Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Yurtdışındaki Filistinli Âlimler Heyeti iş birliğinde, “Osmanlı Dönemi’nde Kudüs’te İlmi Hayat ve Eğitim” başlıklı uluslar arası sempozyum düzenlendi.

Sempozyumun açılışında konuşan Yurtdışındaki Filistin Âlimler Heyet Başkanı Dr. Nevvaf Tekruri, Kudüs’ün İslâm tarihindeki yerine ve önemine değindi.

Tekruri, Osmanlıların Kudüs’te ilme yaptıkları yatırımlar, açılan medreseler, bu medreseler için kurulmuş vakıfların önemini vurgulayarak, bugün Kudüs’ün işgal altında olduğunu söyledi. Müslümanların Kudüs konusunda daha duyarlı olmasını isteyen Tekruri, “Kardeşlerim, Kudüs bizim boynumuzda bir emanettir, Peygamber Efendimizin (asm) bir emanetidir. Ayrıca, Hz. Ömer’in, Selahaddin Eyyubi’nin, Sultan Selim, Kanunî ve Sultan Abdülhamid’in emanetidir. Tabi kötüler asla ve asla bu yükü kaldıramaz. Sadece mü’min insanlar bu yükü taşıyabilir. Biz bu gerçek emanete sahip çıkalım. Allah’tan dileğim biz o salih insanlardan olalım” diye konuştu.

İstikrar Müslümanlar sayesinde sağlanmıştı

Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Zekeriya Kurşun ise, Kudüs’ün peygamberler diyarı olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:

“Kudüs bugün işgal altındadır. Tarihe baktığımızda Kudüs-ü Şerif defalarca sıkıntılı anlar ve dönemler geçirmiştir. Ancak her seferinde sorumluluğunu idrak edebilen Müslümanlar, Müslümanların önderleri Kudüs-ü Şerifte yeniden barışı, kardeşliği ve bir arada hayatı tesis edebilmişlerdir. İslâm tarihinde en uzun istikrar dönemlerinden biri de kuşkusuz Osmanlı asırlarıdır. Osmanlı Devleti, 1516 yılından 1917 yılına kadar Kudüs’ün İslâmî kimliğine pek çok yönü ile katkılar sunmuştur. Bugün bu sempozyumda burada sadece yaptığı katkılardan biri üzerine odaklanacaktır.” Kurşun, Osmanlı idaresine girmeden önce de Osmanlı idarecileri, sultanları ve halkının Kudüs’e özel bir ilgi gösterdiğini ve bu ilginin yönetime katıldıktan sonra da devam ettiğini söyledi.

Fotoğraflar: Erhan Akkaya / Yeni Asya

AA