Kahramanlık destanı yazan bu köyün ismi Bulakbaşı. Iğdır'ın Karakoyunlu ilçesine bağlı olup Ağrı Dağının eteğinde yer alır.
Köyün il merkezine olan mesafesi, yaklaşık 24 km'dir. Nüfusu ise, iki bin civarında.
Yüce Ağrı Dağının zirvesinde eriyen karların teşkil ettiği coşkun sular, bu köyün geniş ve bereketli arazisine doğru çağlayanlar halinde akıp gider.
Bu temiz ve berrak sular, geçimi tarım ve hayvancılık üzerinde olan Bulakbaşı Köyü için ab–ı hayattır.
Birinci Dünya Harbi esnasında bir müddet Rus işgaline uğrayan bu köyün ahalisi külliyen Müslüman olup Kürt menşelidir.
* * *
Bulakbaşı Köyünün bugünlerde yeniden gündeme gelmesi, geçen hafta orada yaşanan bir terör vak'ası sebebiyledir.
Kahraman köylülerin canlarını siper ederek teröristlerin kaçırdığı öğretmenlerine sahip çıkması, akıl ve vicdan sahibi herkesin takdirini celp etti.
Çeşitli kaynaklardan gelen bilgilere göre, 400 civarında öğrencisi bulunan Bulakbaşı İlköğretim Okulunda 19 öğretmen görev yapıyor.
Geçen hafta gün ortasında okula baskın düzenleyen silâhlı teröristler "Kürt kökenli öğretmenler burada kalsın, Türk kökenli öğretmenler bizimle gelecek" diyerek altı öğretmeni zorla alıp götürüyorlar.
Bu duruma ziyadesiyle üzülen öğrenciler ile köy halkı, o "Türk kökenli öğretmenler"ini bırakmak, onları teröristlerin insafına terk etmek istemiyor.
Ve, bunu istemedikleri için de, bütün köy halkı öğretmenlerini kaçıran teröristlerin peşini bırakmayarak, dağ yolunda onlar da peşlerinden yürümeye devam ediyorlar.
Köy halkının tamamını karşılarında gören teröristler ise, daha fazla risk almayarak bir saat kadar sonra öğretmenlerin tamamını serbest bırakıyorlar.
Kaçırıldıkları yerden tekrar köye ve gözü yaşlı öğrencilerinin yanına dönen öğretmenler, hizmetlerine aynen devam ediyorlar.
* * *
Bulakbaşı Köyünde geçen hafta yaşanan bu hadiseler, ülke genelinde büyük bir heyecan uyandırdı. Aynı zamanda, insanlarımızı derinden derine düşünmeye sevk etti. Bilhassa, doğudaki Kürtlere fenâ nazarla bakanların üzerinde şok etkisi meydana getirerek, onları insaf çizgisine doğru çekmeyi netice verdi.
Şu anda ise, köyde bir derece sessizlik, suskunluk ve bir o kadar da tedirginlik var.
Zira, terör örgütünün yaşananları kabullenmesi, köylülerin kahramanane davranışını hazmetmesi kolay görünmüyor.
Dolayısıyla, bundan sonrasının nasıl olacağını kimse bilmiyor.
Bilinen bir husus varsa, o da hakiki Kürtlerin teröre arka çıkmadığı ve canlarını tehlikeye atarak öğretmenlerine hakkıyla sahip çıktığı gerçeğidir.
Demek ki, o öğretmenler de kendilerini halka sevdirmiş ve köylülerle tam kaynaşmayı başarmışlar.
Bilhassa şarkta hizmet veren memurlar böyle olurlarsa, hiç şüphe edilmesin ki Kürtler de onlara sahip çıkarlar ve bu sûretle terörün bitmesine, hiç olmazsa zayıflamasına ciddî katkıda bulunurlar.
Devlet ve hükümet, bu köyü yalnız ve korumasız bırakmamalı; dahası, türlü hizmetler götürerek ödüllendirmeli. Zaten, köyün yıllardır sürüncemede bekletilen bir dizi talepleri ve bir türlü karşılanamayan temel bazı ihtiyaçları da var.
Elhasıl: Ülke geneline yayılan terör hareketlerinin zaafa uğraması ve bitme aşamasına gelmesi, öncelikle Kürt kökenli vatandaşların buna karşı durması ve bu tür hareketlere prim vermemesi, fevkalâde büyük bir ehemmiyeti haizdir.
Allah'tan dileğimiz, kahramanlar yatağı Bulakbaşı benzeri köylerin adedinin giderek artmasıdır.
Rikkatli bir hikâye İçimi sızlattın sen çocuk
İzahı kısa, tesiri büyük yaşanmış aktüel bir hikâye.
Ayvalık'ta misafir edildiği evde, kendisi için serilen temiz yatağa kıyamayıp yerde yatan Siirtli bir çocuğun hikâyesi.
Vaktiyle benzer halleri yaşadığımız için, hayalen ben de çocukluk yıllarına gittim ve kendimi o Siirtli çocuğun yerine koyarak hüzünlendikçe hüzünlendim.
* * *
Hikâyenin özü ve özeti şudur:
Ayvalık Zeytin Hasat Günlerinin bu yıl sekizincisi düzenlendi.
Bu yılki programın sürprizi ise, gurbetle ve uzak diyârdaki zeytin ağaçları ile ilk defa yakından tanışan, dahası ilk defa uçak yolculuğu yapan Siirtli köylü çocuklar oldu.
Sponsorluğunu Beymen grubunun yaptığı program için, geçen hafta Siirt'e bağlı Eruh ve Pervari'deki ilköğretim okulu öğrencilerinden 20 kız, 20 erkek toplam kırk çocuk Balıkesir'in Ayvalık ilçesine getirtildi.
Bu çocuklar, yaşıtları olan Ayvalık'taki 15 Eylül İlköğretim Okulu öğrencileri tarafından evlerine misafir edildiler.
Bu çok güzel bir manzara ve bir o kadar da duygulandırıcı bir insanî yaklaşım tarzı.
Ayvalık'taki okul Müdiresi Nihal Hanımın (aynı zamanda Kaymakamın hanımı) Siirtli çocuklarla ilgili olarak anlattığı şu kısacık hadise, duyan okuyan herkes gibi doğrusu bizim de içimizi sızlattı: "O çocuklardan biri, Ayvalıklı bir ailenin akşam kendisi için hazırladığı yatağa kıyamadığı için, tutup yerde yatmak istemiş."
Bu durumu öğrendiğim anda, gayr–i ihtiyarî olarak boğazımın düğümlendiğini hissettim.