Meşveretlerde sağlıklı sonuçlar alınabilmesi için, hak namına da olsa, Risale-i Nur’da “istibdad-ı ilmî” olarak ifade edilip, ihtilâfların kaynağı olarak gösterilen mütehakkim ve dayatmacı tavırlara meydan verilmemeli.
Böylesi tavırlar olursa da, onlara karşı, imandan kaynaklanan hürriyet-i şer’iyenin neticesi ve gereği olan medenî cesaret ve dirayet gösterilip, fikirler yine dile getirilmeli.
Müzakereler sonuçlandıktan sonra ise, şahsî fikirlere uymasa dahi, meşveret neticesinde alınan karara hep birlikte sahip çıkılmalı ve gereğini yerine getirmek için yine beraberce samimiyetle gayret sarf edilmeli.
Şûrâ müessesesini yıpratacak ve yanı sıra kardeşlik hukukuna zarar verecek yıkıcı ve tahripkâr gıybet ve eleştirilerde bulunmaktan dikkat ve hassasiyetle kaçınılmalı. Her hâlükârda, meşveret kararına saygılı olunup, onu yıpratacak tenkitlerden uzak durulmalı.
Aslında meşveretler, “haklı şûrâ” ifadesindeki manaların hakkı verilerek yapılabilse, ortada niza ve tartışma konusu olabilecek fikir ayrılıkları ve ihtilâflar kalmaz; büyük ölçüde meşrep ve mizaç uyuşmazlığına dayalı ve çoğu enaniyet kaynaklı sürtüşmeler de biter.
İhlâs Risalesi’ndeki “Kardeşlerinizi tenkit etmeyiniz” düsturu izah edilirken dile getirilen “Nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü tenkit etmez, dili kulağına itiraz etmez, kalp ruhun ayıbını görmez. Belki (bilâkis) birbirinin noksanını ikmal eder (tamamlar), kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet (yardım) eder. (...) Hem nasıl ki bir fabrikanın çarkları birbiriyle rekabetkârane uğraşmaz, birbirinin önüne takaddüm edip (geçip) tahakküm etmez, birbirinin kusurunu görerek tenkit edip sa’ye (çalışmaya) şevkini kırıp atalete uğratmaz. Belki bütün istidatlarıyla, birbirinin hareketini umumî maksada tevcih etmek için yardım ederler, hakikî bir tesanüd (dayanışma), bir ittifak ile gaye-i hilkatlerine (yaratılış gayelerine) yürürler” manalarına riayet edilmesi, zaten bu neticeyi tahakkuk ettirir.
Bize düşen, birbirimize yardımcı olmak, eksiğimizi tamamlamak, yanlış birşey varsa Üstadın tarif edip uygulamalarını bizzat gösterdiği gibi kırmadan ve incitmeden en uygun şekilde düzeltmeye çalışmak; haklı şûrâ ile ihlâs ve tesanüdü muhkemleştirmek olmalı.