En başta ifade etmek gerekir ki; konumuz tarım, ama bilinen anlamıyla ‘tasarım’ değil.
Elbette tarım konusunda yapılacak iyileştirmeler de dolaylı olarak ve bir bakıma ‘tasarım’dır, ama o kadar. Tarım konusundaki ‘lider’liğimiz geçmişte kaldı. Artık tarım ürünlerinde yaptığımız üretim ihtiyacımızı karşılamıyor ve fazlaca ithalat yapıyoruz.
“Ne var bunda? İhtiyacımız olduğum için petrol ithal ettiğimiz gibi; ihtiyacımız olduğu için de arpa, buğday, saman, pirinç ve benzeri tarım ürünlerini ithal ediyoruz” diyenler olabilir. Kulağa hoş gelse de bu bakış açısı esasta doğru ve haklı bir bakış açısı değildir. Çünkü petrolü yeteri kadar üretemediğimiz için mecburen ithal ediyoruz. Ama iyi bir planlama ve ‘tasarım’ yapılabilse Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak kadar tarım ürünü üretemez miyiz? İşin enli olanların beyanlarına bakılırsa bu mümkün. Hem geçmişte de bunu yapabilmiş ve başka ülkelere de tarım ürünlerini ihraç etmiş bir ülkeyiz. Şimdi çok daha iyisini, çok daha fazlasını, çok daha kalitelisini yapamaz mıyız?
Yeri gelmişken bu meselelerin bakış açısı ve dolayısıyla tasarımla ilgili olduğunu gösteren şu ‘eskimez’ bilgiyi paylaşalım: Kastamonu Entegre GEO’su Haluk Yıldız, şöyle demiş: “Odun fiyatlarımız Avrupa’daki fiyatların iki misli, Rusya-Ukrayna-Amerika gibi ülkelerden 3 misli daha pahalıdır. (...)Türkiye’de ağaç fiyatları ton başına 90-100 dolar civarında. (...) Benzer ağaçlar ABD’de 25 dolar, Rusya’da 25-30 dolar, Avrupa’da ise 50-70 dolar dolayında.” (Konuşan: Ece Ceyhun, Dünya g., 29 Mart 2016)
Tarımdaki tabloyu gösteren haberin özeti şöyle: “21 Ekim’de Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle Türkiye’nin yurtdışından satın aldığı buğday, arpa ve mısırda gümrük vergisi kaldırıldı. Daha önce buğday ithalatında yüzde 45, arpa ithalatında yüzde 35 ve mısır ithalatında yüzde 25 oranında gümrük vergisi uygulanıyordu. (...) Buğday, arpa, mısır ve mercimekteki gümrük vergisi indirimleri, 1 Ocak 2021’e kadar geçerli olacak. Yağlık ayçiçeği tohumuyla ilgili gümrük vergisinin sıfırlanması kararı ise 1 Temmuz 2021’e kadar yürürlükte kalacak.”
“Üretme Tüket: İthalat-Siyaset-Rant Kıskacında Tarım” kitabının da yazarı olan Dünya gazetesi tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, tarım ürünlerine uygulanan gümrük vergilerindeki indirimlerin kısa vadede ülke içinde fiyatlarda düşüşe yol açsa bile orta ve uzun vadede yerli üretime darbe vuracağını ifade edip şöyle demiş: “Yapılan her ithalat, yerli üretime zarar verdiği için aslında tüketici daha sonra daha yüksek fiyatlarla tüketmek zorunda kalıyor. Ayrıca Türkiye’ye ihracat yapan ülkeler piyasayı bizden daha iyi takip ediyor. Türkiye ne kadar vergi düşürürse onlar da ürünlere o kadar zam yapıyor. Dolayısıyla tüketici açısından bir rahatlama, fiyatların düşmesi mümkün değil. Tam tersine Türkiye kendi çiftçisine vereceği desteği, başka ülkelerin çiftçisine, başka ülkelerin şirketlerine aktarmış oluyor.” (VOA Türkçe, 18 Kasım 2020)
Boş övünmeleri bir yana bırakıp “En ucuz ‘odun/ağaç ürünleri’ Türkiye’de” hedefini gerçekleştirmek belki millete çok daha faydalı olur. Aynı şeyi tarımda yapmak da şart. Ekilemeyen ve biçilemeyen bir metre tarım arazimiz kalmamalı. Nasıl mı yapacağız? Oturup konuşarak ve ehil olanları dinleyerek. Tabiî ki önce derdi kabul etmek, boş lâfları bir yana bırakmak ve göz boyamaktan vazgeçmek gerekecek. İktidardakilerin hoşuna gitmese de gerçekler böyle...