Tek adam rejiminin her alanda ülkeyi içine sürüklediği sıkıntılar görülüp fark edildikçe toplum yıllardır kendisini adeta “uyuşturan” narkoz ve hipnotize durumundan çıkıyor.
Ve bu hal, gerek tek taraflı beyin yıkamaların, gerek kasıtlı olarak telkin edilen “alternatifsizlik” algısının, gerekse estirilen korku havasının tesiriyle iktidara destek vermeye devam eden kesimlerin bu yaklaşımındaki değişme ile kendisini göstermeye başlıyor.
İktidar seçmen desteğini hızla kaybediyor.
Metropoll’ün anketine göre, seçmenlerin yüzde 53.7’si AKP’nin gelecek seçimlerde iktidardan düşeceği görüşünde. Anketin ortaya çıkardığı bir başka ilginç sonuç, AKPlilerin yüzde 25.7’sinin de aynı kanaatte olması.
Bu sonuçlarla paralel şekilde muhalefete verilen desteğin de artışa geçtiği gözleniyor.
Ancak bu hassas ve kırılgan süreçte iktidar blokundan ümidini kesip kopan, ama güvenli bir adres arayışı içinde bekleme pozisyonu alan kayda değer bir kararsız kesim mevcut.
Muhalefetin bu kesimi kazanmak için çok dikkatli, özenli, tutarlı, samimî politikalar geliştirmesi ve uygulaması son derece önemli.
Bu noktada 6 partinin parlamenter sisteme geçiş gündemiyle buluşmaları daha şimdiden ümit verici bir sinerji meydana getirdi.
Bu sürecin mümkün olan en kısa zamanda olumlu bir sonuca bağlanıp liderler tarafından yine toplu halde kamuoyuna deklare edilmesi, hem ülkeye rahat bir nefes aldırır hem muhalefetin gündem hâkimiyetini pekiştirir hem de iktidarı iyice köşeye sıkıştırır.
Ki, düne kadar burnundan kıl aldırmayan ve “Yeni sistemden dönüş yok” tavrında olan iktidarın, son dönemde o çok savunduğu sistemden taviz sinyalleri vermeye başlaması, muhalefetin ısrarla takipçisi olduğu parlamenter sisteme dönüş talebinin toplumda mâkes bulup kabul görmesinin bir neticesi.
Muhalefet kararlı duruşunu koruyarak temel esaslar üzerinde sağlam bir mutabakata dayandırılmış tutarlı bir programı en kısa zamanda sonuçlandırmalı ve izleyeceği yol haritası olarak, liderlerin ağzından açıklanmalı.
Tek adam rejimi sürdüğü müddetçe kan kaybetmeye devam eden ülkenin, bu halden bir an önce çıkması şart. Bunun yolu ise en yakın zamanda yapılacak bir erken seçim.
Ve Türkiye “derhal seçim” sürecine giriyor.