"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meşveret ve şûra emredilmiş

M. Latif SALİHOĞLU
28 Nisan 2025, Pazartesi
Vahiy ile kesinleşmiş meseleler meşveret edilmez.

Aynı şekilde, ulviyetine-kudsiyetine kanaat edilen meseleler kesin ve hükmî ifadelerle bir neticeye bağlanmışsa, onda da meşverete ihtiyaç hâsıl olmaz. Şayet, bu tarz  kat’iyyet peydâ eden meseleler meşverete açılırsa, usûle aykırı hareket edildiği için, iş zıtlaşma, muaheze, münakaşa ve çekişmeye doğru gider. Bundan hayırlı bir netice çıkmaz.

Meselâ, İslâmın doğuşundan itibaren kesinleşmiş olan farz ibadetleri değiştirmeye dair bir mesele meşverete açılmaz.

Meselâ, “Tek adam sultasını kabul edelim mi, etmeyelim mi?”, yahut “Falan vatandaşı öldürelim mi, öldürmeyelim mi?” tarzında meşrû bir meşveret olmaz. 

«

Meşveret şûra, ayetin hükmüyle emredilmiş. Şöyle ki: 

Şûra Suresi 38. ayetinde, İlâhî buyrukla “Ve emruhum şûrâ beynehum” diye fermân edilmiş. Kezâ, Âl-i İmran Suresi 159. ayetinde yine İlâhî emirle “Ve şâvirhum fil emr” denilmiş.

İşte, bu İlâhî emirlere her mü’min, her müslim riayet etmekle mükelleftir. Tâ ki, manevî mesuliyetten kurtulabilsin. Öyle ki, meşveret usûlüne uygun bir şekilde alınan karar isabetsiz dahi olsa, kişi yine de manevî mesuliyetten kurtulduğu gibi, ayrıca bir hisse sevap kazanmış olur. Karar isabetli ise, sevap iki misline çıkıyor. Çünkü, emredilmiş olan meşveret ve şûraya hem iştirak, hem riayet etmiş oluyor.

«

Son olarak, meşveret ve şûranın mana ve mahiyetine dair mukadder bazı suallere cevap teşkil edecek birkaç noktaya daha temas ederek bitirelim.

Suâl: Şûra nedir, tarifi nasıldır?

Cevap: Ehil ve liyâkatli kimselerin, bir veya birden çok meselenin etraflıca konuşulması, farklı açılardan müzakere edilmesi maksadıyla toplanmalarına “şûra” denir.

Suâl: Şûra neyi gerektiriyor?

Şûra gerçeği, hürriyet hakikatini, meşrutiyetî işleyişi ve içtimaî meselelerin bir “meclis-i âliye” marifetiyle görüşülüp halledilerek yürütülmesi sistemini, yahut mekanizmasını gerektiriyor.

Hutbe-i Şâmiye isimli eserin “Altıncı Kelime” faslında şu hakikatli ibareleri okumaktayız: “Müslümanların hayat-ı içtimaîye-i İslâmiyedeki saadetlerinin anahtarı, meşveret-i şer’iyedir. ‘Veemrû şûra beynehûm’ ayet-i kerimesi, şûrayı esas olarak emrediyor.”

Esas olarak emredildiğine göre, sizin bağlı olduğunuz, yahut sizi bağlayan bir şûranın olması kaçınılmaz hâle geliyor. 

Yani, bu ayet-i kerîme, meşveret ve şûrayı emrettiğine göre, arada bir hatalı duruş veyahut isabetsiz bir karar vuku bulsa dahi, şûranın işleyişine yine de karşı gelmemeli, ona mani olmamalı, velhasıl meşvereti terk etmemeli. Zira, haklı şûra ve meşveret-i şer’iye hatada karar kılmaz ve sürekli şekilde isabetsiz kararlar alarak yoluna devam etmez.

Yani, meşveretin özünde ve ruhunda muhtemel hataları düzeltme kabiliyetine sahip bir mekanizma vardır.

Hülâsa: Şûranın mana ve mahiyetinden bunları anlıyoruz.

Okunma Sayısı: 1251
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ekrem Başcı

    29.4.2025 17:21:26

    1952'de üstad hazretlerinin hayatta olduğu bir dönemde, Malatya'da kim ne adına meşveret yapmış da bu meş'um örneği bu konuyla ilişkili olarak bu yazıda paylaşıyorsunuz? Bu iddia edilen, adına "meşveret" diyerek kafa karıştırıcı hale getirdiğiniz uyduruk misalin kullanım amacı nedir tam olarak?

  • Raşit örenel

    28.4.2025 15:47:22

    "arada bir hatalı duruş veyahut isabetsiz bir karar vuku bulsa dahi, şûranın işleyişine yine de karşı gelmemeli, ona mani olmamalı, velhasıl meşvereti terk etmemeli." Çok anlamlı, mesela normal işleyişine, teşekkül dinamiklerine müdahale edilmemiş bir haklı şuranın, ısrarla üzerinde durduğu bir kararı tezyif edip aşındırmak için elinden geleni yapmak ta çok yanlış bir şey olsa gerek.

  • Arda Yıldız

    28.4.2025 14:11:33

    Meşveret güzeldir. Yalnız dikkat etmek gerekiyor meşveret bir baskı aracı olmamalıdır. Nurcularda yaşanan ayrılık faktörlerinden biri de budur. Bireyleri sıkı sıkıya kontrol edecek şekilde meşveret kararı alınmamalıdır.

  • HASAN DOĞAN

    28.4.2025 10:02:26

    Evet çok güzel,işte son dönemde özellikle siyasi ve içtimai meselelerde maalesef şu an siyasal islam görüşüne bir kayış işmam ediliyor,tıpkı sizin malatya'daki meşvereti misal gösterdiğiniz gibi.Yani bir toptancılık tatbik ediliyor maalesef.Üstad tüm Risale i Nurda yaklaşık 53 kez ve sadece emirdağ lahikasında 13 kez vurguladığı velateziru ılaahir ayetinin zıddına bir parti ve bir cemaat toptan mesul gösterilerek adeta zulme ortak olunuyor........

  • Abdullah

    28.4.2025 09:02:17

    Meşveret ve şuralar fevkâlade önemlidirler. Meşveretin ne kadar ne kadar önemli ve dikkat edilmesi gere ken gereken ciddi bir mesele olduğunu anla mak için Uhud Harbi için yapılan istişare ve 70 güzide sahabenin Şehid olması ve arkasında inen ayet-i kerimenin tekrar istişa reyi emretmesini hatıra getirmek yeterlidir.İsti şarede dikkat edilmesi gereken ikin husus işin ehli olanların seçilmesi dir.Üçüncü önemli husus; istişare yapılır ken Risale-i Nur'un gö züyle bakmak,hadisleri ve işleri ona göre değerlendirmekte.Ge neden şahsi fikir ve dü şüncelerle hareket edi liyor.Bu da ciddi bir eksiklik ve aksaklıktır. İstişarede bütün bunla ra dikkat edilirse istişarenin hakkı veril miş olur.

  • Elvan sağkol

    28.4.2025 08:27:04

    Latif Abim; Çorum Konferansı ve İlanat ve tebliğ noktasında güzel bir hizmete vesile olduğunuz için tebrik ediyorum, emeği geçenlerden Rabbim Ebeden razı olsun.

  • Osman Said

    28.4.2025 00:17:34

    Seçimleri bir meşveret olarak düşünebilir miyiz?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı