Ankara’daki Nur sohbetlerine yolu düşen herkes, Zafer Ferah’la mutlaka karşılaşıp samimî ve mahcup halini müşahede etmiştir.
Engin bir tevazunun tezahürü olan bu halin gerisinde, Risale-i Nur’a sarsılmaz bir sadakatle bağlanan, Yeni Asya çizgisinden asla vazgeçmeyen bir irade ve kararlılık vardı.
Sapma ve fitnelere asla müsamaha göstermeyen bir sadakat ve istikamet sergiledi.
Küçük yaşta göz tansiyonu hastalığından görme kabiliyetini kaybetmiş, ama bu kaybı, gönül gözünü alabildiğine açarak yöneldiği ve bağlandığı Risale-i Nur’la telafi etmişti.
Eserleri okuyabilmek için büyük sıkıntıları göğüslemiş, pahalı araçlar temin etmiş; Brail alfabesiyle yazılan kilolarca ağırlıktaki Risaleleri yanında taşımış ve dersler yapmıştı.
Yeni Asya’yı ve yayınlarını yakından ve çok dikkatle takip ederken, soru, talep ve katkılarıyla dinamik bir iletişim örneği veriyordu.
“Herkes okusun diye çanta boy Risale oluyor da bir benim gibi körlere yok ne yazık ki” serzenişi bunun en yakın örneklerinden biri.
“Acaba çıkan kitaplara kitap sitesinde tıpkı e-gazete gibi üye olup aylık veya yıllık bir fiyat karşılığı bu kitapları word veya pdf olarak indirmek mümkün mü?” teklifi bir diğeri.
Pandemi sürecinde yaygınlaşan online Risale dersleri hakkında yazdığı “Ders saatlerinde plansızlık var. Oldu mu hepsi birden aynı günde oluyor, olmadığı zaman da hiç olmuyor; dengesizlik var” sitemi bir başkası.
Kendisinden önce ağabeyi Ahmet Ümit çok ağır ve yoğun bakımlı bir korona süreci geçirdiğinde, onun durumuyla ilgili gelişmeleri anbean yansıtmış ve dua talep etmişti.
Ümit şifa buldu, kendisi hastalandı.
Entube olmadan önce 25 Mayıs’ta yazdığı en son mesajında “Hastalık sebebiyle öksürük şimdilik durdurmuyor. Akşam derslere katılıp dinlemek istiyorum. Maalesef ilaç uyku verdiği için mahrum kalıyorum. Hasta olan ağabeylere de âcil şifalar diliyorum” demişti.
Hastalığından bir gün önce katıldığı Çorlu dersinde Hastalar Risalesi’nden âmâlara dair devayı okumuştu. Dersi takiben Murat Cansız’a attığı mesajdaki “Allah razı olsun; dert keder vermesin. Cennetini ikram etsin, oraya hapsetsin, bir daha çıkarmasın” duasının öncelikle kendisi hakkında kabulünü diliyoruz.
Ailesinin ve camiamızın başı sağ olsun.