Türkiye’yi idare edenlere göre ülkemizde ihtiyacı karşılayacak miktarda petrol çıkmış olsa hiç bir derdimiz kalmazdı. Bu yönde o kadar yoğun propaganda yapılıyor ki, millet ekseriyeti de bu ‘yalan’a inanmış görünüyor.
Petrol zengini olmadığımız doğrudur. Aynı şekilde petrol ve dolayısı ile enerjiye yüklü miktarda paralar ödediğimiz de bir gerçek. Fakat petrol zengini olsak acaba şimdi dışarıya ödediğimiz bu paralar devletin cebinde kalacak ve millet menfaatine kullanılacak mıydı? Elbette ‘olacak’ ve ‘bulacak’ diyerek kesin konuşmak mümkün değil. Fakat şimdiki israf ve şatafat anlayışı olduğu sürece, derelerimizden petrol akmış olsa yine de dertlerimize çare olmazdı. Atalarımız boşuna, “Hazıra dağ dayanmaz” dememiş. İsraf, şatafat ve gösterişin hakim olduğu bir idareye de denizler petrol olsa yine fayda vermez...
“Petrol zengini değiliz. Onun için millet fakir. O sebeple çalışana yeteri kadar para veremiyoruz” ve benzeri sözler tamamen bahaneden ibarettir. Çünkü petrolü olmayan ama buna rağmen ‘dert’lerine çare bulan onlarca ülke vardır. Aynı şekilde petrol zengini olduğu halde başı dertten kurtulmayan çok sayıda ülke bulunuyor. Demek ki bir ülkenin petrol zengini olması tek başına ‘iyi’ ve dertsiz olması anlamına gelmez. Bunun böyle olduğun en başta idareciler bilir ama ne hikmetse kendilerinin inanmadıkları ‘yalan’ları millete dikte etmeye çalışırlar.
Doğru, petrol zengini değiliz. Peki, tarım zengini değil miyiz ya da istesek olamaz mıyız? Dünyada en çok fındık üreten ülkeyiz. Peki, fındık görece olarak bizde ucuz mu? Vatandaş fındığı istediği gibi alıp ihtiyacını karşılayabiliyor mu? Demek ki bir ürünün çok olması tek başına yeterli olmuyor. Az ya da çok, sahip olduğumuz değerlerin hem kıymetini bilmek hem de iyi idare etmek icap eder.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mayıs ayına ilişkin Tarım Üretici Fiyat Endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, söz konusu endekste mayısta bir önceki aya kıyasla yüzde 16,18, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 100,17, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 154,97 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 57,05 artış gerçekleşmiş. Sektörlerde bir önceki aya göre değişimlere bakıldığında, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 6,11, balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 9,46, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 16,73 artış kaydedilmiş. Ana gruplarda aylık bazda tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 4,38, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 14,88, çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 59,15 artış hesaplanmış. Yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla yüzde 273,94 ile lifli bitkiler, yüzde 230,22 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular olarak belirlenmiş. (AA, 15 Haziran 2022)
“Tarım ülkesi” Türkiye’de insanlar sebze ve meyveleri pahalı diye yiyemeyecek duruma gelmişse hiç bir şey denilmez, buna sebep olanlar Allah’a havale edilir. Biz de öyle yapalım...