Dağlar laciverte, griye boyanmış bugün.
Birbirinin yanına ilişmiş, büzüşmüş bir bulut kümesi görünümündeler. Ya da ebru teknesinde yanyana atılmış boyalar gibi... Lacivert, mavi ve grinin içiçe geçmiş muhteşem uyumu...
Tabi ben, bu manzaranın aksine, güneş çıkmış, her yere sızmış, her şeye mührünü vurmuş da diyebilirdim. Ama hayır! Bugün dağlardaki bu renk cümbüşünün seremonisini izleyeceğim.
Her şeye bulaşan, sinen hafif bir yağmur var dışarıda. Penceremin demirlerinde nokta nokta birikmiş damlacıklar... Elektrik tellerine tünemiş kuşlar... Yoldan geçen arabaların homurtuları...
Karşıdaki fırında sabah telâşı... Fırının önüne konmuş kumrunun, hem karnını doyurmak, hem de can korkusu arasındaki endişeli gel-gitleri... Üzerinde uzun hırkası, başında yemenisi, al al olmuş, -belli ki üşümüş- yanaklarıyla, kardeşinin elinden çekiştire çekiştire fırına giden kızın sinirli bakışları... Elinde şemsiyesiyle geçenlerin oluşturduğu renk armonisi... Yağmur yağıyor.
Tatlı, kucağımda uyuyor. Yumuşacık tüylerine gidiyor elim istemsiz. Okşuyorum. Kahvemden bir yudum alıyorum sonra. Tadının damağımda bıraktığı zevkle, kendime geliyorum sanki. Fırında pişen ekmeklerin kokusu, hafif aralık penceremden burnuma kadar geldiğine göre, bütün mahalleyi sarmış olmalı.
Bu koku kadar iştah açıcı başka ne olabilir bilemiyorum. Yeşil boyalı, iki katlı evin önündeki dut ağacının, hafif yağmur ve rüzgârla sallanışı, görülmeye değer. Yazın çocuklar çok güzel oyun kurmuşlardı altında. Kadınlar, evin önündeki sedirde otururken, çocuklar ağacın altındaydı hep. Ama şimdi kimse yok.
Pencerem, aslında kendime bir bakış gibi. Kendi içim, o ânım, şimdi’m, geleceğim... Nasılsam öyle oluşum, öyle görüşüm... Bazen hayallerde salıncak kuruşum, bazen gözlerimde yağmur sağnağım... Yağmur yağmaya devam etse ne çıkar? Benim yüreğimden binler güneş fırlayıp baharı getirerek, kelebekler uçurduktan sonra? Her yağmurla birlikte gönlümden milyonlarca eleğimsağma çıktıktan sonra?
Elbet bir gün güneş doğacak. Her yeri ısıtacak, aydınlatacak, gönülleri mutlu edecek.
Ama şimdi, yağmur yağıyor.