Tarihî dokular, dönemin sanatını, edebiyatını da gösteren yapılardır. Özellikle İstanbul fethinin ardından sade tasarımlar daha çok dikkat çekmektedir. Çeşmeler de o dönem için sade, klâsik üslûpta yapılmışlardır. Kesme taş ya da mermerden yapılmış, genellikle cephede sivri kemer ya da kaş kemer kullanılmıştır. Çoğunluğu oldukça sâde olan bu çeşmelerin süslemelerinde, rozet, rûmî, palmet, mukarnas gibi motiflere yer verilmiştir.
Aynı sadelik ve klâsik üslûpta yapılan Davut Paşa çeşmesi, kitabeli olarak İstanbul’daki en eski tarihli çeşmeler arasındadır. Kocamustafapaşa semtinde bulunan bu çeşme, 1485 yılında Gazi Davut Paşa tarafından inşa ettiriliyor. Çeşmeye yakından bakıldığında, kesme küfeki taşından yapılan, basık sivri kemerli nişteki dikdörtgen çerçeve içinde, “Sâhibü’l- hayrât merhûm Davud Paşa, sene 890” yazılı kitabesi olduğu görülmektedir. “Sâhibü’l-hayrât” yazısında iki uca kabartma olarak sağda dal ve yaprakları olan sümbül, sola ise dal ve yapraklarıyla bir gül motifi işlenmiştir. Kitabedeki merhum tabirinden anlaşılacağı üzere, kitabe, bânîsi Davud Paşa’nın ölümünden sonra konulmuş olma ihtimali yüksektir. 1483’te Fâtih Sultan Mehmed’in vezîriâzamı görevine getirilen ve 1497’de emekli olan Davud Paşa, 1499’da vefat etmiştir. Kitabenin alt kısmında, sonradan konulduğu anlaşılan mermerden kabartma deniz kabuğu, akantus yapraklı S ve C kıvrımlı, rokoko süslemeli ayna taşı yer alır. Önünde, mermer teknesi vardır. Davut Paşa Çeşmesi gidip görülmesi gereken, tarihî açıdan büyük bir öneme sahip bir kültür mirasıdır.