Şimdi aşağıda sonuçlarını vereceğim 2017 de Mak Araştırma Şirketi’nin toplumumuzun dinî değerler yönündeki durumu ile ilgili yaptığı araştırmanın sonuçlarını görünce ilk anda doğrusu şaşırdım.
İçimden bu acı ve korkunç tablo, İslâm ülkesi olan ülkemizin durumu olamaz dedim. Ruhumu ve kalbimi yaralayan, derin elem ve üzüntülere beni gark eden bu endişe verici tabloyu bir defa daha ihtiyatla ve temkinle okudum.
Araştırma şirketinin bazı rakamları bana bir az abartılı gelse de, hemen her gün karşılaştığım, beraber olduğum, şu veya bu şekilde dinî konular üzerinde hasbihal ederek, fikir teatilerinde bulunduğum çevremdeki insanların hal-i perişaniyetlerine şahit olunca araştırma şirketinin önümüze koyduğu bu acı tablo hakkındaki şüphe ve tereddütlerimin azaldığını fark ettim.
Her fırsatta dilimizden düşüremediğimiz yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bu güzel ülkemizin bilhassa yaz aylarındaki cadde ve sokaklarında ar damarlarını çatlatan müstehcenlikleri, açıktan işlenen her türlü gayr-ı meşrûlukları, artık önemsenmeden işlenen günah-ı kebireleri ve bütün bu pespayelikleri karşı toplumun kahir ekseriyetinin duyarsız kalmalarına bakınca, gerçekten burası bir İslâm diyarı mıdır? diye bir sual akla geliyor.
Sözü fazla uzatmadan araştırma şirketinin nazarlara verdiği anket sonuçlarına beraberce bakalım:
Toplumun % 14’ü Allah’a inanmıyor. % 25’i meleklere inanmıyor. % 24’ü Kur’ân’a inanmıyor. % 74’ü evindeki Kur’ân’ı hiç okumamış. % 37’si Hz. Peygambere (asm) inanmıyor. % 45’i kadere inanmıyor. % 27’si öldükten sonra dirilişe, yani ahirete inanmıyor. % 68’i Kur’ân’ı Arapça olarak okuyamıyor. % 75’i Kur’ân kurslarına hiç gitmemiş. % 77’si Peygamberimizin (asm) hayatını bilmiyor. % 43’ü camiye hiç gitmemiş. % 55’i Ramazan orucunu tutmuyor. % 70’i İslâm dinini öğrenmek için okumuyor. % 78’i beş vakit namazı kılmıyor. % 20’si duâ etmiyor. % 59’u gerektiği şekilde selâm vermiyor. % 46’sı halifeliği istemiyor. % 10’u işlediği günahtan herhangi bir pişmanlık duymuyor. % 35’i gusül almayı bilmiyor, almıyor. İmam Hatip Liseleri’nde namaz kılanların oranı % 25, İlahiyat Fakültelerinde % 50.
Korkunç tabloyu gördünüz değil mi? Anketteki bu sonuçlar bize biraz abartılı gelse de yukarıda dediğim gibi toplum dindar olarak bilinen kesimdeki ahlâkî aşınmalara, dehşetli savrulmalara, dünyevîleşmenin beraberinde getirdiği sefahet ve işlenen gayr-ı meşrûluklara bakınca haliyle “inandığınız gibi yaşamaz iseniz; yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız” gerçeğiyle yani araştırma şirketinin önümüze koyduğu korkunç tablo ile karşılaşmamız kaçınılmazdır.
Olaya bir de Üstad Bediüzzaman’ın; “ tasarrufat-ı İlâhiye’yi sebeplere havale edip; büyük günahları serbestçe işleyip, nedamet edip, pişman olmamak, imandan bir hissesinin olmadığına delildir.” “İnsanların ağzından çıkan ve küfrü işmam eden kelimat eksik olmuyor. Ve “bir keşfe-l kuburun kırk kişiden bir iki kişisinin iman ile kabre girdiklerini müşahade etmiş..” gibi teşhis ve tesbitlerini de dikkate aldığımızda nazarlarımıza verilen bu acı tablonun hiç de abartılı bir tarafının olmadığını görüyoruz.