"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sadrâzam öldü; İstanbul kurtuldu (2)

M. Latif SALİHOĞLU
07 Ekim 2021, Perşembe
Resmî tarihin kayıtlarına göre, İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim 1923’te vaki olmuş. Gerçek tarihe göre ise, şehrin işgalden kurtuluşunun daha önceki günlerde vuku bulduğunu gösteriyor.

Gerçekler çarpıtılıyor, ne yazık ki... 

O halde, kurtuluşun gerçek tarihi, yani doğru gün acaba hangisidir? 2 Ekim mi, yoksa 6 Ekim mi?

“Doğru gün”e dair bir fikir edinebilmek için, İstanbul’un işgalden kurtulma safhasında yaşanan gelişmelere tarih sırasına göre şöyle kısacık bir nazar gezdirelim...

Türk Tarih Kurumu tarafından basılan bazı kitaplarda da teyit edilen kayıtlara göre, İstanbul’un kurtuluş safhasıyla (Ağustos–Ekim 1923) ilgili gelişmelerin kronolojik seyri şöyledir:

23 Ağustos: Lozan Barış Antlaşması, Millet Meclisi’nde kabul edildi.

24 Ağustos: Meclis’in kararı, İstanbul’daki işgal güçleri (İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan) Yüksek Komiserliğine bildirildi.

25 Ağustos: İşgal kuvvetleri, İstanbul’dan çekilme hazırlıklarına başladı.

19 Eylül: İstanbul Kumandanlığı (Selâhaddin Âdil Paşa) tarafından İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harington şerefine—bilmukabele olarak—Beykoz Parkı’nda çay ziyafeti verildi.

26 Eylül: İngiliz işgal kuvvetlerinin bir bölümü Montreal isimli gemiyle İstanbul’dan ayrıldı.

28 Eylül: İstanbul’daki işgal kuvvetleri komutanlarından General Harington (İng.), General Charpy (Fr.) ve General Monbelli (İtaly.) İstanbul Komutanı Selâhaddin Âdil Paşa’ya vedâ ettiler.

1 Ekim: İşgal güçleri tarafından el konulmuş bütün harp malzemelerinin Türkiye tarafına iade ve teslim edildiğine dair protokol imzalandı.

2 Ekim: İtilâf devletlerine bağlı son işgal birlikleri—komutanları da dahil olmak üzere—Dolmabahçe Rıhtımı’nda düzenlenen merasimle İstanbul’dan ayrıldılar.

6 Ekim: Şükrü Nailî Paşa kumandasındaki Türk birlikleri İstanbul’a vasıl oldu. Bu birliğin İstanbul’a girişi esnasında, şehirde işgal tarafının ne bir komutanı vardı, ne de bir tek askeri. Dört gün öncesinden tamamı çekip gitmişti.

9 Ekim: Yaklaşık bir yıldır İstanbul Komutanlığı vazifesini deruhte eden Selâhaddin Âdil Paşa, görevini yeni gelen Şükrü Nailî Paşaya devrederek İzmir’e doğru hareket etti.

*

Evet, hadiselerin gelişme seyri kronolojik takvime göre aynen böyle. Buna göre, İstanbul’un kurtuluşu, başlıktaki sorunun cevabında olduğu gibi “İşgalcilerin terk edip gittiği gün” şeklinde olmalı. Bu da, 2 Ekim gününe tekabül ediyor.

Ne var ki, Ankara’daki ekâbirlerin kafa dengi ve gözde komutanı Selâhaddin Âdil Paşa değil, Şükrü Nailî Paşa’dır. Bu sebeple, işgalin sona ermesini değil, “kendi adamları”nın İstanbul’a giriş tarihini esas alarak “6 Ekim” gününü resmiyete bağladılar.

Peki, bu arada Selâhaddin Âdil Paşa’ya ne oldu diye merak ederseniz, cevabı şudur: Ne yazık ki, İzmir’e gittikten kısa bir süre sonra emekliliğe zorlanarak orduyla irtibatı kesilmiş oldu. Oysa, 1882 İstanbul doğumlu olan bu kahraman asker, 1876 Selânik doğumlu Nailî Paşa’dan daha genç bir yaşta idi. Buna rağmen, Âdil Paşa diskalifiye, Nailî Paşa ise baş tacı edildi.

Mebus yapılmasına rağmen on yıl daha orduda kalmayı tercih eden Nailî Paşa, 1935’te İstanbul milletvekili sıfatıyla Meclis’e girdi. Bir yıl sonra da, Edirne’nin kurtuluşu merasimi esnasında vefat etti.

Paşaların âkıbeti

Selânikli Şükrü Nailî Paşa, askeriyeden emekli olduktan sonra mebus olarak CHP saflarında yer aldı. Buna mukabil, Trablusgarp, Balkan, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları’na katılarak üstün başarılara imza atan Selâhaddin Âdil Paşa ise, emekliye sevk edildikten sonra, tâ 1950’ye kadar ne askerî, ne de siyasî herhangi bir vazife üstlenebildi.

Tek parti zihniyetinin tamamen dışladığı, neredeyse “vatan haini” muamelesini revâ gördüğü Selâhaddin Âdil Paşa, ancak demokrasiye geçildiği 1950 seçimleri esnasında siyasete atılabildi. O yıl Demokrat Parti’den Ankara milletvekili seçilerek Meclis’e giren Âdil Paşa, 26 Şubat 1961’de Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Okunma Sayısı: 1380
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yusuf

    7.10.2021 18:43:53

    Paşalar için Selanikli olmak bir ayrıcalık olsa gerek, bugün de Selanik göçmeni İstanbullular paşaları yine ayrıcalıklı.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı