2020 yılından itibaren dünyada ve ülkemizde görülmeye başlanan koronavirüs salgını ile doktorların önemini bir kez daha anlamak ve idrak etmek zorunda kaldık.
Covid 19 pandemisinin en kötü dönemlerinde, doktorları, yeri geldi ulusal çapta balkonlara çıkarak alkışladık, yeri geldi istifa ve izin yasağı getirerek minnetimizi gösterdik.
Sağlık çalışanlarına yönelik istifa ve izin yasağının kalktığı 1 Temmuz 2021 tarihine kadar bir buçuk yıllık süreçte dört yüz kırk beş sağlık çalışanı vefat etti.
İstifa ve izin yasağının kalkması ve pandeminin azalması ile birlikte doktorlar, meslek yasasının ve şartlarının bir nebze düzeleceğini ümit ederken son gelişmeler ile artık şartlar ve muameleler dayanılmaz bir hal almaya başladı.
Peki, bu doktorlar ne istiyor? Nedir bu doktorların meslek yasasındaki sorunlar ve gördükleri muameledeki sıkıntılar?
Tabiri caizse insanca çalışmak, mesela makul sayıda hasta muayene etmek istiyorlar. Mevcut sistemde, beş dakikada hatta üç dakikada bir hasta bakmak zorunda bırakılıyorlar.
Bu kısa süre hastanın şikayetini dinleyip, muayenesini yapıp, tetkik isteyip, onu değerlendirip, tedavisini düzenlemeyi mümkün kılmıyor.
Sistemdeki bozukluk yüzünden şiddete uğramak istemiyorlar. Sistem günde yüz hasta bakmayı dayattığı için, tabii olarak hastalara yeterli zaman ayırılamıyor, yüzler gülmüyor ve hatta eve gidildiğinde konuşacak mecal kalmıyor. Ancak insanlar sisteme başkaldırmak yerine, önlerine atılan hekime şiddet uygulamayı seçiyor.
Belirtmiş olduğumuz talepler sağlık sisteminin sorunlarından sadece birkaçı.
Türk Tabipleri Birliği’nin verilerine göre son dört yılda 7 bini uzman hekim, 13 bin 500 doktor, asistan kamudan istifa edip, özel sektöre geçti. Bunların bir kısmı tıp fakültelerinde doktor yetiştiren nitelikli hekimlerdi.
2018 yılı öncesi son altı yılda toplam 1.144 doktor yurtdışına giderken 2018 sonrası son dört yılda 4.185 uzman hekim, doktor ve asistan yurtdışına göç etmiş. İçinde bulunduğumuz yıl rekor sayıda başvuru bekleniyor ve bu sayının 2000‘i aşacağı tahmin ediliyor.
Kimsenin hakkını aramadığı bir ülkede 6-7 yıllık zorlu eğitimle ve uzmanlıklarla nitelik sahibi olmuş hekimlerimizin hak arama çabaları ve üstelik bu çabanın toplumun bir kesimi tarafından eleştiri ile karşılanması vahim durumu gözler önüne seriyor.
Devletin tepesindekiler tarafından bile “Gidiyorlarsa gitsinler. Biz de üniversiteyi yeni bitiren doktorları buralarda istihdam ederiz.” söylemleri ülkemizdeki yetişmiş doktorların ve sağlık çalışanlarının ne kolay gözden çıkarıldığının bir kanıtıdır. Şu anda sağlık çalışanlarının göçü hastanedeki hekimlerden tıp fakültesindeki öğrenci seviyelerine kadar inmiştir. Maalesef yakında istihdam edilecek genç doktor dahi bulunamayabilir.
Başta covid 19 dönemindeki örneğine az rastlanır gayretleri ile bizleri sağlıklı ve huzurlu günlere ulaştıran saygı duyulası Türk hekimleri;
Bizler sizlerin çektiği sıkıntıları görüyoruz, sessiz çığlıklarınızı duyuyoruz, taleplerinizi destekliyoruz.
Emeklerinizin karşılık bulması dileklerimizle… İyi ki varsınız!