Bir devrin romanı... Hacı Hafız Mehmed - 58
Kış iyice bastırdı, her taraf bembeyaz. Kar manzaraları gözleri kamaştırıyor, ruhları dinlendiriyor, soğuk da olsa gerçekten güzel bir mevsim. Baksana, sanki bir düğün var, her yerde şenlikler görünüyor.
Davras Dağı bir gelin edasıyla beyaz gelinliğini giymiş, en yüksek yere oturup nazlı nazlı etrafını süzüyordu. Göktepe, Azıtepe ve Teknekayı etrafında dizilmiş birer küçük kız çocukları gibi onlar da gelinlik beyaz elbiseler giyerek düğün yerine gelmişler, nazlı nazlı gelin ablalarını seyrediyorlardı.
Davras Dağı gözleri kamaştıran güzelliğiyle etrafına tepelerden bakıyor, kardan beyaz gelinliğiyle seyredenlere mutluluk veriyordu. Gelinin güzelliği, üzerindeki elbisenin harikalığı bakanları mest ediyordu. Bu güzelliği Yaratanı ve bu elbiseyi dikeni takdirle sevdiriyor, tebriklerle alkışlattırıyordu.
Bu gelin abla; kısa zamanda öyle bir anne oluyor ki; etrafındaki çocuklarını en halis sütüyle (suyuyla) besliyordu. Evlatlarından bir tarafta Sav köyü gürül gürül akan sularıyla beslenirken, diğer tarafta Çukur, Darıören, Kışla ve Gökdere köyleri aynı şekilde besleniyordu.
İbret ve tefekkürle bakan herkes merak ediyordu! Bu dağlara ve tepelere bu güzelliği veren Kim? Bu beyaz elbiseleri onlara giydiren Kim? Bizim için onları hazineli birer direk yapan ve içindeki ni’metleri bize sunan Kim?
Bunları hiç düşünmeyecek miyiz? Sorgulamayacak mıyız? Tefekkür etmeyecek miyiz? Bu harika dağ ve tepeler; bizi düşünüp merhamet edebilir mi? İçlerine istif edilen sayısız nimetleri bize sunabilir mi?
Hangi akıl ile, hangi hikmetle, hangi ilimle ve hangi irade ile sunsunlar? Dağlardan ve tepelerden akıp gelen suların bir damlasını yoktan var etme gücüne hangi sebep, hangi tesadüf ve hangi tabiat sahip..
Hele hiçbiri diğerine benzemeyen, tane tane yukarıdan inen ve birleşip zararlı kütleler haline gelmeyen şu kar tanelerini kim yaratabilir ve o düzenli inişlerini kim sağlayabilir? Tüm bunların yaratılabilmesi için sonsuz bir ilme, sonsuz bir kudrete ve sonsuz bir iradeye sahip birinin olmasının gereği neden düşünülmez? Her şeyin yaratanı, idare edeni ve sahibi olan Allah’tan başka bu sayısız nimetleri ve güzellikleri bize kim ihsan edebilir?
Yine ibretle temaşa edenler ve aklını kullananlar görürler ki, ne o geline benzeyen dağları ve tepeleri ve ne de onlara giydirilen beyaz kar elbiselerini meydana getiren, sonsuz merhamet ve rahmet sahibi olan Rabbimizden başkası olamaz.
O Davras Dağı’ndan akan süt gibi gıdalı ve hayatın hayatı olan su, o sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan Halıkımızın hazinesindendir, başka yerden gelmesi mümkün değildir.