"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Haklı şûrâ ile yola devam

Kâzım GÜLEÇYÜZ
15 Haziran 2025, Pazar
Uhud Savaşının ilk etabı Müslümanların lehine neticelenip müşrik ordusu bozguna yüz tuttuğunda, “Ne olursa olsun, burayı terk etmeyeceksiniz!” talimatının muhatabı olan okçular başta olmak üzere, İslâm ordusunun mensupları erken bir zafer coşkusuna ve ganimet telâşına kapılınca olanlar oldu.

Halid bin Velid komutasında pusuda bekleyen Mekke müfrezesi, mevzilerini terk eden okçuların açtığı gedikten girip Müslümanları arkadan vurdu, durum tersine döndü, Resulullah’a benzeyen bir Sahabenin şehit edilmesi üzerine yayılan “Muhammed öldü!” şayiası Müslümanlar içinde bir panik havası doğurdu...

Bu son derece zor ve kritik kırılma anlarında, bütün olumsuzluklara rağmen savaşa devam eden 14 Sahabenin sebat ve metaneti vaziyeti kurtardı, mağlûbiyetin mutlak bir hezimete dönüşmesinin önü alındı ve tekrar denge sağlandı.

Ama sonuç olarak Peygamberimiz yaralandı ve büyük acılar çekti; amcası Hz. Hamza (ra) başta olmak üzere birçok güzide Sahabe şehit düştü, Müslümanlar ağır kayıplara uğradı...

Meşverette “Savaşalım” diye ısrar edenlerin çoğu savaşın gereklerine uygun davranamazken, bilhassa okçuların emirlere uymaması bu hazin neticeyi ortaya çıkardı. Ama buna rağmen Peygamberimiz onlara karşı hesap sorucu bir tavra girmedi, aksine kucak açıp şefkatle muamele etti. Ve Rabbimiz, “Allah’tan bir rahmet sebebiyledir ki, sen Ashabına yumuşak davrandın. Eğer kötü huylu ve katı yürekli olsaydın, onlar etrafından dağılırlardı. Artık onları affet, onlar için Allah’a istiğfar et ve onlarla iş hususunda istişare et” mealindeki ayetle onun bu güzel tavrını övdü.

Bir önceki istişarede alınan kararın gereklerini tam olarak yerine getirememenin yol açtığı ağır bilânço ortadayken ve bizim düz mantığımıza göre bu durum mutlak bir hesaplaşmayı gerektirirken, Peygamberimizin öyle yapmayıp Sahabelere yumuşak davranması ve bu tavrının Rabbimiz tarafından takdir edilmesi ne kadar anlamlı.

Çünkü hayat devam ediyor. Öyle olunca hep ileriye bakmak gerekiyor. Geçmişe takılıp, oradan “hesaplaşma adına” sürekli husumetler üreten bir tavırla geleceğe yürümek mümkün değil. Geride kalan hadiselere, ancak hataları tesbit ederek bir daha tekrarlamama dersi çıkarmak ve bunun gereklerini de uygulamak için bakılmalı.

Önceki istişareden sonra yaşananlar, müteakip istişareye ışık tutacak şekilde analiz edilip, yine haklı şûrâ ile yola devam edilmeli.

Okunma Sayısı: 730
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı