Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Yeni Ekonomik Programı’nı (YEP) açıkladı.
3 yıllık bir ekonomi programı olan YEP’in ana teması dengelenme, disiplin ve değişim. Fakat bu temaların ne kadarı gerçekleşti veya gerçekleşecek? Programa göre, Türkiye ekonomisi 2019 yılını yüzde 12 enflasyon ve yüzde 0,5 büyüme ile kapatacak. Önümüzdeki 3 yıl içinde ise büyümenin yüzde 5’e çıkarılması, enflasyonun yüzde 4,9’a ve işsizliğin yüzde 9’a indirilmesi hedefleniyor. İşsizliğin ise 2020’de yüzde 11,8’e, 2021’de yüzde 10,6’ya ve 2022’de yüzde 9’a düşürüleceği de hedefler arasında. Peki, bu hedefler Türkiye gerçekleriyle ne kadar uyuşuyor, tartışma konusu. Açıklanan 9’uncu paket olmasına rağmen, bir önceki YEP’te kamuda 2019’da 60 milyar TL’lik tasarruf sağlanacağı, 16 milyar TL gelir arttırımı elde edileceği ve bankaların güncel yapılarını tesbit etmek için malî bünye değerlendirme çalışmalarına başlanacağı gibi hedefler de vardı. Ancak bu noktalarda henüz iyileşme sağlanabilmiş değilken tekrar bir paket açıklamak ne kadar doğru ve güvenilir bu da tartışma konusu.
Peki, Türkiye ekonomisi için sağlıklı olan ne?
Konuyla ilgili ekonomist Murat Sagman şunu söylemişti: “Hem büyüyeceğiz hem de cari açığı ve enflasyonu düşüreceğiz derseniz, bugüne kadar Türkiye ekonomisinde olmayan bir şey söylemiş oluyorsunuz.”
Türkiye ekonomisini düzeltmek için en önce bulunduğumuz ülkeyi, Türkiye’yi tanımaktan başlanmalı. 2020 yılında doların ortalama hedefi 6 lira öngörülmesine rağmen Albayrak, “Büyüyeceğiz, cari açık vermeyeceğiz, enflasyonu düşüreceğiz” gibi söylemlerde bulundu. Bu durumda, Türkiye şartları altında konulan hedefler ile gerçeklerin uyuşmadığının bir göstergesi. Diğer bir gösterge ise, “Ekonomideki her iyileşmeyi vatandaşımıza yansıtıyoruz” söylemlerinin ardından elektriğe gelen % 14.9 zam.
Kısaca bu program neyin nasıl yapılacağını söylenmeden sadece temennilerden oluşan bir programdı. Artık temennileri aşıp üretim nasıl artacak? Tarım ne olacak? Enflasyon nasıl düşecek? Büyüme artacaksa cari açık nasıl dizginlenecek? İstihdam nereden sağlanacak? Şirketler nasıl kurtarılacak? gibi somut sorular sorup bunların cevaplarını aramakla Türkiye ekonomisi düzelecek. Bariz bir şekilde ekonomik kriz yaşayan bir ülkeyiz ve kurtuluş reçetesi artık hayalleri anlatmak değil somut şeyler ortaya koymaktan geçiyor. Bir önceki yazıda da dediğimiz gibi YEP’in amacı olan dengelenme, disiplin ve değişim boş hayallerle değil, demokrasi ve icraatlerle olacaktır.