Bugün, 3 Ocak 1990’da maruz kaldığımız iç darbenin yıldönümü. O son derece üzücü hadisenin üzerinden tam 30 yıl geçmiş.
O gün, Yeni Asya camiasının 20 senelik birikimi elinden alınmış; gazetesi, yayınevi, matbaası ve binası gasp edilmiş; çalışanlarının büyük bir bölümü kapı dışarı edilmişti.
Soğuk ve karlı bir gündü. Her gün olduğu gibi mesaiye başlamak üzere gazetenin Yenibosna’daki binasına gittiğimizde, binanın polis kordonuna alındığını gördük ve içeri alınmadık. Senelerce birlikte çalıştığımız bir grup, müessese yönetimine el koymuş ve yolunu ayırdığı bizlere kapıyı göstermişti.
Hadisenin bu noktaya gelmesini önlemek ve ihtilaf konusu meseleleri müsbet bir neticeye bağlamak için meşvereti kısa aralıklarla peş peşe toplayan cemaat, bir taraftan da böyle bir neticeye karşı sıfırdan yeni bir müessese kurmanın hazırlığını yapmıştı.
O hazırlıkla Cağaloğlu’nda yeni bir yer kiralandı. Gerekli bilgisayar ve teçhizat tamamlanıp işe konuldu ve iki hafta dolmadan, 15 Ocak günü Yeni Asya tekrar çıkmaya başladı.
Darbeye maruz kaldığımız güne kadar gazetemizin adı Yeni Nesil’di, gasp edildi.
Yeni Asya ile yola devam ettik. Dergilerimiz ve kitap neşriyatımızla birlikte. Külliyatın ayet-hadis mealli, dipnotlu ve lûgatçeli olarak neşri de ilk kez o dönemde gerçekleşti.
3 Ocak darbesi, 12 Eylül ürünü ANAP’ın iktidar olduğu, ancak inişe geçtiği bir dönemde yapılmıştı. Mesut Yılmaz’ın ve dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun bu operasyonla çok yakından ilgilendiklerini biliyoruz.
Ve ANAP, 20 Ekim 1991 günü yapılan seçimde sekiz senelik iktidarını kaybetti.
Keza o darbede kullanılanların her biri ayrı bir yere dağıldı ve el koydukları müesseseler de hiç kimseye yar olmadı, hayır getirmedi.
Ama o darbeyle herşeyi elinden alınan Yeni Asya, sıfırdan başlamak durumunda bırakıldığı yolculuğuna bugün de devam ediyor.
Sonraki dönemlerde de hiç eksik olmayan dahilî ve haricî hücumlara, amansız taarruz ve zorlu fitnelere, ekonomik tazyiklere, tavizsiz istikrar çizgisinden saptırma çabalarına, her koldan yürütülen karanlık algı operasyonlarına ve psikolojik saldırılara rağmen...
3 Ocak’ın 30. yıldönümünde bir defa daha tekrarlıyoruz ki: Hiçbir beşerî güç, bu nurlu kervanı ihlas ve istikamet çizgisindeki kararlı yürüyüşünden alıkoyamayacak inşaallah...