Gülü solmuş bülbül ötmez sanki ağyar gibiyim.
Hânümânlar secdede gönlü şikest yâr gibiyim.
Åh ü feryadlar çıkar göklere duymaz bir kişi,
Sanki rüzgârın önünde uçuşan kar gibiyim.
Sallanır gövdesi koskoca binalar toz olur,
Kalır altında da binler koşamam var gibiyim.
Bahtiyar bir anne feryat eyliyor yavrusuna,
Izdırabın dindiremem sanki yanar gibiyim.
Yanarım kavrulurum, gözyaşlarım âh sel olur,
Muzdaribin âhına bi-gane asfar gibiyim.
Her göçükten nice çığlık karışır damlalara,
Boşalır gökler karaya sanki tufan gibiyim.
Kurur ağzı zedenin hasret çeker damla suya,
Uzanırım veremem âh! sanki sular gibiyim.
Bu hazin manzaradan kurtuluyor çok az kişi,
Sevinir amma buruktur ona bakar gibiyim.
Döşeğinde uyuyan genç, haberi yok sadmeden
Uyutan Rabbim duyurmaz onu sorar gibiyim.
Hem kıyametin duyurmaz bazı kullarına
Hakk Yüce ulvi duyguları sanki yaşar gibiyim.
Sûr-i İsrafil uyarmış ülkeyi ahaliyi,
Bilemem anlatamam doğruyu arar gibiyim.
Sanki haşr meydanıdır o güzelim şehirler.
Rabbimiz hükmü veriyor akıl satar gibiyim.
Biliyor her kulu, hak... malumu i’lam ne diye?
Hem de deprem-zede gibi ben de anlar gibiyim.
Dokuz arşın kefene muhtaç kalan ölenleri
Çaresizce seyrederken yaşım akar gibiyim.
Yaktığı ateşe sırtın vererek hem uyuyan
Milletin alın teri, çadır satanlar (!) gibiyim.
Nice emvat hem de kimliksiz verildi toprağa
Hani tedbir? Nerde kaldı? Zulme çatar gibiyim.
Hem anasız hem babasız bunca kalan yavrular,
Merhameti bu duyarsızlarda arar gibiyim.
Ey Sabâhî nice bilsin hem umursamaz bizi,
Bunların işleri millete akıl satar gibi.
Hasan Şen (Sabâhî)