"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Abdülhamid, İttihatçılar ve Said Nursî

M. Latif SALİHOĞLU
01 Aralık 2023, Cuma
Yüz yılı aşkın bir süredir, Said Nursî’nin, gerek Sultan Abdülhamid ve gerekse İttihatçılar hakkındaki tavır, görüş ve düşüncelerinin ne olduğunu hâlâ anlamayan sözüm ona tahsilli ve akademik eğitim görmüş kimseler var.

Oysa, bu hususlar gayet açık ve basittir. Meselenin anlaşılmayacak herhangi bir yanı yoktur.

Ama ne gariptir ki, o çalkantılı dönemin olaylarına ve aktörlerine dair kafa karışıklığının ve zihnî bulanıklığın sonu bir türlü gelmiyor.

Ne yapalım... Bize de—velev ki, yüz seksen kere olsa bile—bu gibi konuları izah etmek, muğlak görünen noktaları vüzûha kavuşturmak düşüyor...

*

Lâfı hiç dolandırmadan hemen ifade edelim ki, II. Meşrûtiyetin ilânı esnasında İttihatçılarla birlikte hareket eden Bediüzzaman’ın, ne önce, ne de sonradan Sultan Abdülhamid’in şahsına yönelik tahkir veya tezyif edici herhangi bir ifadesi yoktur ve gösterilemez.

Aynı şekilde, bilâhare Said Nursî ile yollarını ayıran İttihatçıların da zaman içinde değişmedikleri ve 1908’deki başlangıç noktasından sapmadıkları iddia edilemez. 

Şimdi, bu iddianın ispatı faslına geçelim.

*

Said Nursî, hayatı boyunca hürriyet ve meşrûtiyet taraftarı olduğu için, Sultan Abdülhamid’in mutlâkiyet rejimine muhalefet etmiştir. Üstelik, bu muhalefetinden dolayı da herhangi bir pişmanlık duymamıştır. Aşağıda, muhtelif eserlerinden yapacağımız iktibaslar, bu gerçeğin açık bir ifadesi olacaktır.

Öte yandan, sırf hürriyet ve meşrûtiyetin ilânı ve idamesi maksadıyla İttihatçılarla müşterek bir hareket içinde görünen Said Nursî, bilâhare iktidara gelen İttihatçıların dahilî siyasetlerine şiddetle muhalefet etmiş, bundan dolayı da idam talebiyle yargılanmıştır.

İttihatçıların iç politikadaki icraatlarını beğenmeyen Said Nursî, ülkenin haricî saldırılara maruz kaldığı yıllarda (1914–18) ise, hükümetin yanında ve ordunun içinde yer alarak, talebeleriyle birlikte canla başla çalışmaktan geri durmamıştır.

*

Bir noktanın daha altını çizmekte yarar var: Said Nursî’nin İttihatçılara muhalefetinin Sultan Abdülhamid’le doğrudan bir alâkası bulunmadığı gibi, onlarla birlikte hareket etmesinin de İttihatçıları beğenmesinden dolayı değildir.

Şimdi, bu noktalara açıklık getirecek sözleri “birinci el”den dinleyelim. Sultan Abdülhamid’in şahsını veli padişahlar makamında gören Said Nursî, onun zamanındaki rejimi “hafif”, İttihatçılar devrindeki rejimi ise “şiddetli” istibdat mânâsında görüp şu şekilde yorumluyor: “Vaktaki hürriyet dîvanelikle yâd olunurdu (1907–8); zayıf istibdat, tımarhaneyi bana mektep eyledi. Vaktaki îtidal, istikamet irtica ile iltibas olundu (1909); meşrûtiyette şiddetli istibdat, bana hapishaneyi mektep eyledi.” (D.H. Örfî, ilk paragraf.)

*

Şimdi gelelim, Said Nursî’nin İttihatçılarla neden farklı düştüğü noktasına...

Bu hususta, 1909’da kendisine tevcih edilen “Sen Selanik’te İttihat ve Terakkî ile ittifak etmiştin, neden ayrıldın?” şeklindeki suâle Üstad Bediüzzaman şu cevabı veriyor: “Ben ayrılmadım, onların bazıları ayrıldılar. Niyazi Bey, Enver Bey gibi adamlarla şimdi de müttefikim; lâkin bazıları bizden ayrıldılar, bataklık yoluna saptılar. Hamiyetlerinden şüphem yoktur, fakat mukabillerinde garaz hissettiler; onlar da, tabiî, garaza ittiba ettiler. “...Ben hamiyetli ve dindar adamlarla daima beraberim. Ben Selanik’te Meydan–ı Hürriyet’te okuduğum nutuk ile ilân ettiğim mesleğimi, şimdi de takip ediyorum.” (Eski Said Dönemi Eserleri: 97)

Demek ki neymiş? Başlangıç noktasında mutabık kalınan gaye hedefi terk eden, anlaşmayı bozan ve bataklığa sapan “bozuk İttihatçılar”ın bizzat kendileri imiş.

Bilâhare, aynı mevzuya dair olarak Münâzarât isimli esere derc edilen bir suâl–cevap faslında şunu görüyoruz:

Sual: “İttihat ve Terakkî hakkında reyin nedir?”

Cevap: “Kıymetlerini takdir ile beraber, siyasiyyunlarındaki şiddete mûterizim.” (Age: 135)

Okunma Sayısı: 3491
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Adem Yılmaz

    1.12.2023 11:08:01

    Allah Abdulhamitten razı olsun. Müslümanların birliği için samimi olarak çalıştığına tarih şahit. Filistin konusunda yahudi para babalarına karşı dik durması, eğilemmesi bile tek başına bütün hatalarından daha büyük bir iyilik olarak yeter. Üstadımızın istibdat konusundaki eleştirileri tabiki haklı eleştirilerdi. Sultan Abdulhamitte bunun farkındaydı. Ama tarih kader tarafından bu şekilde icra olundu. Çok büyük ve vahşi bir kurtlar sofrası kurulmuştu ve o sofrada islam coğrafyasını yemeye çalışıyorlardı. Hasılı kelam, Latif abinin drdiği gibi, Üstadımızı sevmek Abdulhamiti sevmeye engel değildir. İkisi birbirinin zıddı değildir.

  • HÇeşitcioğlu

    1.12.2023 10:12:40

    Allah razı olsun tebrik ve teşekkürler...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı