"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemil Meriç’ten unutulmaz mesajlar

M. Latif SALİHOĞLU
13 Haziran 2023, Salı
Vefatının yıldönümü vesilesiyle bugün rahmetle andığımız mütefekkir yazar Cemil Meriç, Cumhuriyet dönemi aydınları arasında mertliği ve cesaretiyle de tanınmış olan mühim bir şahsiyettir.

Üniversite yıllarında evinde üç kez ziyaret ettiğim, sohbetini dinlediğim, kitaplar imzalattığım bu cesur yürek hakkında günümüz neslinin de yeterli bilgi sahibi olması gerekiyor.

Bu vesileyle, önce onun biyografisi hakkında kısa bir bilgi aktaralım, ardından, aradan o unutulmayan sözlerinin, mesajlarının az bir kısmını iktibas edelim.

*

12 Aralık 1916 Hatay Reyhanlı doğumlu olan araştırmacı-yazar Hüseyin Cemil Meriç, 13 Haziran 1987’de İstanbul’da vefât etti.

Ziyadesiyle araştırma yapmaktan çok kitap okumaktan gözlerini kaybetmiş olan Cemil Meriç’in sergüzeşt-i hayatı kısaca şöyledir:

Balkan Harbi esnasında, ailesi Rumeli’den Anadolu’ya göçtü. Babası, Dimetoka’da hakimlik yapan Mahmut Niyazi Bey, bilâhare Antakya’da da Ziraat Bankası Müdürlüğü ve mahkeme reisliği yaptı. Yedi yaşına kadar Antakya’da yaşadı, ardından ailesi ile birlikte Reyhanlı’ya döndü. İlköğretim dönemini memleketinde geçirdi. Liseyi İstanbul Pertevniyal’de bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe eğitimi aldı. Bu sırada Nazım Hikmet ile tanıştı.

1937’de İskenderun’a döndü. Burada bir müddet öğretmenlik yaptı ve tercüme işleriyle uğraştı. 1940’ta tekrar İstanbul Üniversitesine dönerek Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde tahsil gördü. Elazığ’da (1942-1945) ve İstanbul’da (1952-1954) Fransızca öğretmenliği yaptı. Bu dönemden başlayarak, hayatın son demlerine kadar gazete ve dergilerde yazılar yazı. Yazılarının mühim bir kısmını kitaplaştırdı.

1983’te eşi Fevziye Hanım vefatının ardından kendisi de aynı sene beyin kanaması geçirdi ve sol tarafına felç geldi. 

*

Cemil Meriç, Üstad Bediüzzaman’ın “celâdet” noktasında bir kahraman olduğuna ve bu asırda İslâm tefekkürünü temsil makamında bulunduğuna inandığını söylerdi. 1981’de kendisiyle yapılan bir mülâkatta şunları ifade etti:

“Tanzimat’tan sonra büyük İslâm mütefekkiri yok. Olsaydı, zaten bu hale gelmezdik. Yani olsaydı, bir mücadele olurdu. Hiçbir mücadele olmadı. Giyin dediklerini giydik, atın dediklerini attık. Dili de mahvettik... Bütün bu cinayetler olurken herkes pustu, sindi... Tek sesini çıkaran Said Nursî oldu.” (Yeni Devir, 9 Ocak 1981)

Cumhuriyet Türkiye’sinin işleyen beyni, duyarlı vicdanı ve cesur yüreği Cemil Meriç, hayatının son yıllarında tanıma şansını yakaladığı Bediüzzaman Said Nursî ve eserleri ile ilgili olarak, muhtelif platformlarda yazılı/sözlü pek tesirli beyanlarda bulundu. İşte, söz konusu röportajdan kısacık bir bölüm daha:

Soru: “Vak’a-yı Hayriye’den (1839 Tanzimat’tan) beri bizde İslâm tefekkürünün büyük isimleri çıkmamıştır” diyorsunuz?

Cevap: Evet, çıkmamıştır. Said Nursî var. Hürmete lâyık başka adam tanımıyorum. “Müslüman mütefekkir” deyince, celâdetiyle, cihâdetiyle onu tanıdım, başka tanımadım. (1981 Suffe Yıllığı)

Son olarak, merhum Meriç’ten iki-üç vecize daha aktararak nokta koyalım.

*

“Ki­tap bir li­man­dı be­nim i­çin. Ki­tap­lar­da ya­şa­dım ve ki­tap­ta­ki in­san­la­rı so­kak­ta­ki­ler­den da­ha çok sev­dim. Ki­tap be­nim has bah­çem­di. Ha­yat yol­cu­lu­ğu­mun sı­nır taş­la­rı ki­tap­lar­dı.”

*

“Ezelî sır: Kader” başlıklı yazısında, Said Nursî`nin eseri “Kader Risâlesi”ni nazara veren Cemil Meriç şunları ifade eder:

Kàmus der ki: “Kader, (lûgatte) ölçme, tahmin, ölçerek takdir ederek tâyin; (kelâmda) Allah`ın iradesini icrâdan, yani kazâdan evvel takdir etmesi, ölçmesi mânasındadır.”

Kader, ezelden ebede kadar cârî ahval ve hâdisata hâkim olan, küllî İlâhî hükümlerdir. Kader, ölçüp biçip hüküm vermek; kazâ ise, bu hükmü infâz etmek, yani ezelden verilen hükmü ademden (yoktan) fiil haline getirmektir. İslâmda her şeyin takdir-i İlâhî ile vücuda geldiğine inanmak şarttır.

Bu karanlık mefhuma yeni bir aydınlık getirmek kimin haddi?

Said Nursî, İslâm irfanının, cihanşümûl hakikatlerini küçük bir risâlede (Kader Risâlesi’nde) toplamış. Dinleyelim: ….

Okunma Sayısı: 3561
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı