"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocuk bakışları

Havva KÜÇÜK KONUR
08 Eylül 2025, Pazartesi
Bazı gözler vardır hüzünle karışık. Sanki alınlarına hüzün yazılmıştır da, onu da hep gözlerinde taşıyorlar gibi. Kimi mahcup bakar.

Yüzüne bakarsın utanır, başını önüne eğer. Bir yağmur tanesinin konduğu yapraktan kavisleşip düşüşü gibi... Kimi nuraniyet izdüşümü, kimi muhacir oluşun simgesi. Kimi küçük yüreğine sığdıramadığı kocaman yükleri gözlerinden taşırır, kimi haşarılık görünen halleriyle saklar onları. Ama hepsinin gözlerinden çıkan tek bir bakış var: Çocuk masumiyeti.

Kısa bir süre aslında pek çok şeylere gebe... Nice sevinç, nice hüzün ve nice hikâye... 30 günlük bir serüvenin bana öğrettiği şeyler çok oldu. İlk gittiğimdeki şaşkınlığım, mekânın kifayetsizliği bir yana, her şeye pat diye giriş... Yaz Kur’an kursu için 60 öğrenci çok geldi başta. Ama öğrencilerin hocalara bölünmesiyle bana düşen öğrenciler... Rim’ler, Ritaç’lar, Şem’ler ve diğerleri... Dillerini bilmiyorum, ama gönüllerini okuyabiliyordum. Gözlerinin içi güldüğünde özellikle. Adın ne sorusuna tercüman abla sayesinde Rim dediğinde, Filistin’de şehid olan minik Rim’i hatırlamış, içim buruk bakmıştım ona. Ama o ‘bir Rim gittiyse binlerce Rim yerine doğar’ dedirten cinsten, mutlu mutlu gülümsedi. Sorsam hepsinden ayrı hikaye çıkacaktı, biliyorum. Ama gönüllerimizi ortaya koyduk ve bu birlik bizlere yetti.

Sosyal hizmetlerden gelen çocuklar ayrı bir hüzündü. 6, 7, 8 yaşında çocuklar... En büyüğü orta sona geçmiş. İlgi ve şefkate muhtaç. Küçücük yüreklerinde kocaman yüklerin ağırlığı... Ve öğrendikleri ilk şey: Hayatta kalma. Servis geldiğinde hemen servise koşmaları... Birbirlerini uyarmaları... Sürekli tetikte halleri... Ve dağıtılan yiyeceklerden ablalarına da muhakkak ayırmaları... Aslında yaşamın kıyısında onlar varmış da biz böyle eften püften bir yerdeymişiz hissi uyanıyordu bazen onlara baktıkça. Ağır gelen yükleri benim omuzlarımı da ağrıtıyordu çoğu zaman.

Bir şey daha fark ettim. Annesi babası olmayan, yurtta büyüyen çocuklar ilgiye muhtaçtı da ötekiler değil miydi? Öyle açlardı ki... Belki diğerlerinden de fazla... Baktığın zaman o kadar belli oluyordu ki mutlu bir ailede büyüyen çocukla mutsuz eşler arasında büyüyen çocuklar... Ne yapacağını, nereye koşacağını, nasıl davranacağını bilemeyen çocuklar.. Bu kadar çocuğun içinde mutlu ailesi olanın bir elin parmaklarını geçmemesi ise en üzücü olanıydı. 

Bir yazı daha geride bıraktık. Ve ben hiç aklımda yokken Kur’ân kursunda görev almaktan, nice güzel çocuğun kalbine dokunmaktan, Zeynep Hocamın sıcaklığı, sabrı ve güler yüzüyle, Meryem Hocamın ilgisiyle, Mine Hocamın fedakârlığı ve gülümsemesiyle tanışmaktan son derece memnun oldum. Bir dahaki yaza inşallah başka gönüllere yine birlikte dokunuruz.

Okunma Sayısı: 252
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı