Türkiye’yi idare edenlerin en büyük hatalarından biri de, kendi yaptıkları ‘yeni yanlış’larını; eski iktidarların yaptığı ‘yanlışlarla’ savunmaya çalışmalarıdır.
Bir hata, bir yanlış, bir haksızlık yapıldığında “Bunları yapmayın” diyenlere karşı; “Geçen yıllarda da şu şu yanlışlar yapılmıştı. Dolayısı ile bizi kınamayın” mealinde cevaplar veriyorlar. İnsanoğlu yanlış olduğunu bile bile böyle yüzde yüz ‘hata’larını nasıl savunur? Diyelim ki mal ve hizmetlere yapılan zamlar eleştirildi. Hemen, neredeyse 50 yıl öncesinin ‘benzin ve yağ kuyruğu’ fotoğrafları ortaya çıkarılıyor ve bir bakıma, “Halinize şükredin. Eskiden benzin de yoktu” diyorlar. İyi de siz eskiden yapılan yanlışlarla mı kendinizi savunacaksınız? 80 milyon insana bunu mu vaad etmiştiniz?
İktidarın, şimdiki yanlışları “28 Şubat süreci”nde yapılan yanlışlarla savunması da ayrı bir hata. “Şurada haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik” var denilse; hemen “Unuttunuz mu? “8 Şubat sürecinde şöyle yapıldı böyle yapıldı” diyorlar. Türkiye’yi idare edenlerin böyle demediğini düşünen var mı?
Aynı şey YÖK ve üniversitelere rektör tayininde de gündeme geliyor. Filan üniversiteye tayin edilen rektörün liyakati yok denilse, “Vay efendim, siz eski dönemde çok oy olan aday yerine az oy alan adayın tayin edildiği günleri unuttunuz mu?” derler ve diyorlar. Eski dönemde yapılan yanlışlar, sizin yeni döneminizdeki yanlışlarınızı temize çıkarır ve haklı hale getirir mi? Aksine, o zaman da yapılan yanlışlar yanlıştı ve itirazı hak ediyordu. Şimdiki yanlışlar da yanlıştır ve bu sebeple itiraz ediliyor. Üstelik şu anda üniversitelerde rektör seçimi de yapılmıyor. Elbette seçim yapılmasının da gruplaşma ve benzeri sıkıntıları da oluyordu, ama bunu düzeltmek yerine rektörleri YÖK’ün tavsiyesi üzerine tayinle iş başına getirmek daha iyi değil ki? Niçin dünyanın yaptığı ‘iyi şeyler’i örnek almak aklımıza gelmiyor? Avrupa ya da Amerika’daki başarılı üniversitelerin rektörlerinin nasıl seçildiğini, nasıl iş başına geldiğini Türkiye’yi idare edenler bilmiyor mu? Dünyada böyle güzel örnekler varken niçin yanlışta ısrar ediliyor? Bu anlayışla üniversitelerin başarı listesine görmek imkânı ve ihtimali var mı?
12 Eylül darbesinin hediyesi olan YÖK’ü kaldırma sözü verenlerin şimdilerde dört elle bu kuruma sarılması ve bunun üzerinden üniversitelere çeki düzen vermesi hak, hukuk, adalet bakımından isabetli midir? Bunca yıl şikâyet edilen uygulamaların daha yanlışını, daha tartışmalısını şimdilerde yapmak ne ile izah edilir? Az oy alan rektör adayını tayin edenleri haklı olarak itiraz edip; rektörlük seçimlerini tamamen ortadan kaldırmayı savunmak nasıl bir istikrar?
Yeni yanlışları savunmak için eski yanlışların arkasına sığınmak Türkiye ve dünya gerçekleriyle örtüşmez vesselâm...