"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanlığın Hira’sı

Fazilet Kırmızı
18 Nisan 2020, Cumartesi
Gökyüzünde bir hüzün var. Yeryüzünün dirildiği mevsim mahcup.

Şehirler, caddeler ve  sokaklar mahzun. İnsanlar dört duvar arasında mahsur. Dünya bir virüs ile mücadele ediyor. İnsanoğlu elle tutulmayan, gözle görülmeyen Koronavirüs ile imtihan ediliyor.

Başımı hangi yöne çevirsem, hep rakamlarla karşılaşıyorum. Bugün kaç vak’a var? Kaç kişi vefat etti? Vesaire vesaire. Ve  insanın içine bir ürperti ve bir  korku salınıyor. Sahi, korku ne zaman ölüme çare olmuştu ki?

Hayat durdu sanki. Günler gecelere benziyor. Savaşlar bitti. Bombalar patlamıyor. Gurur, terk edilen viraneleri akla getiriyor. Kibir, Kisra’nın sarayı misali yıkılıyor. Acı  feryatlarla  arş-ı alayı titrerken, gözyaşını bağrına basan topraklar, zalimlerin vahşi kahkahası ile inlemiyor.  Uzaklarda ezanlar semaya ulaşıyor. Kimse kimseden üstün değil. Herkes aynı korkuyu yaşıyor. Herkes eşitlendi. Herkes çaresizlikle yüzleşiyor.

Beşer zulüm etti, kader adalet ile tecelli  ediyor. Bugün bir musibetin, bin nasihatten evlâ olduğunu iliklerimize kadar  his- sediyoruz.  Âlem insanoğlunun âcizliğine  şahitlik ediyor. Artık kimse âcizliğini saklamıyor.

Korkularıma sığmam yersiz. Güvendiklerim, sahip olduklarım yetersiz. Kendimi arafta gibi hissediyorum. Elimi uzatsam,  bahar dalını tutacakmışım gibi geliyor fakat tutamıyorum. Aslında bir esir değilim fakat, bir pencereye  kadar hürüm.

Günden güne artan rakamlarla göz göze geliyorum. İçimden hiç inanmak gelmiyor. 

Hisseden ruhuma, düşünen aklıma  gördüklerim ve duyduklarım kafi gelmiyor. Dünyayı kasıp kavuran bir hastalık, sadece rakamlardan ibaret olabilir mi?  Bir emr-i İlâhî ile vazifelidir.

Bediüzzaman Hazretleri; “Hem sana düşmanlık vaziyetini alan mikroptan tâ taun ve tufan ve kaht ve zelzeleye kadar bütün eşyanın dizginleri o Rahîm-i Hakîm’in elindedirler. O Hakîm’dir, abes iş yapmaz; Rahîm’dir, rahîmiyeti çoktur. 

Yaptığı her işinde bir nevi lütuf.” demiştir.

Emr-i İlâhî tarafından gönderilmiş bu virüs, şer gibi görünse dahi, arkasında insanın ummadığı  bir hayır saklar. 

Zahmeti gider  ve ardından  bizlere rahmeti kalır.

Kalbimin Hira’sına çekildim. Korkularım nefesimi kestiğinde dualarıma tutundum. 

Tevekküle yaslandım.  Tevekkül ile bir inşirah kapısını  aralardım.

Bir virüs, insanlığın uyanışına vesile olabilir mi? 

Herkesin kendi Hirasına çekildiği bugünlerde, Rabbimizin affına, rahmetine ve merhametine mazhar olmak duâsıyla...  

Okunma Sayısı: 4255
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı