Hastalıklardan korunma ve tedavi çarelerini araştırıp, tıp ilminin nimetlerinden faydalanma yollarına gidilirken, şifanın manevî ve psikolojik yönlerden desteklenerek, âcilleştirilip kolaylaştırılmasına da, ruhen ihtiyaç duyulmaktadır. Bundan dolayı tıbbî tedavinin yanında, Kur’ân-ı Hakîm’in şifa ve deva hazinelerinden iman ve ihlâsla yapılan yardım talebinin cevapsız kalmayacağı, rahmet-i İlâhiyeden ümitle beklenecektir.

“Kur’ân-ı Hakîm’in sûre ve âyetlerinin şefaatçi edilerek, hastalıklara karşı şifa ve deva talebinde bulunurken, Fatiha Sûresi ile birlikte, “Rabbi’şrali sadri ve yessirli emri.” (Taha- 25-26) okunması, mide-bağırsak hastalıklarına, karaciğer, kalp, göğüs ve ateşli hastalıklarda şifaya vesile olacağı gibi, kalp katılığı (şefkat ve merhamet hislerinin zayıflaması), korku halinde ve zehirlenmelerde, zehirli maddenin etkisinin yok edilmesinde, devalara güç katacaktır. Vesvese ve üzüntü hallerinde, kıskançlık duygusuyla yapılan nazar değmesinden korunmada, koruyucu manevî bir kalkan olur.

Kitabullah’ta a’zam âyet olan Âyet el Kürsî’dir. Şifa ve koruması hakkında Resulullah (asm): “Gece Âyet el Kürsî’yi okuyana Allah (cc) tarafından bir koruyucu gönderilir ve sabaha kavuşuncaya kadar, ona şeytan yaklaşamayacaktır.” (Buharî) buyurmuşlardır. İhlâs, Felâk, Nâs, Âyet el Kürsî ile “Ve anetil vücûh lil Hayy’il Kayyûm.” Âyetleriyle şifa talep edilir. Zira, Kur’ân-ı Kerîm, nefsin birçok hastalığını tedavi eder. Kalbi huzura kavuşturur ve nefsi terbiye eder. Baş, göz ve diş ağrılarında rahatlama sağlar. Göğüs hastalıklarında, Fatiha ve İnşirâh Sûrelerini göğsün üzerine okuyarak, şifa talebine manevî vesile olabilecektir.” 1

“Kur’ân-ı Hakîm, unutkanlık hali yaşandığında veya hastalık haline gelecek kadar ilerlemesi durumlarında, ilâç etkisi göstererek şifaya vesile olmaktadır. Bir kısım unutkanlığa sebep olan şeytanî dürtülerden rahatlayabilmek için, Kur’ân-ı Kerîm tilâveti zihni tasfiye ederek, unutulanın hatırlanmasını sağlar. Böyle durumlarda “Vezkûr rabbeke iza nesiyte ve kûl ase en yehdiyeni rabbi li akrebe min haze reşeden.” Olan Kehf Sûresi 24. Âyeti okunur. Kur’ân-ı Hakîm, vesvese, psikiyatrik hastalıklar ve insanlara zararlı olabilecek girişimlerin önlenebilmesi durumlarında; Âyet el Kürsi, Kâfirûn, İhlâs, Felâk ve Nâs Sûrelerinin okunarak, vücudun meshedilmesiyle rahatlama sağlanacaktır.” 2

Kur’ân-ı Hakîm’in nurlu ve şifalı âyetlerinden, Resulullah’ın (asm) tavsiye ettikleri, bir kısım hastalıklara ve bütün sıkıntılı hallere devâ olması ümidiyle sarılmak için takdim ediyoruz. Kur’ân-ı Hakîm’in nüzulüne vesile olarak, Rahmeten lil âlemin olan Habibullah (asm) buyurdular ki: “ Balığın karnında iken duâ eden Zennûn'un (Hz. Yunus) münacatı olan “Lâ ilahe ille ente sübhaneke inni küntû minezzalimin.” (Enbiya. 87) Âyetiyle duâ eden sıkıntılı bir Müslîm’in ihtiyacına, Allah (cc) muhakkak icabet eder.” (Tirmizî-Hakim) Başka bir hadislerinde buyurdular ki: “Sizden birisine, dünyanın belâ ve sıkıntılarından bir şey isabet edince, Allah’ın (cc) kurtuluş ve ferec vereceği bir şeyden haber vereyim mi? Zenûn’un duâsı.” (Hakim) Başka bir rivayette ise: “Size İsm-i a’zam’ı haber vereyim mi? Yunus’un (as) duâsı.” (Hakim). 3

Hastalık sıkıntılarından korunmada, deva ve şifa aramada Fahr-i Kâinat Efendimiz’in (asm) Kur’ân eczahanesinden talim ettiği hayatî tiryak ve tavsiyeleri hayatımızda uygulayabilmek, sağlıklı, huzurlu mü'minler olabilme yollarını da, nurlandıracaktır. Kur’ân-ı Hakîm’in bazı âyetlerinde, şifanın özü olan bazı gıdaların zikredildiği ve Resûlullah’ın (asm) geniş uygulamalarla tavsiye ettikleri fıtrî reçetelerden bazılarını uygulayabilmemiz, en etkili ve kolay tedavi yoludur. Meselâ, “(…) Onların karınlarından, içinde insan sağlığına yarayışlı unsurlar bulunan değişik renklerde/tadlarda bir sıvı çıkar. Şüphesiz bunda da, düşünen kimseler için mutlaka bir ders vardır!” (Nahl. 69) Âyetinde, bir ikrâm-ı İlâhî olan halis bal nimeti, en değerli ve yüksek derecede şifa kaynağıdır. Resulullah (asm); “Balda bütün hastalıklara şifa vardır. Allah (cc) suya hayatın bütün sırlarını dercetmiş, gökten mübarek ve rahmet olarak indirmiştir.” buyurmuşlardır. Kur’ân-ı Hakîm’in “ … Eşine rastlanmayan mübarek bir zeytin ağacından alınmaktadır.” (Nûr. 35) tarifiyle övülen zeytinyağı, hayatın her anında, saf bir şifa kaynağıdır.

Peygamber Efendimiz (asm), ümmetinin bütün problemleri ile alâkadar olduğundan üzüntü, sıkıntı gibi psikolojik dertlerine de, deva olacak tavsiyelerde bulunmuşlardır. “Her namazın sonunda, istiaze ve istiğfar edeni Allah (cc), sıkıntıdan feraha, üzüntülerden kurtuluşa çıkarır ve rızkını bereketli bollukla mükâfatlandırır.” (Ebû Davud). “Üzüntü ve sıkıntıları çoğalanın, bedeni hastalanır.” (Ebû Nuaym). “Bu hadisleri günümüz tıp ve psikoloji ilimlerinin aydınlığında araştırdığımızda, üzüntü ve sıkıntı kaynaklı stresin birçok hastalığa sebep olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle yüksek tansiyon, diyabet gibi hastalıkları tetikleyen stres, böbreküstü (surrenal) bezi fonksiyonlarını arttırarak, ADRENALİN seviyesinin yükselmesine sebep olur. Mide ülserine ve gözün kılcal damarlarında değişime yol açar. Sindirim enzimlerindeki düzeni bozar. Hamilelik durumunda cenini (FETUS) olumsuz etkiler. Devamlı yaşanan stres hali, erken yaşlanmaya sebep olmaktadır. Bu durumlarda duâ, tazarru, niyâz ve namazla Rabbine iltica ederek, rahat ve necata kavuşulabilir.” 4

Kur’ân-ı Hakîm’in, maddî-manevî hastalık ve yaralarımıza, okunması ve tefekkür edilmesiyle de deva olmasını Şafî-i Hakikî’den (cc) acz ve fakrımızla, ümit kaynağımız olarak bekliyoruz.

SAĞLICAKLA KALIN.

Kaynak:

1-2-3-4) Dr. Müsfir el ZAHRANÎ, Et-Tedavî vel İlaç, s. 18, Daret Tıybet el Hadra 2010.