAH" dedin; bu kelâm, milyonlarla büyük küçük "ELHAMDÜLİLLAH" kelimeleri, havada izn-i İlahî ile yazılır. Nakkaş-ı Hakîm abes ve israf yapmadığı için, o kesretli mübarek kelimeleri dinleyecek kadar hadsiz kulakları halketmiş. Eğer ihlas ile, niyet-i sadıka ile o havadaki kelimeler hayatlansalar, lezzetli birer meyve gibi ruhanîlerin kulaklarına girer. Eğer rıza-yı İlahî ve ihlas o havadaki kelimelere hayat vermezse, dinlenilmez; sevab da yalnız ağızdaki kelimeye münhasır kalır. Seslerinin ziyade güzel olmadığından, dinleyenlerin azlığından sıkılan hâfızların kulakları çınlasın!"... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Lemalar - 152 - 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🕋🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    12.12.2024 17:06:04

    "Demek hüner, kesret-i etba' ile değildir. Belki hüner, rıza-yı İlahîyi kazanmakladır. Sen neci oluyorsun ki, böyle hırs ile "Herkes beni dinlesin" diye vazifeni unutup, vazife-i İlahiyeye karışıyorsun? Kabul ettirmek, senin etrafına halkı toplamak Cenab-ı Hakk'ın vazifesidir. Vazifeni yap, Allah'ın vazifesine karışma. Hem hak ve hakikatı dinleyen ve söyleyene sevab kazandıranlar, yalnız insanlar değildir. Cenab-ı Hakk'ın zîşuur mahlukları ve ruhanîleri ve melaikeleri kâinatı doldurmuş, her tarafı şenlendirmişler. Madem çok sevab istersin, ihlası esas tut ve yalnız rıza-yı İlahîyi düşün. Tâ ki senin ağzından çıkan mübarek kelimelerin havadaki efradları; ihlas ile ve niyet-i sadıka ile hayatlansın, canlansın, hadsiz zîşuurun kulaklarına gidip onları nurlandırsın, sana da sevab kazandırsın. Çünki meselâ sen "ELHAMDÜLİLLAH" dedin; bu kelâm, milyonlarla büyük küçük "ELHAMDÜLİLLAH" kelimeleri, havada izn-i İlahî ile yazılır."... Risale-i Nur Külliyatı, Lemalar - 152

  • Semanur Tunoğlu

    12.12.2024 12:17:21

    Devlet eliyle bu kadar oluyor. Kötü mü? Hiç mi olmasın? Daha iyisini de buyursun yapabilenler yapsın. Ne yapalım imam hatipleri mi kapatalım?

  • Ahmet

    12.12.2024 09:19:36

    Tabela üniversiteler kurup,güya üniversite sayısını artırarak,eğitim seviyesini artırdıgımız gibi,muhafazakar,islamcı iktidarımız din egitiminin de icine etti...

  • n.genç

    12.12.2024 08:49:40

    “Hak ve hakikat inhisar altına alınmaz. İman ve Kur’an nasıl inhisar altına alınabilir? Hakaik-i imaniye ve esâsât-ı Kur’âniye Resmî bir şekilde ve ücret mukabilinde, dünya muamelâtı suretine sokulmaz.” İman kuran hizmetleri maaşlı öğreticilerle ancak bu kadar öğretilebilir. Bunun için dünyasını değil ahiretini bile gözden çıkarmış öğreticilere ihtiyaç var.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı