Osmanlı Devleti’nden itibaren ihtilâller ülkemize çok büyük zararlar vermiştir. Bu ihtilâllerin bir kısmının verdiği zararları birebir yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz.
Geçen hafta 12 Eylül İhtilâli ile ilgili bir hatırayı nakletmiştik. Bu hatıra ilgi gördü.
Bu haftada 12 Mart 1971 muhtırası ile alâkalı hatırayı naklediyoruz. Bu hatıranın bir kısmını da yaşadık.
Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “Asker neferatı siyasete karışmaz.” Karışmamalı, karıştırılmamalıdır.
Esasen, bugün yaşadığımız sıkıntılarda ve şikâyetçi olduğumuz siyasî dağınıklıkta, yapılan askerî müdahelelerinin büyük payı vardır.
...
Bunun çarpıcı bir örneğini, emekli vali İlhan Sözden’in hatıralarını anlatırken aktardığı bir anekdotta görüyoruz. İlhan Sözden, 12 Mart 1971’de Antalya’nın Serik ilçesinde kaymakam. Serik, DP ve AP’nin son derece güçlü olduğu ilçelerden birisi.
Kaymakamın görevlerinden biri de karşılama, ağırlama, uğurlama. 1971 Mayıs’ında ilçeye jandarma Tümgeneral H. İ. geliyor. Paşa, son derece ilginç ilişkileri olan bir isim.
Kaymakam İlhan Sözgen, paşayı karşılıyor.
...
Birlikte yemek yerken, paşa ilçedeki siyasî durumu soruyor. Kaymakam şu cevabı veriyor: “Bakın paşam, buralarda hiçbir değişiklik yok. Bugün seçim olsa, AP eskisinden çok daha güçlü olarak gelir.”
Paşanın verdiği karşılık enteresan: “AP’nin güçlü olmasının hiçbir kıymeti yok.”
Kaymakam: “Ama AP eskisinden çok daha fazla oy alır buralarda.”
Paşa: “Kıymeti yok.”
Kaymakam: “Paşam, siz ne demek istiyorsunuz? Yani seçim yaptırılmayacak mı?”
Paşa: “Yaptırılacak.”
Kaymakam: “O durumda da AP daha güçlü olarak gelecek.”
Paşa: “Gelemez.”
Kaymakam: “Sözlerinizden, âdil bir seçim yaptırılmayacağı sonucu ortaya çıkıyor. Yani eskiden olduğu gibi gizli oy, açık tasnif gibi metodlara başvurulursa, elbette farklı bir tablo ortaya çıkar.”
Paşa: “Hayır, serbest ve âdil bir seçim olacak.”
Kaymakam: “Olmaz paşam. Tablo ortada. İsmet Paşa’nın reyi yüzde 35. Daha fazla artmaz. Karşısında da yüzde 65 var. Bu durumda farklı bir tablonun ortaya çıkması mümkün değil.”
Bu diyaloğun sonunda paşanın söyledikleri son derece çarpıcı: “Sağı böleceğiz. Bir daha Türkiye’de sağ tek başına hiçbir zaman iktidar olamayacak.”
Emekli Vali İlhan Sözgen, konuyu şöyle bağlıyor: “Gerçekten de, o günlerde paşanın dedikleri aynen gerçekleşti. 12 Eylül sonrasında bile iki sağ, bir sol partiye izin verildi.”
Nitekim Kenan Evren de bir beyanında “Sağda iki partiye izin verdik. Çünkü tek partiye izin verseydik, tek başına iktidara gelerek anayasayı değiştirecek güce erişebilirdi” diyerek bunu ikrar etmiştir.
Peki, bu projelerin sonucu ülkeye hayır getirdi mi? Getirmediğinde herkes hemfikir ki, bugün aksi yönde projeler hazırlandığından, merkez sağı birleştirmeye yönelik çalışmalar yapıldığından söz ediliyor.
Bu durumda, ülkenin ideolojik hesaplarla heba edilen bunca yılının hesabını kim verecek?
Türkiye artık hiç değilse bundan sonra bu kabil zorlamalarla daha fazla vakit kaybetmemeli; gücünü ve enerjisini içe dönük tartışmalarda harcamamalıdır.
Kaynak: Zulüm Devam Etmez - Kâzım Güleçyüz
Yoğun Talep üzerine Risale-i Nur Kampanyamızı uzattık. (son gün 15 Ekim)