"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diktacı bir iktidarın hazin sonu

M. Latif SALİHOĞLU
08 Ekim 2021, Cuma
GÜNÜN TARİHİ: 8 Ekim 1918

On yıl müddetle koca Osmanlı Devletini adeta bir Balkan çetesi gibi yönetmeye çalışan İttihat-Terakki hükümeti, 8 Ekim 1918 tarihinde hazin bir son ile noktalandı. Meşhur İttihatçı Talat Paşa’nın aynı gün Sadrâzamlık makamından istifa etmesiyle birlikte, temsil etmiş olduğu partinin iktidarı da sona ermiş oldu.

Talat Paşa’nın istifa etmesinin asıl sebebi, yaklaşık dört yıldır devam eden I. Dünya Savaşı’ndaki mağlûbiyetin artık kesinlik kazanmış olmasıydı.

Beş gün boyunca gizlenen söz konusu istifanın resmiyet kazanması, ancak 13 Ekim’de mümkün olabildi. 14 Ekim günü ise, yine İttihatçılara yakın bir isim olarak bilinen Ahmet İzzet Paşa Sadâret makamına getirildi.

Hem müşiriyet, hem de vezâret pâyesiyle Sadârete tayin edilen İzzet Paşa, eski Harbiye Nâzırı olduğu için, hem siyaseti hem de askerî idareyi aynı anda üstlenmiş oldu.

Ne var ki, bu kritik dönemde hükümet idaresinde bulunmak kolay değildi. Nitekim, İzzet Paşa da Sadâret makamında ancak bir ay kalabildi. Onun yerine Tevfik Paşa getirildi. Toplam beş kez Sadâret makamına çıkıp inen Tevfik Paşa, aynı zamanda son Osmanlı Sadrâzamıdır.

*

Tekrar aynı konuya dönecek olursak...

Nesebi ve aidiyeti hakkında muhtelif rivâyetlerin bulunduğu Talat Paşa’nın istifasıyla birlikte, İttihatçı iktidarın da sonu gelmiş oldu. Ne var ki, kendi içinde zaten bir koalisyon görünümü arz eden İttihatçılık geleneği bu tarihten sonra da devam etti. Öyle ki, Millî Mücadele yıllarında ve Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da, aynı gelenek varlığını korumaya ve hükmünü icraya devam etti.

Bir rivayete göre, Anadolu’daki Kuva–yı Milliyenin ilk nüvesi daha 1915 senesinde Enver Paşa tarafından teşkil edildi. Savaşın kaybedilmesi veya işgal ihtimalleri nazara alınarak geliştirilen bu direniş hareketi, yine Enver Paşa’nın kurmuş olduğu Teşkilât–ı Mahsusayla bağlantılı olarak yürütülmeye çalışıldı.

Bir diğer nokta, Kuva–yı Milliye hareketine katılan veya katkıda bulunan hemen bütün şahsiyetler, aynı zamanda eski İttihatçılardır. Misâl: Rauf Orbay, Kâzım Karabekir, M. Kemal, Celal Bayar, Adnan Adıvar, Raşit ve Ethem kardeşler, Bekir Sami, Yusuf Kemal, Ağaoğlu Ahmet, Recep Peker, Hüseyin Avni, Ziya Hurşit, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Mehmet Âkif Ersoy, Yunus Nadi, Falih Rıfkı, Velid Ebüzziya..

Ayrıca, Millî Mücadele yıllarında Enver Paşa ile Mustafa Kemal arasında cereyan eden haberleşme ve mektuplaşmalardan da açıkça anlaşılıyor ki, Mustafa Kemal’in onu kendisine rakip olarak görüp kesin tavır koyması sebebiyle, mücadele aşkıyla yanıp tutuşan Enver Paşa bir daha yurda dönemedi. (Bkz: Murat Bardakçı; Hürriyet, 4 Temmuz 2005)

*

Cumhuriyet kurulduktan sonra, farklı gruplardan müteşekkil yeni Kuva–ı Milliyeci olan eski İttihatçılar, birbirine karşı ciddî bir rekabet ve sürtüşme vaziyeti içine girdiler.

1924’ün sonlarında kurulan Terakkiperver Fırkası’nda biraraya gelen bir grup eski İttihatçı, Halk Partisi’nde kemikleşen bir başka İttihatçı grup tarafından “Şeyh Said Hadisesi”nden sorumlu tutularak tasfiye edildi ve siyasetin dışına itildi.

Halkçı grup, kendine rakip olarak gördüğü kadroları değişik tuzak ve kumpaslar kurarak ileriki yıllarda da tasfiye ameliyesine devam etti.

1926’da vuku bulan hayalî İzmir Sûikastı bahane edilerek, Ziya Hurşit’in de aralarında olduğu bir grup eski İttihatçı’yı idam ettiren Halkçılar, 1930’da ise muvazaalı bir anlaşma ile kurdurulan Serbest Fırka’da boy gösteren siyasî şahsiyetlerin hemen tamamı zaman içinde biçilerek diskalifiye edildi.

Eski İttihatçıların en katı ve komitacılıkta rakip tanımayan Halkçılar’ın Cumhuriyet dönemindeki iktidarı ancak 1950 seçimlerinde son buldu. Demokratlara demokrasi içinde kalınarak galip gelemeyeceğine kanaat getiren İttihatçıların bozuk kısmı, çareyi darbe ve muhtıralarda bularak ülkeye ve millete en büyük kötülüğü yaptılar.

Okunma Sayısı: 2344
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali R. Yardimoglu

    8.10.2021 21:45:38

    ..ilave: o zehirli 4lu' ye karşı 1 panzehir gayesiyle, Said Nursi yara içinde hareket etmiş, fakat baktı zehir çok kuvvetli, daha panzehirini başka yaralara kullanmak üzere, gangrene' i terketti..

  • Ali

    8.10.2021 17:35:58

    Ahrarların; (Ahrar Fırkası ve Hürriyet İtilaf Fırkası) 2 kere başa geçmesi için iki muhtemel durum var: 1- İtp nin 1inci iktidar dönemi( 1908/ 1910) 2- Ahrar Fırkası' nın 1909 olmalı, İstanbul' da seçimi kazanması. İkinci şık ise; 1- Ahrar' ın İstanbul' da seçimi kazanması ve İtc nin itirazı sonucu seçimin yenilenmesi ve şaibeli yeni seçimde kaybetmeleri. 2- 1910 daki Sadrazam Kamil Paşa kabinesinin Hİ Fırkası olduğu ve Halaskaranı Zabitan tarafından devrilmesi olmalı. Kaynak; Vikipedi vd. Müsadeniz olursa yorum hakkımı kullanmaya devam edeceğim teklifiniz için çok sağolun.

  • Latif Salihoğlu

    8.10.2021 14:17:15

    MÜKERRER. Değerli Ali Bey (II) Muhtemelen meslektaşız. Bu fakir, okuduğu ve güvendiği kaynaklara göre yazar ve yorumlar yapar. Belli ki, siz de farklı kaynaklara göre yorumlarda bulunuyorsunuz. Şahsen tenkitlere açığım. Ayrıca, sizden daha çok istifade etmek isterim. Mümkünse şayet, tam isim ve iletişim bilgilerinizi e-mail veya başka bir kanaldan iletin, tarihî konuları yazarken size danışalım ve engin bilgilerinden istifade edelim inşallah. Saygılarımla.

  • Latif Salihoğlu

    8.10.2021 14:16:15

    Değerli Ali Bey (I) Üstad Bediüzzaman, 1910'dan öncesini kast ederek “Ahrarlar, iki defa başa geçtiği halde, az bir zamanda onları devirdiler” derken kimleri kast ediyor? (Bkz: 04 Haziran 2014 tarihli Yeni Asya)

  • Ali

    8.10.2021 11:57:35

    "On yıl müddetle koca Osmanlı Devletini adeta bir Balkan çetesi gibi yönetmeye çalışan İttihat-Terakki hükümeti, 8 Ekim 1918 tarihinde hazin bir son ile noktalandı." 10yıl çete gibi yönettiyse 1908 den beri demek. Her siyasi ve sosyal genelleme yanlış ve haksızlık içerir. Oysa; İTF nın siyasi şiddeti; 1910 Babıali baskını ile başlar. Hürriyet ve İtilaf Fırkası yanlısı Kamil Paşa hükümetinin Edirne' yi Bulgar' a vereceği şayiası ortama hakimken olur. Bu baskının başı Enver Paşa şehid olana kadar üstadın dostudur. Üstelik 1918 de bile üstad İTF yi savunur ve ince bir analizle meşhur: siyasi prensibi, Haydo/ Haydar/ Haydar Ağa formülünü ortaya kor. O zaman Kuvayı milliye ve İstiklal Savaşı' nı da yapan yukarda bazılarının adları yazılı;" vatan millet din kahramanlarını ve kahramanlıklarını" nasıl ele almalıyız? Haydar' cı değerlendirmedn sapılıp Haydo' culuğa geçmeyelim.

  • Ali R. Yardimoglu

    8.10.2021 08:06:56

    ..yani aynı bolşevik, menşevik, anarchists ve libertarian adli 4 grublu Soviet Duma gibi, ayni modeli zaten kopya etmişlerdir,; bu hal saydam cam gibi dış, tarafsız, hür ve büyük kütübhanelerin, raflarındaki kitablarda tescilli..ayan beyan yazılmıs..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı