"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’ın son dersinde benlik, enaniyet, hodfuruşluk ve namaz (5)

İlimdar Kaya
04 Ekim 2021, Pazartesi
Bu asırda benlik, enaniyet, hodfuruşluk, hayatı medeniyet fantezileri ile geçirme arzusu ve fantezilerin (tiyatro, balo, sinema) oluşturduğu tiryakilik ve bağımlılığı bir hastalık olarak görerek Kur’ân’dan aldığı derse istinaden reddetmek gerektiğini söyler Bediüzzaman Said Nursî.

Çünkü bu fanî, malâyanî ve dünyevî eğlenceler insanı havaileştirerek aslî görevinden uzaklaştırır, dünyaya bağlar. Neticesinde insanın duygularını sükût ettirerek kuvve-i şe- heviye gibi nefsanî duyguların esir ve kölesi konumuna sokar. Bediüzzaman ehl-i dünyanın insanlığı sefahat bataklığının içine sürükleyen bu hileli oyununu görerek Risale-i Nurlar ile çözüm yollarını ortaya koyar ve bu zehirli baldan uzak tutmak için yoğun gayret sarf eder. 

Hatta bu mücadelede değil dünya hayatını, ahiret hayatını bile feda etmeyi göze alan Bediüzzaman, “Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yalnız yirmi beş milyon Türk cemiyetinin değil, yüzlerce milyon bütün İslâm cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’ân’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.” (Tarihçe-i Hayat) şeklindeki beyanı ile ehl-i dünyaya meydan okuyor. Aynı eserde  “Ölmekle yalnız kendimi kurtaracaktım; fakat hayatta kalıp da zahmet ve meşakkatlere tahammül ile bu kadar imanın kurtulmasına hizmet ettim. Allah’a bin kere hamd olsun.” demektedir. İmansızlığa ve zındıkaya karşı verdiği mücadele esnasında çektiği sıkıntılara hiçbir ehemmiyet vermediği gibi, herhangi bir pişmanlık ve nedamet duymadığını kararlılığından anlıyoruz.   

Benlik, enaniyet ve hodfuruşluk bu asrın çok tehlikeli hastalıklarındandır. İnsanın bu dünyada maddî ve manevî gelişmesi için Cenab-ı Hak tarafından birçok duygu konmuştur insan fıtratına.  Benlik, enaniyet, hodfuruşluk bu duygulardan bazılarıdır. Bu duygular insanda en zayıf, en tehlikeli damar olup, ehli dünya bu duyguları okşayarak insana çok tehlikeli işler gördürülebilir. İnsan bencildir; menfaatini düşünerek, kendini överek, kendini satarak ve ben merkezli düşünerek hareket eder. Ahlâk-ı seyyieden olan bu duygular öne çıktığı zaman insana ve topluma çok büyük zararlar verir, meşveret ve istişareyi sabote eder. Toplum hayatına öldürücü zehir hükmündedir. İhtilal, zulüm ve haksızlıkları ortaya çıkaran bu duygulardır, menfaati ve enaniyetinden dolayı suçsuz bir adamı öldürebildiği gibi, bir şehri de yakabilir bu duygulara sahip insanlar. Ne yazık ki tarihte böyle vahşiyane cinayetler olmuştur.  Ehl-i zındıka bugüne kadar Risale-i Nur Cemaatleri’ndeki bölünme ve ayrışmaları bu duyguları harekete geçirerek netice aldı. 

Bediüzzaman bu tehlikeyi görerek son derste benlik, enaniyet ve hodfuruşluğa dikkatleri çekmiş ve çarelerini de söylemiştir. 

Benlik, enaniyet ve hodfuruşluk hastalığından insan ancak ihlâs sırrı ile kurtulabilir. İhlâs, rıza-yı İlâhî ile bu duyguları şahs-ı manevî havuzunda eriterek ve ben yerine bizi hâkim kılarak netice alır. Ayrıca Bediüzzaman imanın bir meselesinin değil benlik, enaniyete dünya saltanatına dahi değişilmeyeceğini belirterek, imanın önemini nazara verir. Üstad Hazretleri savaşta bile Kur’ân’a hizmeti ihmal etmemiş, maddî vücudunu ruhunun kurtulması için feda ederek Molla Hamid’e Pasinler Cephesinde savaş meydanında İşarat-ül İ’caz tefsirini yazdırmıştır. Söylediklerini fiilen tasdik etmiştir.

Son derste bahsedilen önemli konulardan biri de namazdır. Peygamberimiz (asm) buyurduğu gibi namaz “Mü’minin mi’racıdır.” Sahabenin bırakın namazı terk etmeyi, savaşta bile cemaati terk etmemesi namazın ve cemaatin ne denli önemli bir ibadet olduğunu hafızalarımıza nakşediyor. Bediüzzaman her konuda olduğu gibi, namaz meselesini de en güzel şekilde dördüncü, dokuzuncu ve yirmi birinci sözlerle derin bir boyut kazandırarak izah etmiştir. Namazı vaktinde ve cemaatle kılmanın fazileti yanında, Kâbe’yi hayal ederek namaz kılmak da çok sevaplıdır. Bütün mahlûkatın ibadetini içinde barındıran namazın Sözler adlı eserinde “bu misafirhane-i dünyada âciz ve fakir kalbine kut ve gına ve elbette bir menzili olan kabrinde gıda ve ziya ve her halde mahkemesi olan mahşerde senet ve berat ve ister istemez üstünden geçilecek Sırat Köprüsünde nur ve burak” olacağını müjdeleyerek belirtir.

Namazı en veciz şekilde ifade eden Bediüzzaman namaz vaktine çok dikkat ederek namazı vaktinde kılardı. Gidilecek yere beş dakika olsa bile Üstad Hazretleri kış, fırtına demeden vakit girdiğinde hemen namazı kıldığını talebeleri anlatıyor. 

Tarihçe-i Hayat’ta da geçtiği gibi, Bediüzzaman Mustafa Kemal’in “Sizin gibi kahraman bir hoca bize lâzımdır. Sizi, yüksek fikirlerinizden istifade etmek için buraya çağırdık. Geldiniz, en evvel namaza dair şeyleri yazdınız, aramıza ihtilâf verdiniz”  sözleri üzerine “Paşa, Paşa! İslâmiyet’te, îmandan sonra en yüksek hakîkat namazdır. Namaz kılmayan haindir; hainin hükmü merduddur” şeklindeki cevabî cümleleri ile Bediüzzaman namazın önemini anlatır Paşaya. 

Bediüzzaman son ders ile Nur Talebelerine bir yol haritası çizdi, meslek ve meşrebin hatları özetlenerek ortaya kondu. 

Nur Talebeleri sebat ve sadâkat ile bu düsturlara sadık kalarak bu yoldan inhiraf etmeden bu yolun takipçisi olmak mecburiyetindedir. Yeni Asya Camiasının Bediüzzaman’ın meslek ve meşrebine tavizsiz bağlı kalarak sadâkat göstermesi örnek bir duruştur ve takdire şayandır.

Okunma Sayısı: 1799
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı