Depremzedelerin ikametlerini bulundukları yere almaları yönündeki mesaj ve baskı da depremzedeyi bunaltıyor. Depremzedeye, oyunun memleketi için sayılacağı tedbirler almak yerine geçici ikametinde oy kullandırılması önce memleketi için negatif, geçici ikamet yeri için ise demografik yapıya müdahale olarak değerlendiriliyor. Memleketinin milletvekili üzerinde etkili olmak istiyor, ben sığınmacı oldum, oyum sığınmacı olmasın, beni temsil etsin diye düşünüyor.
Nüfusunu aldırırsa memleketindeki hasar, kira, taşınma, TOKİ haklarını kaybetmekten endişe ediyor. Aldırmadığı takdirde de sen sığınmacı olarak ... yerdesin, ikametin orada diye oy kullandırılmayacağından korkuyor.
Zaten hasarlı binalardan yardım almak için usulsüz ikamet değişiklikleri almış başını gidiyor. İkametinden silinen habersiz o kadar insan var ki... Vatandaşa mesaj geliyor: “İkametiniz güncel değil, cezaî işleme uğramamak için ilçe nüfusa müracaat ediniz.” İlçe nüfusa giden vatandaş 500 kişinin sıra beklediğini, yarısının kendisi gibi olduğunu, diğer yarısının da ikamet değişikliği için geldiğini görüyor. Uzun bekleyişten sonra işlem yapmak için kendisine sıra gelen vatandaşa “Bu adreste ... ikamet ediyor görünüyor. Sizi bu ikamete almam için adınıza fatura getirin” diye işlemi yapılmıyor. Vatandaş “Ben 2 Mart’a kadar bu adreste idim, 10 bin TL hasar yardımı aldım. 2 Mart’ta ne oldu da beni bu ikametten aldınız? Ben halen burada ikamet ediyorum” diye itiraz ediyor.
2 Mart’ta (depremden beri elektrik kesik, yıkılan binaların aboneliklerini iptal ederken yıkılan bir binaya ve hizmet veremediği bir işlem için nasıl Toroslar EDAŞ abonelik yapıyorsa?) Toroslar EDAŞ faturası getiren ... kişi ikamete alındığı için orada esas oturan kişinin o adresten kaydının silindiği ifade ediliyor. Bu işlemi yaptıranın devletten yardım almak isteyen bir üçkağıtçı ve işlemi yapanın da ortağı olmasından başka bir yorum gelmiyor akla.
Velhasıl depremzede düşürüldüğü girdapta karanlıktan zifiri karanlığa çekiliyor.
İktidarın Adıyaman ve Hatay’dan talep ettiği helalliğin hem vicdanlarda, hem de icraatlarda mâkes bulamadığı da anlaşılıyor...
Allah yar ve yardımcımız olsun.