"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hakperest olmakla vazifeliyiz

Hüseyin GÜLTEKİN
30 Ağustos 2021, Pazartesi
Geçmişte tek adam, tek parti hak ve hukukları hiçe sayan ucube bir sistemle ülkeyi yöneterek bir çok keyfi mağduriyetlere sebep olan partinin bir nevi nedamet edip pişman olmasını taktir ve tebrik etmek mi lâzım? Yoksa “Haydi oradan” deyip karşı çıkmak mı lâzım?

Geçmişte laiklik adına dine değerlere mesafeli durmayı prensip edinen partinin geç de olsa ‘inançlara saygılıyız’ gibi beyanlarından dolayı memnun mu olmalı yoksa; “inanmayın bunlara” gibi ifadelerle karşı mı çıkmalı? 

Yine geçmişte Kemalizmden başka hiçbir idelojiye hayat hakkı tanımayan partinin gecikmeli de olsa, farklı düşünce ve fikirlere saygılı olduklarını deklare etmesine karşı mı çıkılmalı?

Yine geçmişte ülkenin birlik beraberliği, huzur ve güveni için demokrasinin en önemli şartlarından olan adaleti, insan hak ve hukuklarını rafa kaldırarak, tek partinin, tek adamın keyfi kanunsuz dayatmalarıyla nice haksızlıklara ve mağduriyetlere sebep olan partinin şimdi dönüp eskiden yaptıklarının yanlış olduğunu, nedametlerini ima ederek, insan hak ve hürriyetlerine dayalı bir sistemi getirmeye çalıştığını ifade etmesi taktir mi yoksa takbih ve tel’in etmek mi gerekir?       

Bütün mesele hak ve hakikatı kim söylerse söylesin söyleyenin kimliğine, inancına, ideolojisine bakmadan hakperestliğin bir gereği olarak kabul mü edeceğiz? Yanlışı, doğru olmayanı söyleyeni, savunanı can-ü gönülden sevdiğimiz dostumuz, kardeşimiz de olsa hakkın hatırı için karşı çıkıp red mi edeceğiz? 

Ömür hayatımızda destek vermediğimiz, taraftar olmadığımız bir siyasî görüşün ülke menfaatine olan savunduğu makul, kabul edilebilir bazı düşünce ve uygulamalarına evet demek mi doğru? Yoksa siyasî görüşün kimliğinden, ideolojisinden dolayı önümüze koyduğu doğruları peşinen reddetmek mi isabetli? Veya taraftar olduğumuz bir siyasî anlayışın açıkça yanlış olan, kabul edilmesi mümkün olmayan söz ve beyanlarını, iş ve icraatlarını ‘tarafgirlik’ aşkı uğruna kabul etmenin mantıklı ve vicdanî bir tarafı olur mu?

Okunma Sayısı: 1627
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer

    30.8.2021 12:43:35

    Tebrik ediyoruz. Çok güzel ifade etmişsiniz kaleminize sağlık. Olması gereken bir anlayış.

  • Osman Yıldırım

    30.8.2021 09:11:52

    Tabii ki doğruyu hakkı söyleyen kim olursa olsun o takdir edilmeli, partisine ideolojisine, mezhebine bakılmadan takdir edilmeli.Ancak toplum bir tek şahsa endekslenir ve o şahıs toplumun büyük bir kesimi tarafından ilahlaştırılcasına tarafgirlike şartlandırilmış ve yönlendirilmiş ve buna bir de dindarlık sosu ile süslendirilmiş ise olay farklı bir şekil almaktadır.Hele bir de bu işin içinde ehl i tahkik olarak bildiğimiz Nucular varsa işin boyutu daha da farklı yönlere gitmekte ve toplumda Hak batıl, batıl da Hak yerine geçmektedir. Cenab ı Hak hakkı hak batılı batıl olarak bilmeyi nasip etsin.

  • Oğuz Yiğiter

    30.8.2021 08:19:45

    Fena ve fani bir adamın, güzel ve baki şöyle bir sözü var deyip, Tevfik Fikret'in beytini Risale-Nur Külliyatı gibi bir Kur'an tefsirinde o beyte yer veren Üstad Hazretlerinin bu tavrı-herşey bir tarafa- hiç mi bir şey ifade etmiyor, düşünen ve temyiz kabiliyeti olan zihinlere..? Allah, insaf, iz'an ve hakkı kabule liyâkat kesbedecek gönüller versin öncelikle... Kısa ve öz, ama bir o kadar da cesurca bir ikazdır bu çıkışınız Hocam Tebrikler, dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı