Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün’ün, yeni seçilen Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya ile Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez’e yazdığı tebrik mektuplarındaki çağrıları çok önemli.
Özkaya’ya, “AYM kararlarının, ülkemizin daha iyi bir hukuk düzenine, daha ileri bir demokrasiye ve daha yüksek refaha erişmesine önderlik etmesi, toplumsal uzlaşma ve dayanışmanın güçlenmesine katkıda bulunması, içinden çıkılması zor konularda kamuoyuna ışık tutup yol göstermesi hepimizin ortak beklentisidir” diye seslenen Gün, şöyle demiş:
“Ülkemizin yaşadığı bütün sorunların kökünde yargı sorunu yatmaktadır. Hukukun üstünlüğü bizzat yargı organları ve unsurları arasında aksamaktadır. Örneğin görevden çıkarma hariç, HSK kararları yargı denetimine tâbi değildir. Yargının kendi içinde bile siyasî nüfuz ve sair sebeplerle iç bağımlılıklar oluşmuştur. Bu sorunlar yargının tam bağımsızlık kazanmasına ve onu korumasına izin ve imkân vermemektedir. HSK adeta yürütmenin bir uzantısı haline gelmiş bulunmaktadır.
“Başta yolsuzluk ve rüşvet suçları olmak üzere, kamu görevinin kötüye kullanılması ve sair görev suçları veya görev dışı suçlarda getirilen kendi kurumunun veya amirlerinin soruşturma izni vermesi ön şartları, yargının olağan, doğal işlevini göstermesini yürütmenin izin vermesine bağlı kılmaktadır. Hem kurumsal yapı, hem işlevsel olarak yargının bağımsız olmadığı mevcut durumda, ülkemizin içinde bulunduğu yönetim sorunlarını, ekonomik sıkıntıları ve refah düşüklüğünü yaşaması kaçınılmaz bir sonuçtur.”
Gün, Kerkez’e gönderdiği mektupta ise başkanın devrim teslim törenindeki “Yargıtay’ın itibarını korumak için elimden geleni yapacağım” sözünü hatırlatarak, “Rüşvet ve yolsuzluğa bulaştığı iddia edilen Yargıtay üyeleri hakkında soruşturma açılıp açılmayacağına mesai arkadaşlarının izin vermesini şart koşan Yargıtay Kanununun 46. maddesinin ve benzeri hükümlerin varlığının Yargıtay’ın itibarını zedeleyeceğini siz de takdir edersiniz” demiş.
On binlerce hukuk temyizinde Yargıtay tetkik hâkimleri tarafından yazılan raporların gizli tutulmasının, yargılamanın aleniyeti ilkesine aykırı olduğunu ve görevi ihmale, keyfîliğe, hatta yolsuzluğa uygun bir ortam oluşturduğunu belirten Gün, şöyle yazmış:
“AİHM’in hak ihlali kararlarının yerine getirilmemesi ile yargı mensuplarının bunları destekler mahiyette siyasî nitelikli beyanlarda bulunması, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ülküsü ile bağdaştırılamaz. Yetkili yargı kurumlarının görevleri dahilinde verdiği kararları tanımama, bu kararlara uymama ve benzeri bir tutum içinde olması bir hukuk düzeni içinde kabul edilebilir değildir. Bizzat yargı organlarının yargı kararlarına uymamasının yol açtığı karmaşa ülke ekonomisine ve hukuka onulmaz zararlar vermiştir.”
Bu noktada AİHM’in aylardan beri uyulmayı bekleyen kararlarından birinin Yalçınkaya kararı olduğunu da biz ekleyelim.