Yeni Asya; Risale-i Nur’un ortaya koyduğu iman Kur’ân hizmetinin gaye edindiği uhuvvet ve kardeşliğin yayın organıdır, yazar ve okuru da bu sorumluluk ile hareket eder.
Bütün insanları kucaklar, mazlumun sesine kulak verir. Evlât, iyal veya herhangi bir dünyevî menfaat Rıza-i İlâhî yolunda hareket eden bu insanları bir an dahi olsa tereddüt ve şüpheye sevk etmez.
Kamuoyunda ve sosyal medyada bazı kendini bilmezler haddini aşarak Yeni Asya Gazetesi’ne “f…cü” bühtan, iftira ve hezeyanında bulunma gafleti içindeler. Bir arkadaşım demişti ki “Bir insan birisini f…cülükle suçlarsa araştır, o insanın f…cülük konusunda zaafı vardır.” Gerçekten bu iftiradan medet uman bu insanların geçmiş hayatlarına göz atıldığında f…cülük konusunda masum olmadıkları görülür. Yeni Asya’yı f…cülükle suçlayanların geçmişte kimisi bu grubun okullarında çocuğunu okutup, bankalarına para yatırdığı için açığa alınıp ihraç edildi, kimisinin oğlu, kızı, damadı, gelini f…den sıkıntı çektiği için bu insanlar da sıkıntıdan etkilendiler. Kimileri de bu grubun mevcut iktidar ile yakın ilişkilerinden faydalanmak için bunlara yakın davrandı. Suçun şahsîliği olmasına rağmen bu insanlar “Biz de zarar görür müyüz veya bize de bir fatura kesilir mi” diye tedirginler. Mehmet Kırkıncı Hoca Efendi’nin 12 Eylül’le ilgili hatıralarını okuyanlar korkunun neler yaptırdığını görür. Bu asılsız itham ve isnatlar bundan dolayı olsa gerek.
Hizmetten başka bir gayesi olmayan Yeni Asya’yı f…cülükle suçlamak iftira olduğu gibi, büyük günahtır. Sağduyulu ve aklî dengesi yerinde olan bir insanın başvurabileceği bir yol değildir. Yeni Asya’nın bu günkü duruşundan rahatsız olup intikam duygusunun tezahürü veya açığa vuramadığı gizli kalmış siyasî rahatsızlığın neticesidir diye düşünüyorum bu insanların yanlış söylemlerini…
Bu süreçte birçok masum insan işinden, aşından, sıcak yuva ve çoluk çocuğundan oldu, ailesi dağıldı. Birçok insan da hapishanelerde. Hâsılı kelâm çok insan mağdur oldu. Ama lider kadro yurt dışında. Risale-i Nurlar’ın sadeleştirilmesi de bu grubun çok büyük yanlışlarından biriydi. Bunlar hafızalarda dururken görevi bütün âleme Risale-i Nurlar’ı tanıtmak olan Yeni Asya yazar ve okuyucusu f…cü olmaz, bu yanlışın içinde yer almaz ve almadı da. Böyle düşünenler kendilerine bir baksınlar! Yeni Asya dün Haydar diyordu, bugün de Haydar diyor, Haydo veya Haydar Ağa demiyor ve demedi.
Doğru Yol Partisi’nin baraj altında kalması ile iktidar olan AKP bu grup ile bir dönem çok sıkı bir ilişki içerisindeydi, hatta referandumlarda mezardaki ölülere bile oy kullandırmak istedi bu grup. Yeni Asya en güçlü olduğu dönemde bu grubun yanlışlarına karşı çıkarak yayınlar yaptı, Cemaatler kitabı ile önemli prensipler ortaya koydu. Bu yayınlardan dolayı çok rahatsız oldukları için bu grup NT mağazalarında Yeni Asya yayınlarını satıştan kaldırdı. Televizyon kanallarında iktidar ile ilişkilerinde yanlış yaptıklarını bu gruba mensup insanların yüzlerine karşı söyledi yazarlarımız. Bu gün Yeni Asya’ya f…cü iftirasında bulunanlar o zaman da Yeni Asya’nın hizmet hareketi konusunda yanlış yaptığını söylüyor, “Siz onları kıskanıyorsunuz” diyorlardı. Bu grubun güçlü olduğu, birçok imkâna sahip olduğu bir dönemde onun yanlışlarını dile getiren insanlar; bir insana f…cü demenin çok büyük hakaret ve suç olduğu bir dönemde f…cü olabilir mi? Böyle bir saçmalığa kargalar bile güler.
Geçmişte 12 Eylül 1980 İhtilâli ile Adalet Partisi iktidardan uzaklaştırılmıştı. O dönemde bazı dostlarımız Yeni Asya’nın o günkü duruşundan rahatsızlardı. Yeni Asya’nın ordu ve onun şahs-ı manevisi ile problemi yoktu, ama o insanlar bunu anlamıyordu. Yeni Asya’yı tenkit eden o insanlar ihtilâlcilere destek veriyordu, daha sonra da ihtilâlcilerin yaptığı anayasaya evet oyu verdiler. Mehmet Kırkıncı Hoca Efendi’nin hatıralarında bunu görmek mümkündür. O gün Yeni Asya dört yüz yetmiş gün kapalı kalmıştı, değişik isimler ile yoluna devam etti. Yeni Asya’nın o gün duruşundan rahatsız olan dostlar “komünistler de 12 Eylül’e karşı, siz de karşısınız” diyerek Yeni Asya’yı suçladılar. Daha sonra bu insanlar Yeni Asya camiasını böldüler. Yeni Asya basiret göstererek o gün Üstad Bediüzzaman’dan aldığı ders ile evlât, iyal düşünmeden ve korkmadan müsbet hareket içinde kalarak doğruları söyledi ve daha sonra Yeni Asya haklı çıktı.
Yeni Asya dün durduğu yerde bugün de duruyor. Yeni Asya kin, nefret tohumu ekmez, kimseye husûmetle bakmadan veya kimseye yandaş olmadan doğruları söyler. Güzel yapılan işleri de alkışlar. Basiret ve feraset ile Risale-i Nur düsturları çerçevesinde Yeni Asya’ya bakanlar Yeni Asya’nın yanlış yapmadığını görür!