"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İyi insanın coğrafyası olmaz

Faruk RİFAİOĞLU
27 Temmuz 2025, Pazar
İlk üniversite yılları sene 1996…

Beraber aynı evi paylaştığım, günümün önemli bir kısmını beraber geçirdiğim sohbetinden zevk aldığım, değerli bir dost, bir kardeş ve ağabeyle tecrübelerimizi birbirimize aktardığımız gençliğin ilk yılları.

İlk Risale-i Nur dersleri. Öğrendiğim hakikatlerin beynimde kıvılcımlar çakmasına yol açtığı o güzel toplantılar. Ve mutluluktan havalara uçan bir kalp.

Aynı zamanda üniversite ortamı, özelinde de kantin, bizleri güzelleştiren, kültürel zenginliklerimizin, farklılıklarımızın bir problemmiş gibi gösterildiği ve taraf tutmak zorundaymışsınız gibi hissettirildiği yerlerdi. 

Üniversite gençliğinin ve toplumun ayrıştırıldığı, ortamın bulandırıldığı, bulanıklıktan istifade edenlerin nemalandığı dönemlerdi.

Yüksek okula giderken çevremdekiler üniversite ortamına dair bayağı bilgilendirme de bulunmuşlardı. Genel anlamda gençler üniversitede eğitimden çok, siyasetle derinden ilgileniyordu ve bu ilgi kutuplaşma seviyesine ulaşmıştı. 

Bir süre sonra yaşananları anlamaya çalışıp kendi zihnimde analiz ve sentez seviyesine çıkarmaya çalışırken karşılaştığımız meselelerin sebebini, akşam çaylarının içildiği samîmâne bir sohbet ortamında dillendirdiğim esnada, Mahmut kardeşimin ağzından dökülüveren ve yaşanan sıkıntıların çözümünü özetlediği “İyi insanın coğrafyası olmaz” cümlesini ilk anda anlamlandıramadığımı itiraf edeyim. 

“İyi insanın coğrafyası olmaz” cümlesinin tam olarak ne ifade ettiğini sorduğumda, iyi insanların ve kötülerin iç içe yaşadığını, ayrıştırmaya çalışan zihniyetin ayrıştırmayı yaparken kullandığı toptancı yaklaşımdan bahsetmişti. 

Söylenenler “Hiçbir günahkâr, başkasının günahını çekmez. Şeklindeki Kur’ân’î prensiple, birebir örtüşüyordu.

Birinin veya birilerinin yaptığı yanlıştan dolayı yakınlarını, çevresindekileri, tanıdıklarını sorumlu tutmak, daha da ileri gidip onu bireyi olduğu toplumla özdeşleştirmenin yanlışlığından bahsetmek bile belki gereksiz, ama maalesef bu bir vakıa, bir gerçek. Yanlış yapanın hatası sadece ve sadece yanlışı yapanı ilgilendirir. Bu Medenî Hukukta da İslâm hukukunda da vicdanî kıymetlendirmede de böyledir.

Günümüzde maalesef ve maalesef hemen her toplumda yer alan bu kötü niyetli, toptancı zihniyet ve müzmin hastalık hâlâ varlığını güçlendirerek sürdürmektedir. 

Özellikle son dönem iç içe yaşadığımız Suriyeli kardeşlerimiz için kullanılan “Bu Suriyeliler,” hatta daha ileri gidip “Bu Araplar”’ diye başlayan olumsuz cümlelerin kimseye faydası yoktur. Herhangi bir ırka veya millete yönlendirilecek bu ve benzeri ayrıştırıcı sözler anlamsızdır, kabul edilebilir değildir. Şuurlu ve kasdî bir yönlendirme, kutuplaştırma siyaseti güden kötü niyetli zihniyetin kalıntılarının, düşmanlığı, kini, öfkeyi, ayrımcılığı özellikle kendi bölgemiz insanlarına yönlendirdiği aşikârdır. 

Dikkatle bakan gözler, yüzyıllardır, İslâm düşmanlarının zihniyetini hâkim kılmaya çalışan bir bakışın, düşünüşün eseri olan davranışları, sözleri, hareketleri ve tarzı toplumun her kademesine aşılamaya çalıştığını görecektir.

Batı toplumlarından gelen fertlere gösterilen tahammülün çeyreğini, kendisine sahip çıkmamız şart olan dostlarımıza ve kardeşlerimize göstermemiz daha güzel bir geleceğe yürümemize sebep olacaktır. Birliğimizi ve beraberliği pekiştirerek, kardeşliğimizi güçlen- dirmemiz, gelişirken onları da bu gelişime dahil etmemiz hepimizin yararınadır.

Haritayı önüne alan hiç kimse iyi insanlara bir coğrafya tayin edemeyeceğine göre…

Aşılanmaya çalışılan ayrılık, gayrılık, mikrobunu temizleyip; birlik, kardeşlik, dostluk hukukunun gereğini yapmak ve ortak bir huzuru tesis etmek için, gereken adımları atmak boynumuzun borcu olsun.

Okunma Sayısı: 344
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı