Cuma hutbelerinden birinin konusu “Anne-Baba=Cennet vesilesi” idi hatırladığım kadarıyla.
İlk başta asr-ı saadette gerçekleşen bir olay şu şekilde anlatılmıştı: “Medine’ye bir genç gelmişti. Uzun ve meşakkatli bir yoldan geldiği belliydi. Doğruca Allah Resûlü (asm)’in yanına koştu ve “Anne babamı ardımdan ağlar halde bırakıp sana geldim Yâ Resûlallah!” dedi. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu: “Anne babanın yanına geri dön ve her ikisini de nasıl ağlattıysan öylece güldür!” (Ebû Dâvûd, Cihâd, 31.)
Kendilerini en çok iyilik yapmamız gereken ve gerçekten de hak eden kişiler anne babamızdır. Çünkü bu dünyaya gelme vesilemizlerdir. Zaman zaman gözyaşı, bazı zaman duayla bizleri bu günlere onlar getirdi, Allah’ın izniyle.
Onların ilgisi ve destekleriyle hayatta sevgiyi, şefkati ve merhameti, sabrın ve fedakârlığın nasıl olması gerektiğini onlardan öğrendik.
İslamiyet’in emri mucibince onlara iyilik yapmak gerekiyor. Niçin mi?
Mesela bir ayet-i kerimede Cenâb-ı Hak: “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle. Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. ‘Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster’ diyerek dua et.” (İsrâ, 17/23, 24.) demektedir.
Aynı konuda Hz. Peygamber (asm) de, şöyle buyuruyor: “Rabbin hoşnutluğu anne babanın hoşnutluğuna, Rabbin öfkesi de, anne babanın öfkesine bağlıdır.” (Tirmizî, Birr, 3)
Bediüzzaman Said Nursi de bu konuda 21. Mektup adlı eserinde şöyle der: “Evet dünyada en yüksek hakikat, peder ve validelerin evlâdlarına karşı şefkatleridir. Ve en âlî hukuk dahi, onların o şefkatlerine mukabil hürmet haklarıdır. Çünkü onlar, hayatlarını kemal-i lezzetle evlâdlarının hayatı için feda edip sarfediyorlar. Öyle ise, insaniyeti sukut etmemiş ve canavara inkılâb etmemiş herbir veled; o muhterem, sadık, fedakâr dostlara hâlisane hürmet ve samimane hizmet ve rızalarını tahsil ve kalblerini hoşnud etmektir.”
Dünya hayatında bahtiyar ahiret hayatında kurtuluş vesilesi olabilecek şekilde anne babanın hoşnutluğu için çalışmak gerektiğini yukardaki alıntılar açıkça göstermektedir. Bunun garantisini de sevgili Peygamber Efendimiz (asm)’in şu hadisinden çıkartabiliriz: “Anne baba, kişinin cennete girmesine vesile olacak en yüce kapılardan birisidir. Bu kapıdan girme fırsatını kaybetmek ya da değerlendirmek artık sana kalmıştır!” (Tirmizî, Birr, 3.)