Bir zamanlar, sonradan “millî birlik ve kardeşlik projesi” adı verilen “çözüm sürecini konuşuyorduk. Büyük ümitlerle.
“Artık analar ağlamasın” söylemleriyle başlatılan bu süreçte, farklı kesimlerden seçilen—ve bazıları sonradan “hain” ilan edilen!—insanların bir araya getirildiği “âkil adam” heyetleri oluşturulmuş, bunlar değişik bölgelerde çalışmalar yapmışlardı.
Bazı iktidar önde gelenlerinin övgüler düzdükleri İmralı sakininin mektubu, Barzani ve Şivan Perver katılımlı Diyarbakır mitinginde meydandakilere okutturulmuştu.
Terör örgütünün bölgede “paralel devlet” kurma anlamına gelen faaliyetlerine ve şehirlere silah yığmasına bile göz yumulurken, operasyon izni isteyen güvenlik güçlerine “Sakın dokunmayın” talimatı verilmişti.
Ne zaman ki 7 Haziran 2015 seçiminde AKP tek başına iktidarı kaybetti, birkaç hafta içerisinde adeta düğmeye basılmışçasına terör tırmandırıldı ve aynı yıl 1 Kasım seçimleri o ortamda gerçekleştirildi.
O arada “Oslo’daki masa” da devrilmişti.
O gün bugündür, terörle mücadelede yine askerî yöntemler öne çıkmış durumda. Ve mücadelenin “başarı”sı, “etkisiz hale getirilen” teröristlerin sayısı ile ölçülüyor.
Operasyonlar hem sınırlarımız içinde, hem de Suriye ve Irak topraklarında devam ederken, son dönemde yetkili ağızlardan sıklıkla işittiğimiz söz hep şu oldu:
“Terörü bitirdik. Örgütün belini kırdık ve eylem yapabilme kabiliyetini yok ettik...”
Ama Mehmetçiğe zaman zaman ağır zayiat verdiren terör saldırılarının devam ediyor olması, bu sözleri maalesef havada bırakıyor.
Bu defa da, Batman-Gercüş olayında gördüğümüz gibi, “8 şehidimize karşı 800 terörist öldüreceğiz, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar operasyonlarımız sürecek” söylemleri bir kez daha tekrarlandı.
Ama “öldürme” üzerine kurulu bir terörle mücadele stratejisinin âkıbeti, Genelkurmay eski Başkanlarından İlker Bağbuğ’un yıllar önce devlet adına yaptığı özeleştiride çok açık ve acı bir şekilde ifade edilmişti:
“Örgüte bu kadar zayiat verdirdik, ama her defasında dağ kadrosu yenilendi, zira dağa çıkış ve katılımları önleyemedik.”
Türkiye aynı fâsit daireye yine döndü.
Çözüm sürecini ise hatırlayan bile yok.
***
Şehit haberleri gelmeye devam ediyor (7.2.18 tarihli scope yayınımız)