"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dostlarla bir hasbihâl

M. Latif SALİHOĞLU
03 Ocak 2014, Cuma
Otuz yıllık meslek hayatımızda ülkenin başbakanına doğrudan hitap eden bir tek yazı yazdık, adeta küçük kıyamet koptu. (31.12.2013 tarihli yazı.

 Link: www.yeniasya. com.tr/yazi_detay.asp?id=14232)
Tenkitlerle takdirler, tebriklerle salvolar, sitemlerle duâlar birbirini kovaladı. (Çok şükür ki bedduâ yok.)
Yazının internet sayfasında tıklanma ve yorumlanma sayısı rekor seviyeye çıktı. Tırmanış el’an devam ediyor.
Doğrudan telefonlar ile şahsî e-mail adresimize yağmur gibi damlayan yorumlar, mesajlar da cabası.
Oysa, Sayın Başbakan’ın dikkatine sunmak istediğimiz hususların ancak onda birini sıralayabildik, o yazıda.
Demek, tamamını yazıp neşretseydik şayet, bizim için de her halde büyük kıyamet kopmuş olacaktı...
* * *
Aziz dostlar! Son birkaç gündür tahmin edemeyeceğiniz kadar bizi yoran ve yoğun stres altında bırakan bazı hususları üç-dört ana bölüm halinde özetleyerek, sizlerle esaslı bir muhaverede bulunmak ve bu tür konulara dair varsa tavsiyelerinizi de almak istiyoruz.
Sizlere arz etmek istediğimiz hususları “Gizli Gülen fanatikleri”, “Gizli Erdoğan fanatikleri” ve “Konuyu başka tarafa çekenler” gibi ana başlıklar altında toplamayı düşündük. Ancak, o bölümlere geçmeden evvel, bize tâ başından beri tebrik ve duâlarıyla takdir ve temennileriyle destek veren kadim dostlara, aziz dâvâ kardeşlerime, bilmukabele olarak tebrik, tahsin ve duâlarımızı iletiyoruz. Şayet sizlerin duâsı, teveccüh ve siyaneti olmasaydı, halimiz büsbütün harap olacaktı veyahut temelli yorgun, bitap düşecektik.
Şükran kesirâ. Rızaenlillahi aleyke...
Şimdi, ifratla tefrit arasında gidip gelen yorum ve mesaj sahiplerinin söyledikleri ile bunlara mukabil yaptığımız kısa izahlar bölümüne geçelim.

Gizli Gülen muhibbânları

Hani derler ya “Açık yara değil de, adamı gizli yara öldürür” diye. Son günlerde aynen buna benzer bir durumla karşı karşıya geldik.
Hocaefendi’nin gizli muhibbânları, bizi adeta zehirli oklarla vurmaya çalıştı.
Yakın dost ve akrabalarım, arkadaşlarım, komşularım arasında “Gülen Cemaati”ne mensup muhterem insanlar var. Bunlar kalbî, hasbî, samimidirler. Kendilerini açıkça belli ettikleri için de, nisbeten zararsızdırlar.
O camiadan bir veya birkaç kişinin hatası, hatta liderlerinin zaman zaman düştüğü yanlışlar (“Yanlış yaptık; gayrımeşrû muhabbetin tokadını yedik” demesi gibi) sebebiyle, o camianın tamamını itham etmemeli, zan ve töhmet altında bırakmamalı. Dahası, çoğu sâf ve temiz olan tabandaki o insanlarla ileride kucaklaşabilecek bir kapıyı daima açık veya aralıklı tutmak lâzım diye düşünüyoruz.
Asıl tehlike, gizli muhibban, ya da kendini muhibban gibi gösterip gizli başka iş tutanlardan geliyor.
İşte, bu tür kimselerden geldiğine kanaat getirdiğimiz bazı itirazlar ve bunlara mukabil cevapların bir özeti.

Vehimli itiraz:
Siz Başbakan ve hükümet tarafına hâlâ “dost” nazarıyla mı bakıyorsunuz ki tutup “dostâne tenkitler”de bulunuyorsunuz? Görmüyor musunuz, onlar artık “düşman” konumunda. Hatta, en büyük Nurcu gruba zulmetmeye başladıkları için, zalimler sınıfında görülmeli değil mi?

İzâhlı cevap:
Bu tür sözler, ifrattan tefrite, tefritten ifrata savrulmuş kimselerin ruh haletini yansıtıyor. Daha düne kadar göklere çıkardığı siyasîleri, bugün kalkıp yerin dibine batırırcasına kötülemeye kalkışmak, ölçüsüzlüğün, prensipsizliğin, dengesizliğin dikâlâsıdır.
Bugüne kadar, her vesileyle “Ben Nurcu, şucu-bucu değilim” diyenlerin, başı sıkışınca tutup Nurcu nitelendirmesine sessiz kalması da bize hiç samimî gelmiyor.
Kaldı ki, bir Nurcunun, alnı secdeye giden bir Başbakanı veya hükûmetini düşman gibi görmesi, yahut onları “zalimler” diye damgalaması, olacak şey değil. Risâle-i Nur’dan kimse bunun delilini getiremez, gösteremez.
Esasen, Nurcuların böyle damgalayıcı bir vazifesi de yoktur. Dahası, siyasete bu derece bulaşmalarına, onlarla adeta cephe savaşına tutuşmalarına da izin, ruhsat yoktur... Biz bu vatanın hükümetlerini (rejimi değil) her zaman için ikaz eder, hatalarına karşı yapıcı tenkitlerde de bulunur, ama onlara karşı asla bir cephe savaşı açma yoluna gitmeyiz, gidemeyiz.
Üstad Bediüzzaman’ın, hayatı kendisine zindan eden Halk Partisinin Genel Sekreteri Hilmi Uran’a 1946’da yazmış olduğu tenkit ve ikaz mektubunu daima hatırda tutmalıyız. Kaldı ki, lider odaklı temel siyasî görüş ve anlayışlarına iştirak etmediğimiz bugünkü iktidar partisi içinde çok sayıda dost ve akrabamız var. Onların hatırına bile olsa, yine de hasmâne bir tutum ve davranış içine girmemiz doğru değil.

Gizli Erdoğan fanatikleri

Açıkça ifade edelim ki, Başbakan’ı ikaz ve bazı hatalarını tenkit mahiyetindeki söz konusu yazıya, iktidar partisine mensup kimselerden şiddetli bir tenkit veya itiraz şu ana kadar gelmedi.
Partili olanlar, tenkidimizi normal bulurken, bu kesimin fanatikleri de maalesef çok kırıcı mesajlar gönderdiler.
Meselâ, bir tanesi aynen şöyledir: “Latif Bey! Biraz da Başbakan’ın olumlu yanlarını yazsanız. İşiniz gücünüz eleştirmek. Atatürk Düşünce Derneği ile bir tek siz kaldınız hükümetimize karşı çıkan.”
Ne diyelim, insafı kurusun böylelerinin... Arkadaşım, biz hükümetin ve Başbakan’ın her şeyini masaya yatırmış değiliz ki, bu yazıda. Anlaşılıyor ki, bizi hakkıyla takip etmiyorsunuz. Yoksa, Marmaray, tüp geçit ve Suriyeli mâsum mültecilere yaptıkları insanî yardımlar konusundaki takdirlerimizi görürdünüz.

Vehimli bir başka iddia:
Gülen grubu, hükümete karşı başlatılan uluslar arası bir komplonun âleti oldular. Bunları hiç savunmamalısınız.

İzahlı cevap:
Hukuk ve adâlet nazarında “Suçun şahsiliği” prensibi esastır. Şahısların bir suçu, hatası varsa, bunlar ortaya çıkarılır ve ona göre muamele yapılır.
Hükümet veya devlet, fikirleri aykırı da olsa, herhangi bir grubun üzerine böyle huşûnetle gidemez. Hissî veya ideolojik davranamaz. Onları toptan cezalandırma cihetine gidemez.
Üstad Bediüzzaman’ın tabiriyle “Her hükûmette muhalif bulunur” ve “Hükûmet ele bakar, kalbe bakmaz.”
Bir fikrî cereyana, bir başka fikrî cereyan mukabele edebilir. Taraflar, birbirinin fikrini çürütme cihetine gidebilir. Nitekim, aynı şeyi biz yapıyoruz ve bize karşı da yapılıyor. Bu durum gayet normaldir.
Devletin kuvveti ise, ideolojik bir silâh gibi kullanılamaz. Devlet, fiilen yanlış yapanın, suç işleyenin üzerine gider, delilleri bulduğunda da cezalandırma cihetine gider ve gitmeli. Buna kimsenin bir itirazı olamaz ve olmamalı.
Haklı itiraz, belli bir kesimin tamamını tefe koyup onları toptan cezalandırma yöntemine başvurulmasına, öfkeyle muamele yapılması cihetine gidilmesinedir.
* * *
Konuyu bambaşka taraflara çeken bazı dostlarımız da var. Bir yazının her şeyi sığdırmamızı bekliyorlar, herhalde.  Bunlara verilecek cevaba şimdilik yer kalmadı. Bir başka yazıda inşaallah.

Sizin tavsiyeniz nedir?
Gördüğünüz gibi, işimiz hiç kolay değil. Duâ edin, Cenâb-ı Hak her daim yardımcımız olsun... Bir taraftan da, acaba diyorum, bu tür stresli ve netameli konulara girmek yerine, hiç olmazsa ortalık sükûnet buluncaya kadar havadan-sudan mı konuşsak? Meselâ, sağlıklı beslenme gibi herkese lâzım bilgileri mi derleyip sunsak? Yoksa, asıl branşımız olan “tarihten günümüze” yansıyan ibretli hadiseleri mi yorumlamaya çalışsak?
Sizlerin düşünce ve mülâhazası da bizim için fevkalâde önemli.

Okunma Sayısı: 5695
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • özkan Altuner

    3.1.2014 00:00:00

    Selamünaleyküm Kıymettar abimiz hissiyatımıza tercüman olduğunuz a eminiz..bu karşılıklı tepkiler kanaatimizce... DÜNYEVİ MAKSATLAR...için olduğu anlaşılmaktadır..burada bu kavganın kazananı olmadığını en başta gazetemiz sür manşetten vermişti..meseleyi özetlemişti..sonuç olarak bu taraflara itidali dem ve de hidayet nasip etsin yüce Mevlam diyoruz ..selametle..

  • Hasan Sinan Koşmaz

    3.1.2014 00:00:00

    Yolun serin ve selametli olsun aziz ağabeyim. Allah sizi fikri istikametten ayırmasın. Sizi takdir eden hakiki dava arkadaşlar varken tenkid edenlerin ne önemi var? Biz Yeni Asya olarak hep haklı olacağız, zira Allahın tevfiki ile hep hakkı savunacağız. Büyük bir yangını söndürmeye çalışırken küçük detaylara takılamayız.

  • aykut sak

    3.1.2014 00:00:00

    selamun aleykum latıf hocam cuma sabahına donduk gecenın seher vaktı yaklaşıyor bende cenabu allahın bır acız kulu olarak bıldığım kadarıyle çoluk çocuğuma ummetı muhammet tum dın kardeşlerıme du edıyorum bılıyorsunuz 2008yılında 38 gun hastanede yoğun bakımda yattım yaz sıcağı orda kendımı hep adapazarı koyde buyuk evımızın yanındakı dereden ıhlamur oluktan su ıçtığımı rahmetlı babamla polıs enıştemın sılahlarla oraları bekledığını gordum guney doğuda ırak musuldan sonra oraları ğordum amerıkan tanklrını gordum tankların yanında dolaplara amerıkalılar domuz koymuş musulu bağdata doğru sallanınca aşada savaş var orası cehennem gıbı yanıyor otarafa gıtme dıyorlar bana bende gıtmıyorum cennetteyım allahıma şukurler olsun bana cehennemını gostermedı bızler şu olumlu fanı dunyada cenabu allahım ne dıyor kımkı bır musluman kulumun ayıbını orter bende onun ayıbını orter cennetımden ona bır mekan koşe verırım ben bunları dostlara anlatınca goz yaşlarına boğuluyorum nıye ağlıyorsun dıyorlar allahıma şukurler olsun bana cennetını gosterdı cehennemını gostermedı bız ıman kuranımıza sahıp çıkacağız ınşallah ıyılıkler ıçın dua edeceğız ğoz yaşlarımızı cenabu allahımız ğoruyor sızlerde bızı ve ulkemızı yonetenlere her zaman doğruları yazarak yol gosterıcı olacaksınız zalımlık yapan ıftıra atan kendıne yapar şu seher vaktı hayırlı cumalar dılerım selam ve dualarmla

  • Sezai Mumcu

    3.1.2014 00:00:00

    Benim tavsiyem Basbakana müsavir olarak M. Latif Salihoglu gerek.
    Hicbir meblaga yalakalik etmeyen, her isabetsizlikte basbakanim cok yasa demeyen, saksakcilik yapmayan, hak, hürriyet ve domokrasi cizgisinden taviz vermeyen danisman.
    Ama nerde Basbakanda özü sözü dogru danisman edinecek mangal gibi yürek.

  • selim ertekin

    3.1.2014 00:00:00

    asıl branşınıza dönseniz de hiç şüphesiz faydalanırız ama;
    gündemi risaleler ışığında öyle harika ve mükemmel tespitlerle bize sunuyorsunuz ki ben şahsım adıma son yazılarınızdaki tahlillerin devamını istiyorum.
    hatta sizi tv ekranlarında görmek ve bu tespitlerinizi daha geniş kitlelere duyurmanızı şahsım adına istiyorum.
    Allah zihninize, ilminize ve kaleminize güç versin.
    veselam

  • Garib Doğu

    3.1.2014 00:00:00

    Ortalık toz duman.Mefhumlar birbirine karışmış.Yalan ile doğrular sarmaş dolaş.İfrat ile tefrit hüküm sürüyor.Vasat haraket eden oldukça az.Tarafgirlik zirvede.Akıl,fikir,hak,hukuk yerini,öfke ve his almış durumda.Acımasız ve vicdansızca saldırı ve hucümler yapılıyor.Ölçü ve dengeler alt üst olmuş.Ne kadar öşçülü ve dengeli yazılar yazarsanız yazın bir taraf mutlaka karşı çıkar.Tarafgir ve fanatik pencereden bakarak kendine göre yazıyı yorumlar.İki tarafıda memnun etmek çok zor.İki tarafın kusurlarını ortaya dökmekten ziyade,Risale-i Nur’ ile ilgili bahislerini nazara verip, doğrunun zımmında yanlışları hatırlatıp,itidale getirmek, davet etmek gerekiyor diye düşünüyorum.Taraf olanlar, ne ithamlarla karşılaşıyor,ne taarruzlara maruz kalıyor, görüyoruz.Bazen yanlış bir fikir,bir tavır, bir eğilim, onarılması imkansız bir yara açabiliyor.Şu andaki içtima-i ve siyasi vaziyetimiz buzlar üzerinde yürümek gibidir.Fevkalade bir dikkat gerekiyor.Bunun için her zamankinden fazla itidale,ölçülü ve dengeli haraket etmeye şiddetle ihtiyacımız var.Tabi bu durum doğruları,hakkı yazmaya,savunmaya engel değil.İşte Risale dengesi burada hüküm sürmeli.Bu hakikatlar rehberimiz olmalı.Vasat yol bu hakikatlardır.

  • Sertaç LÜSER

    3.1.2014 00:00:00

    Lübbü bulmayan, kışır ile meşgul olur. Hakikati tanımayan, hayalâta sapar.

    Hayal denizinde yüzenler için hakikat manasızdır.O bulunduğu yerde hislerini tatmin ediyordur gerçek canını acıtabilir.Havadan sudan konuşsakta ,havada suda hakikat o yüzden hakikatlere ulaşmaya çalışalım.Hakta sabit olalım.Yazılara devam inşALLAH.

  • RE 41

    3.1.2014 00:00:00

    Aziz, sıdık, Latif kardeş.
    Bizim tavsiyemiz şudur: Gelen tenkitlerin akabinde yazılarınızın konusunu değiştirmeniz, geri adım gibi anlaşılabilir. Bu sebeple, aynı minval üzere giden yazılarınıza bir müddet daha devam edin. Konu değişikliği fıtrî seyir içinde olsun.
    Bu tür yazılarınız ve gazetemizin bu günlerdeki neşriyatı, çok yakın bir gelecekte mensubu olduğumuz Yeni Asya grubunun yüzakı ve şeref levhası olacaktır. Birbiriyle kavga eden grupların ehl-i insaf olan mensupları da, yarın bizi tebrik ile takdir edeceklerdir.
    Ayrıca, sâir İslâmî cemaat veya gruplara yarın vâki olacak (Allah göstermesin) bir taarruzda, Yeni Asya neşriyatı ve sizlerin yazıları, hem bizim için bir tebrie hükmünü alacak, hem de bizim dışımızdaki nur gruplarının itibarını kurtaracaktır, kanaatindeyim. Allah yâr ve yardımcınız olsun. R.E. İZMİT

  • Osman YILDIRIM

    3.1.2014 00:00:00

    Sayın Salihoğlu; Kim ne derse desin,kim hangi yorumu,tenkidi yaparsa yapsın Siz Hakkı ve hakikatı yazmaya devam edin ve bu konuda ciddi ihtiyaç olduğu kanaatındayız.Zira İfrat ve tefrite girmeden kak ve hakikatin anlatılmasına bu toplumun çok ihtiyuacı var. Dün birbirlerini irat derecede öğüp göklere çıkaranlar bu gün aynı dozajda yermeler ve birbirlerine iftira atmalar gırla gidiyor.Ama elhamdülillah biz dün bazılarını ifrat derececesinde öğmediğimiz gibi bugünde aynı derecede yermiyoruz kim neyi hak etmişse onu söylüyoruz.buda fitri olanı yapmak değil mi? Kaleminize yüreğinize sağlık bu tür yazıların devamını bekliyoruz Selam dua ve muhabbetle...

  • demokrat

    3.1.2014 00:00:00

    Son paragraf en doğrusu...Bence gazetede bu konuya derinliğiyle ilk olarak siz değindiniz.Bence iyi ettiniz;tarihe not düştünüz.Ancak reklam arası necefli maşrapa ve penguen belgeselleri şu an için en ideali...Espri bir tarafa zaten iki güruhun da bu kadar palazlanma sebebi sizin gibi doğrucu Davut sayısının çok az hatta hiç olmaması idi...Kimse krala çıplak ve diktatör diyemedi...Kimse kanaat önderine Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır diyemedi...Savruldular gittler boşluğa.Kimse gazetelere ilan veren bir takım Nurcu geçinenlerin iddiacılarına 12 Eylül methiyelerini,vakıf malına el koymaları,abilik adı altında Bediüzzamansız Nurculuk denemelerini yüzlerine söyleyemedi...Bozdular Nurcuların ahengini ve demokrat düşünenlerin zihinlerini...Tüm bunları herşeye rağmen haykırabilseydik bence bu kadar zulüm bu ülkeye ve bu millete reva görülmezdi...Siyasal İslamcılar kuzu postuna bürününce, onları kurt bilmelerine rağmen canı gönülden destek verip dualarına katanların vebalini neden hep beraber çekelim.Yıllardır Nurlara içeriden ihanet edenlere,Yeni Asya’nın dik,onurlu ve şerefli yürüyüşünü engelleyenlere kardeşlik namına,kırmamak adına,müspet hareket şiarına uyarak hiçbir şey demedik,diyemedik...İyi mi ettik...Son söz bu olay hayra vesile olacaktır;bundan böyle gelecek olan hükümetler tek adam ve dikta hevesli olmayacaktır;cemaat ve tarikatlarda Devleti ele geçirme ve hükümetleri yönlendirme heveslerinden vazgeçeceklerdir.Dikkate şayan olan şu ki herşey Risale-i Nur’un şaşmaz Kur’ani prensiplerine dönüyor.Rabbime şükrolsun...Sizi tekrar tebrik ediyorum.Bu konuda yazdığınız için şükranlarınmı sunuyorum.

  • Yahya YILDIZ

    3.1.2014 00:00:00

    Muhterem Latif bey Abi,

    Istisari bab’tan sormus oldugunuz gorusumu sizlerele kisa ve oz olarak paylasmak isterim. Soyleki;
    1-Lutfen akliniza gelen ve fakat kalp ve vicdaninizin onayladigi her turlu yaziyi yani tarihi ve gundemle ilgili siyasi vb.yazilari yazmaya devam etmenizi,
    2-Sizinde muhtelif yazilarinizda belirttiginiz gibi; herzaman ve zeminde ifrat ve tefritten kacinip daima VASAT kalarak Risale i Nur olculerini nazara vererek izah, yorum ve beyanda bulunmanizi,
    3-Ustadin beyaniyla ; “hakkin hatiri alidir hic bir hatira feda edilmez” prensibini her zaman oldugu gibi bundan boyle de lutfen yazilarinizda daima tecelli etmesini.
    4-Ne aci ki son derece muhabbet ve hurmete layik ve hepimizin nezdinde degerli ve kiymetli olan “mubarekler” Medyada Ustadimiz ve Nur talebeleri adina yapilan aciklamalarla -cok iyi ve samimi niyetle- de olsa birakilan intiba ile ve ele alinan konu siyasi olmakla birlikte Ustadin onlarca yayinlanmis mektuplarindan temel siyasi hic bir olcunun ortaya konulmamasi adeta “Hizmet tarafinin yaptigi yani siyasetle icice olarak bulunmalari ve devlet veya hukumet icinde kadrolasmalari gibi Nur talebelerin de olmamasi gereken vasif olarak - bana gore de dogru olan bu bilgi lanse edilirken- Ustadin bizzatihi hayatta iken nur talebeleri ile gosterdikleri tavir ve durus siyaseten nazara verilmemekle adeta Risale Nurlar ve mevcut tum Nur talebeleri; secimle is basina gelmis mevcut iktidari tasvip ve takdir etme neticesi veya intibai uyandirilmis oldu ki bence bu durum da tam olarak ic acici olamamistir.
    5-Ileride veya bundan boyle “fitne ve ihtilafa dusmeden” ustadin bu Hakkin Hatirini ali tutan prensibi nazara alinarak hakikatleri nesretmeyi bir vazife telakki etmenizi,
    6-Son olarak mevcut iktitadarin elbette iyi ve guzel yonlerini de _bazen yaptiginiz gibi- nazara vermenizi de ihmal etmemenizi, (Ittihad ve Teakki hakkinda reyin nedir? (Munazarat:326) Sualine Ustadin vermis oldugu cevap tarzinda yazilarin olmasi gibi nazara vermenizi bekler,   
    Selam ve muhabbetlerimii arzeder, basarilarinizin devamini Allahtan dilerim. Yahya YILDIZ                                                 

  • Turgay Namdar

    3.1.2014 00:00:00

    Hizmette duygusallığa yer yok diye düşünüyorum. Taşolmak lazım. O razı olduktan sonra bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Bu konuda Zübeyir abi’yi örnek almak lazım. Yolumuz açık olsun.

  • ali yeşilkaya

    3.1.2014 00:00:00

    gazetemizi ve cemaatimizi hadis-i şerifte kastedilen ’sayısı az,fakat tesirli ve istikametli’ grup olarak görüyorum.
    her geçen gün,her gelişen hadise, bu fikrimin, ilmel yakinden, hakkalyakine doğru yükselmesine sebep oluyor.
    bizi bu mevki-i muallada muhafaza eden temel sebep nurlara sadakattir.
    sadakatte emsalsiz cemaatimize ve naşir-i efkarımız olan gazetemize
    selam olsun...

  • şahin tokmak

    3.1.2014 00:00:00

    Öncelikle yeni asya cemaatinin bir mensubu olmakla Allaha şükrediyorum. Sizlerle bizleri kardeş yapan üstada teşekkür ediyorum.
    Değerli latif ağabey;
    Üstad süfyanı görünce ahirzamanla ilgili hadisleri değerlendiriyor ve süfyana karşı siyasetle değil iman hakikatleri ile mücadele edileceğini ve böylede yaparak Hz. mehdinin şahsı manevisi olan risaleleri yazıyor, yazdırılıyor. Üstadın 3. hayatını yeni asya cemaati çok iyi bilir, çünkü lahikaları ençok okuyan bu cemaat, buradan şuraya gelecem.
    Yeni asyanın bir misyonu cematininde bir vizyonu var. Bu nedenle bizim elimizde asrın tefsiri var. çlçümüz kuran tefsirleridir.
    ülkede bir siyasal iktidar ve cemaatler var. bu bir gerçek cemaatlerin çoğunda adet güçlüden yana olma geleneği vardırki buda bir gerçek, güçlüden iktidardan yana olunce hak hukuk adalet olmassa pastadan pay alama davası var ki buda bir gerçek, ülke demokrasiye geçmeye çalışırken çeşitli iktidarlar gelmiş, demokrasiyi seçilmişleri alaşağı edenler olmuş, kendisine verilen (vatan savunması için) verieln silahlar kendi halkına doğrultuğu zamanlar olmuş. ama bu ülkede asrın müceddidi geldiği için neticede fazla kan dökülmeden tam demokrasi olmasada seçimle iktidara gelen hükümetler var.
    Hükümetlerde iktidara gelebilmel içi pardon siyasi partilerde iktidara gelebilmek için etrafında belli güçlere yerler ve sözler verilir. Biz yıllarca BuAKP iktidarına oy vermedik, oy veren kardeşlerimizide 2004 -7 yılları arasında cemaate zarar verecek şekilde ayrılmalarına neden olundu. aslın mağdur olan biziz ama bunlardan nemalanmadığımız için , Allah rızası için hizmet ettiğimiz için dim dik ayaktayız. Dedemiz koruk yemedi ki, dişimiz kamaşsın. neticede iktidarın güzel icraatlarını alkışladık, yanlışlarını söyledik. bir beklenti içindede olmadık,
    Hasılı;Allah rızası için yapılması gereken hizmetlerini dünyalıklarla değişirsen bu sıkıntılar olur. iKTİDARI KORUMAK İÇİN CANŞIRAHANE çalışan cemaat ve AKP nin bu gümkü içine düştüğü durumu tasvip etmiyoruz. her ikisisnide asli vazifelerine davet ediyoruz. siyaset siyasetle cemaat Allah rızasını esas alan hizmetlerine dönmeli, bu kavgada bunlar kadar ve daha fazlası ülkenin saf Müslüman vatandaşına oluyor, bunların yanlışı bütün Müslümanlara çıkarılıyor. Bu durumdan kurtulmak için her iki tarafada tafsiyemiz vasata dönmeleri ellerindeki taşları atıp çiçekle birbirine saygıda bulunmalarıdır, nurları topuz yerine kullanırsa Topuzcuların darbesi hepimize olur.
    Latif abiciğim yeni asyayı yıllarca siyasetle iştigal ediyor gösterip bu davaya 12 eylülden 1980 den beri her 10 yılda bölünmesine sebep olan ağabeylerimizede siyasetten uzak durulması gerektiğini yeni asya yayınlarıyla lisanı haliyhle gösteriyor.
    Biz yine üstadın bize verdiği ölçülerle önümüzdeki süreçte şahsı maneviyi hal ve ahvalimizle gösterelim. Demokrat ahrarları meşru meşrutiyeti üstadın neden cumhuriyetçi demokrat olduğunu dünyayay ilan edelim. yalnız senin yazman yetmez. gazete yazarlarınmız ve cemaatimizde müsbet hareketi esas alan hizmetlerimizi anlatmalı ve yaşamalıyız.
    sana dua ediyoruz seninle bertaberiz. börtü böcek zamanı değil.

  • Ali Kan

    3.1.2014 00:00:00

    Sayın yazar kardeşim, Allah razı olsun hakikatten tarafsız yazıyorsunuz. Feci derecede bana acı veren nokta ise, Üstadın yaşayan talebelerinin kullanılma durumuna getirilmek istenmesidir. Fethullah Hocaefendi ile Hükümetin aralarının iyi olduğu zamanlarda, Abilerimizin ağzından, Fethullah Hoca’nın nasıl çok iyi olduğğunun söylendiği algısı yayılmıştır. Şimdilerde ise, Hükümet adamlarıyla ilgili resimleri yayılanarak Fethullah Hocaefendinin yanlış yaptığını söyledikleri algısı yayılmaktadır. Bazı yerlerde de Abilerin, şu sıralarda Mehdi A.S. geleceğini anlattığı karışık şekilde belirtilmektedir. Sayın yazar kardeşim fitne gördük ama, çözmekte zorlandığım ve de görmek istemediğim böyle acayip fitne görmedim. Risalei nurlar bilinebilir ama, işe siyaset karıştırılınca işler karışıyor, kalpler kırılıyor, güven azalıyor düşüncesindeyim. Ne bileyim belki de ben yanılıyorum. Var bunlarda da bir hayır. Risalei Nurları iyi yorumladığınızı düşündüğümden, acayip fitne olarak düşündüğüm konu (Abilerimiz kullanılmak mı veya tarafgirmi yapılmak isteniyor, hepsi bizim için değerlidir) hakkında yazı yazıp görüş belirtmeniz önem arzetmektedir. Selam ve saygılarımla.

  • Ahmet FIÇICI

    3.1.2014 00:00:00

    SELAMÜN ALEYKÜM.
    Muhterem Kardeş. Başbakana hitap güzel bir hatırlatmaydı.Garazsız tarafsız hakikate yönelik taleplerdi.Makuldü.

    Ancak Türkiye belki de tarihinde ilk defa bu kadar politize oluyor.Sebebi basit. Münafıklık diz boyu gidiyor.Türkiyenin hakiki Nur talebeleri ile hakiki Demokratlarından başka kalan tamamen tüm kesimler başka maksatlarla söyleyip yazıyorlar. Türkiye bu iki kısım dışında siyasal islam ile fetullah hoca arkasına dizildi. Siyasal iktidar ve hocanın cemaati. GErçekten hükümetin ve cemaatin taraftarı bu kadar çok mu? Türkiye bu demek mi?

    Hiç şüphe yok ki at izi it izine iyice karışmıştır. Üstelik iki taraf da böyle ahmakça devam ederse sadece darbeci cuntacı dinsezlere çalışmış olacaklardır.

    Ey hükümet ve hocaefendi; Güce tapar oldunuz. Nedir bu güce tapınma halleri. Güçlüyseniz haklı mı olacaksınız. İŞte söylüyorum güçlendikçe zalimlere meyliniz artacak ve artıyor.

    Akıllarını başlarına alsınlar; Biz nur fedaileriyiz. Güç bizi korkutmaz esir almaz.Bu karanlık vuruşmadan geri adım atsınlar. Hiçbiri hiçbirşey kazanamaz.

    Gizli dinsiz komitelerine de söyleyelim ki zındıkça gizli savaşlardan yardım ummasınlar. Alet olanlar alet olduklarını anladıklarında en büyük düşmanları bu gizli zındıklar olacak. O zamanı düşünsünler.

    Dinsizlerin bu memlekette yaşama hakları var. Lakin açık mert ve saldırgan olmamak şartıyla. Demokraside onlara da yer var. Başka yerde bilsinler ki onlara yer yok.Millete tuzak kurmaktan vazgeçsinler.Meimleket herkese yeter, herkes haddini bilmek kaydıyla.

    Düşüncelerimiz böyledir ve bu düşüncelerden hiçbir güç bizi alıkoyamaz.

    Yaşasın sıdk. ölsün ye’is muhabbet devam etsin şura kuvvet bulsun.

  • Hasan Sarıbuğa

    3.1.2014 00:00:00

    Muhterem Latif Ağabey,
    Yazılarınızdan dolayı tebrik ve takdirlerimizi iletiyor ve şu toz-duman zamanlarda, Risale-i Nur dairesinde bizi aydınlatmaya devam etmenizi temenni ediyoruz. O yazınızı daha okumaya başlar başlamaz aklıma Üstadımızın Hilmi Uran’a yazdığı mektup gelmişti. Yeri geldiğinde tarihe değiniyorsunuz zaten. Gündemi yorumlamak da tarihi bilgisi gerektirdiği gibi şu yaşananlar da birer tarih ve tarihi anında yazmış oluyorsunuz.
    Selam ve dua ile.
    Hayırlı Cumalar.

  • Kemal akınsoy

    3.1.2014 00:00:00

    Latif ağabey ben seni Allah rızası için seviyorum. Bu tür yazıları bugünlerde yazmayacanda ne zaman yazacan. yaz hükümetede gülen cematinede göğsündeki akrebi göster hatta hep beraber gösterelim.

  • ali yeşilkaya

    3.1.2014 00:00:00

    gazetemizi ve cemaatimizi hadis-i şerifte kastedilen ’sayısı az,fakat tesirli ve istikametli’ grup olarak görüyorum.
    her geçen gün,her gelişen hadise, bu fikrimin, ilmel yakinden, hakkalyakine doğru yükselmesine sebep oluyor.
    bizi bu mevki-i muallada muhafaza eden temel sebep nurlara sadakattir.
    sadakatte emsalsiz cemaatimize ve naşir-i efkarımız olan gazetemize
    selam olsun...

  • Rüstem Garzanlı

    3.1.2014 00:00:00

    Latif bey, yazdığını yazdın, söylediğini de söyledin.yıllardan beri Yeniasya misyonunun caddesi belli, fikri ve zikri belli, malum olduğu üzere asayışın manevi muhafızları ve itidal-i dem ile hareket eden bu camia, daima hakikatları rehber edinmiştir.
    Asıl vazifemiz İman’a,İslam’a ve Kur’an’a hizmettir.Sair vazifeler çok geride kalıyor. Allah’a emanet olunuz.

  • celal can

    3.1.2014 00:00:00

         bazen duyariz derlerki beni bir tek sen anladin ama sen de yanlis anladi yeni asyayi ataturk dusunce dernegiyle bir tutanlar diyoruz ki ;ya siz risalei nur okumuyorsunuz yada nurlara aykiri fikir olan siyaset nazariyla bakiyorsunuzgibi bir sonuç ortaya çikiyor.iktidarin bu onsenelik icraatlari sirasinda eger bu yazilan yazilari gorus ve fikirleri takip etmis olsalardi ,yeni asyanin ne bir hakarete nede icraatlarini küçümsen bir yazi yazilmadigini insafli olanlar anlayacaktir.yuz senedir bu millite terligi tertten giydirenlerle yeni asyayi bir tutunlar acaba ggormuyorlarmi bu yasadigimiz hadiseler gezi olaylarindan daha faxla zarar vermedimi.rabbim basirtimizi arttirsin .kardeslerimizin arasindaki uhuvveti daim etsin .dinde hassas aklu muhakemeden noksan eylemesin .risalei nura dost.talebe eylesin.
           

  • atilla

    3.1.2014 00:00:00

    Kalemine kuvvet yürek adamı, yiğit dava adamı, Bediüzzaman’ın güçlü kalemi Salihoğlu.Dualarımız seninle.

  • omer caloglu

    3.1.2014 00:00:00

    Yonetim ve insan, bu iki parca bir butunu teskil eder.hele, hele adil bir idare binlerce yilin en büyük özlemidir.insanın ınsanca yönetilmesi özlemi, gercek devlet adil devlettir...fakat adelet fikri fikirsizlerin tekelinde olduğu müddetçe, adilliginden çok şey kaybetmede.her millet lâyık oldugu idareye er geç kavuşur, , deniyor. Kabul, ama nesillerin çürümesini hangi göz tahammülsüz seyredebilir ...hür türkiye, nin de özlemleri vardır. Bu özlemlerin en derini ...şüphesiz. ..kendisine sahip çıkanlarin yine kendinden olması ve muhteşem iradenin her kesiminde tecellisidir. Yazar ve yeniasya gazetesi zubeyri çizgisi ile bunu yapıyor.allah yar ve yardımcnız olsun selametle .

  • Ş.K. İzmir

    3.1.2014 00:00:00

    Latif Abi,
    Biz İzmir’deki talebe hanım kardeşleriniz olarak, gazetemizi ve yazılarınızı dikkatlice okuyor ve sizinle iftihar ediyoruz. Gazetemizin ve sizlerin hayırlı vasat çizgisi gözlerimizi yaşartıyor. Nur’un müsbet hareket metodunu camiamızda net bir şekilde görüyoruz. Allah (cc) inayetini, Üstadımızın himmetini üzerimizden eksik etmesin.
    Son zamanlardaki yazılarınız ve onlara karşı yapılan itirazlar, tenkitler sizleri üzmesin, şevkinizi kırmasın, arttırarak devam ettirsin inşallah.
    Yazdıklarınızla bizim gündemi doğru okumamıza vesile oluyorsunuz.
    Rabbim kaleminize kuvvet versin. Sizleri tebrik ediyoruz. Sizleri örnek alarak, Üstadımıza layık olabilmek için daha çok çabalıyoruz.
    Hayırlı çalışmalar dileğiyle, Allah razı olsun.

  • RAMAZAN TAVŞAN

    3.1.2014 00:00:00

    SİZ OLMASI GEREKENİ YAPTINIZ. AMA MUHAPLARINIZ BUNLARI ALGILAYABİLECEK KONUMDA DEĞİLLER. ÇÜNKÜ A ŞUBAT VE YRANLARI KABARIK. NASİHAT DİNLEYENE VERİLİR. BUNLAR EYLÜLÜN OLAĞANÜSTÜ DURUMLARINDA ORTAYA ÇIKMIŞLAR HALA OLAĞAN ÜSTÜLÜĞÜ KORUMANIN PEŞİNDELER. GİDİŞATIN OLAĞAN ÜSTÜLÜĞÜ KALKTIĞI ZAMAN BUNLAR ZATEN PİYASADA AT KOŞTURUYOR OLMAYACAKLAR. BUNLAR NASİHATI BEKLİ O ZAMAN DİNLER. ZAMANLARI DA BOL OLUR.

  • Sezai Mumcu

    3.1.2014 00:00:00

    Dogru söyleyene yüzde bir sadakat gösterilse...
    Sadece Istanbul 15, Ankara 6, Izmir 4 milyon nüfusuyla toplam 25 milyon vatandasin memeleketi.
    25 milyon insanin icinde yüzde bir orantiyla 250 bin abonenin aile efratlariyla su hakikatleri okumasini can-i gönülden isterdim.

    Siz istemez miydiniz?

  • demokrat

    3.1.2014 00:00:00

    İşte Yeni Asya ve okuyucusu bu olmalı.İkinci yorumu okunma(Tıklanma)ve yorum sayısının çokluğu için yaparken; yorumların muhteva zenginli beni mest etti.İşte demokrat platform budur.İşte 80’li yıllarda ses getiren Gazete misyonu ve gelecekte özlenen arzulanan budur vesselam.Dua ile...

  • SÜLEYMAN ALIÇ

    3.1.2014 00:00:00

    Teşekürler salih abey madem bize soruyorsunuz nasıl yazalım diye bizde diyoruz ki siz kaldığınız yerden devam edin HAKKIN HATIRI ALİDİR HİÇ BİR HATIRA FEDA EDİLMEMEK GEREKİR düsturunca biz nur talebeleri doğruya doğru yanlışa yanlış dememiz gerekir sizde bizim lisanımız olarak KAVLİ LEİNLE bunları anlatın her iki tarafın da haklı olduğu hususlar var biz doğruları söyleyelim çünkü yarın Huzuru İlahide hesaba çekileceğiz. Rabbim Yar ve Yardımcınız olsun

  • A.Raif Öztürk

    3.1.2014 00:00:00

    Lâtif abim: Yazınızı dikkatlice okudum ve istifade ettim. Ancak, İzâhlı cevap: parağrafınızı, Yeni Asyanın fanatik kesimine de anlatmak şarttır. Ne yazık ki: Onlar da böyle bir başbakanı TEKFÎR ediyorlar, hatta esfeli sâfiline bile yolluyorlar. Demek ki ne sizinle, ne de Risale- Nur ile hiç mütalâa etmiyorlar. Vesselâm...

  • Bahtiyar ISPARTALI

    3.1.2014 00:00:00

    Kıymetli ağabeyim son iki yazınızda haddi vasatı soğukkanlılıkla ele almanız gayet güzel oldu. Bizim tavrımızı ve fikrimizi ifade ediyor. Her ifadenin altına imaz atıyorum.Teşekkür ediyorum. (Dobracı dost mahlası pek uygun düşmemiş gibi, vesselam)

  • mehmet furat

    3.1.2014 00:00:00

    latif ağabeyim... sizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. rabbim kalbinize ve kaleminize kuvvet versin. ortalıkta bir çok silik sözün gezdiği şu zamanda kalbimize herseyin girmesine izin vermememiz gerekiyor. fakat ne kadar istiğna gösterilse de gerek sosyal medya ile gerekse içtimai hayatta herşey hakkında herşeyi duymak durumunda kalıyoruz. bu durumda rotamızı belirlemek için bir pusulaya ihtiyacımız var. hiç şüphe yokki o pusula RİSALE İ NUR ve kaptanımız ÜSTAD hazretleri ALLAH ın izni ile... yönümüzü bu şekilde ıstikamete çevirebiliriz ancak herkes her konuyu anlamıyor anlayamıyor. işte böyle bir durumda USTAD dan bize bir lahika lazım oluyor. ve sizler o lahikada(YENİ ASYA da) USTADın kalemleri hükmündesiniz. size teşekküre bedel sizi tebrik ediyorum. aynı minval üzere yazılarınızı bekliyorum..

  • Ali Asmaz

    3.1.2014 00:00:00

    Latif bey kardeşim,yazdıklarınız doğru ve gerçek.Ancak,dide-i huffaş,ziyada n rahatsız olur.Bunun yanında gerçekten politik olanlar,sen onlardan olma   dıkça rahatsız olurlar.Siyasi olmayan bizleri siyasi olmakla suçlarlar.Yani,si yaset bizlere ve hizmetimize zarar veriyor.Ölçü bazında hakikatleri neşre devam.isim,resim,kesim şahıs isimleri zikretmeden yapalım.şimdinin siyase ti,ittihad terkki dönemi siyaseti.1-bu konuyu işleyen bir yazı iyi olur.2-bir de ’zorlama atatürkçülükten inadı na atatürkçülüke başlıklı iki yazı bekliyorum.bilgisayara iyi hakim değilim onun için yazamıyorum.bir de elimde yeterli kaynak yok.selamlar,dualar.      

  • Sezai Mumcu

    3.1.2014 00:00:00

    Sn. A.Raif Öztürk

    Yorumunuzda (TEKFIR) kelimesini okuyunca ürktüm! Allah korusun. Üstadin bu konuda Sünühat adli eserinde (Ehl-i kitabtan refikan olsa elbette seveceksin...) bahsi Ehl-i kitabi bile gelisigüzel tekfir etmemek icin bundan kat kat beteri Müslüman din kardesini tekfir etmek dinimizde kesinlikle yasak. Yeni Asya ve genis Nurcular toplulugunda kimse kimseyi tekfir etmez Allah korusun. Kesin Hadis var! Iki kisiden biri digerini tekfir ederse bunlardan biri mutlaka kafir olmustur diye... Lütfen dikkatli olalim. Ehli Sünnet Itikadi adli eserde Gümüshanevî hazretleri Elfaz-i Küfrü cok vazih derecede ele almistir oraya müraccat edilsin. Bilindigi gibi Risale-i Nur Külliyati’nin vazifesi asrin iman hakikatlerine ve bunlari hedef alan sübehata Kur’an tefsiri olarak cevap vermektir, Islam alimlerinin hallettigi konular RNK’nin asli vazifesi degil!

    Tekfir meselesi cok hassas oldugundan müsamahaniza siginarak 3. kez yorum yapmaya gerek gördüm.

  • Mehmet Erbaş

    3.1.2014 00:00:00

    Muhterem Latif Ağabey sizin yazılarınızı dikkatle takib ediyorum. bir önceki yazınız gerçektan nefisti. Herkes bu yazınızı çok beğendi. İfrattan ve tefritten uzak Risalei Nurun mizanlarıyla ele alınmış aslında kimseyi incitmeyen dostane yazılmış bir yazı. Üstadın talebesine yakışan bir yazı. Bizlerin düşüncelerine tercüman olan bir yazı. üstelik ortalık toz duman içerisinde iken, sizin bu herkesi mutedil olmaya çağırmanız yapılması gereken şey. Bence dosta yakışanı yaptınız. Bilyoruz ki elinizde Nurun şaşırtmaz öçlüleri var. Ülkemizin de bu ölçülere ihtiyacı var. Sizi tebrik ediyorum. Rabbim cümlemizi istikametten ayırmasın...

  • Alparslan SARIÇERÇİ

    3.1.2014 00:00:00

    Değerli Ağabeyim;
    Yazılarınızı itina ve şevkle takip eden biri olarak son zamanlardaki yazılarınızı taktir ediyor ve bu yazıların devam etmesini can u gönülden istiyoruz. Bir öğretmen olarak kendi müessemiz içinde bulunan kişilere de yazılarınızı paylaşarak; güncel meselelerin Risale-i Nur perspektifiyle anlaşılmasında gayret gösteriyoruz. Daha önceki yazılarınız olan Mısır meselesi, Cemaat meselesi, AKP meslesinde yapmış olduğunuz tespitlerde hataya şahit olmadık, hepisinde de tutarlılık gördük, ELHAMDÜLİLLAH. Biliyoruz ki bunu nefsiniz için değil, hakikatlerin daha iyi anlaşılması için yapıyorsunuz ki; şu ortamda da doğru tespite hepimizin ihtiyacı var. Lütfen ihtiyacımız olan yazılarınızı bizden mahrum etmeyiniz. Selam ve dua ile...

  • Mustafa Usta

    3.1.2014 00:00:00

    S.a Değerli ağabeyim;
    Hakikatleri bilaperva söyleyen üstadımı örnek almış bizlerin hakikat olarak inandıklarımızdan geri durmamız asla beklenemez. Zira Hakkın hatrı alidir hiçbir hatıra feda edilmez. Son zamanlarda yapmış olduğunuz tespitlerin doğruluğuna inanıyor ve bu noktada sizlerle birlikte omuz omuza olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Medyada o kadar kirli bilgiler dolaşırken buna sesini çıkarmayanlar eğer bu tespitlere karşı seslerini yükseltiyorsa elbette biz de onları dinlemiyoruz. tutarlı eleştirilere her zaman Yeni Asya camiası olarak açık olduğumuzu cümle alem biliyor. Risale-i Nur’un dairesi içinde bulunan ağabey ve kardeşlerimize de çağrımız tenkit yerine bizi anlamak için gayret etmelerini tavsiye ediyor. saygılarımla. Esenlikle kalınız...

  • Ömer Yavuzyiğitoğlu

    2.1.2014 00:00:00

    31.12’ deki ve bu yazı, bizi biz yapan ve bize yakışan yazılar. Ayrıca hakperestliğin de bir gereği.

    Şu sırada su taşımanın ne ve nasıl olması gerektiğini de güzel ifade eden yazılar bunlar. Ve en önemlisi de gizli gündemi olmamanın kompleksizliğini de yansıtması çok yerinde.

    Bir şey daha var bu vesile ile altının çizilmesi gereken: Üstad bakış açısı ve mirasının en temel özelliklerinden biri hadiselere rahmani bir nazarla bakabilmenin, bakanı da muhatabı da yanıltmayacağı gerçeği. Geçen on yıllar boyunca irirli-ufaklı nice olaylara gecikmeksizin koyulan teşhisle bazen öyle oldu ki en yakından en uzağa kadar çok yıpratcı ve yaralayıcı tenkitler çok acıydı ama sonuçta yanılmamanın huzuruyla o kabil süreçler çok şükür niyazlarıyla sonuçlandı. Aynı şekilde yaşanmakta olan sürecin başındaki teşhisler herkesçe biliniyor, geçmekte olduğumuz aşaması da.

    Gayret ve mesainiz daim ola.

  • salih aytemur

    2.1.2014 00:00:00

    İfrat ve tefritten ayrı, ölçülü, topyeküncü değil, hatanın, suçun şahsiliğini ön plana çıkarıcı, doğruya doğru eğriye eğri diyen, demokratik hak ve hürriyetleri ön palana alan; hakların ihlalini kime karşı olursa olsun olmamasını gereken, Üstadın ölçüsü ile ikaz görevini en güzel yapan siz değerli ağabeyimizin bu, önceki ve daha önceki yazılarınıza ekleyecek tavsiye bulamadım ki, Allah binkere razı olsun... Yeni Asya Cemaatinin şahsi manevisinin engüzel şekilde tercümanı olmuşunuz... Biz bugüne kadar her iki tarafla da beraber değildik ki o yollarda birlikte yürürlerken ama şimdi kara propagandalar savaşında Yeni Asya’NIN MAŞETİNDEN verdiğiniz gibi Kazananı Olmayan bir çarpışma... Hukuka itimat gerek. Üstad Hazretleri, kendisi hakkında komplolar kurularak mahkemelere gönderildiği despot zamanlarda adil hakimlere güvenmiş, o dönemlerde adil hakimler adil kararlar vermiştir. Onun için dini siyasete ale eden iki tarafında tutumlarından din ve dindarlar zarar görmekte, insanlar arasında husumet, fitne tohumları artmakta, artık bu son ermeli... Hukukun çözeceği sorunlar hukuka aksederek sürmeli ve sonuç beklenmeli... Evet, Başbakanın yıllar yılı uslüp sorunu var, konuşmaları karşısındakini hırpalayıcı, kin, öfke dolu son olaylarda bu yaşandı ve bu açıdan ikazınız yerindedir. Başbakan dindar bir kişi ise ve dindar insanların birbirine düşmemesini istemiyor, muhabbetin topluma yayılmasını istiyorsa uslübünü ve kendisini alkışalayan ylk danışmanlarını değiştirerek, kendine doğruları söyleyecek ve kendisi de buna izin vererek yeni danışmanlar almalı etrafına... Ve herşeyden önemlisi samimi ise demokrat olmalı, demokratlığı özünde duymalıdır. Ben yaptım oldu bitti, kanun benim ben yaparım mantığından vazgeçmeli, istişare prensiplerine, milletin beklentilerine, sesine kulak vermelidir. KAdrolarını yeniden gözden geçirmeli, daraltarak milli görüşcülerin etrafını sarmaladığı dar daireden kurtularak demokrat, liberal değerli insanları çevresine almalı... Demirel’in sesine kulak vermeli... Daha birkaç gün önce Demirel, Can Dündar’a verdiği röportajda müspet hareketi öneriyordu... Bu sese kulak tukanmamalı.. Ve son söz kaleminize sağlık Değerli Ağabey... Dularımız sizinle...Doğrudan şamaz kalem erbabları

  • Nahit YAŞAR

    2.1.2014 00:00:00

    Muhterem ağabey, her şey mevsiminde güzel! Böyle bir atmosferde yapılabilecek en doğru şeyi yapıyor, yazılabilecek en doğru şeyleri yazıyorsunuz. Bildiğimiz doğruları, doğru bildiğimiz şeyleri kimsenin ne dediğine bakmaksızın yazmaya, ele almaya, dile getirmeye devam inşaallah! Gündem dışına çıkarak bize kış mevsiminde karpuz yedirmeyin! Her şey mevsiminde güzeldir!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı