"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yenilik adımlarının bedeli (3)

M. Latif SALİHOĞLU
05 Ocak 2022, Çarşamba
Eşzamanlı olarak, matbuat sahasındaki durgunluğa son verilerek, kitap basımına işlerlik kazandırıldı.

Meşhur İbrahim Müteferrika’nın kurmuş olduğu matbaa, uzun süredir atıl vaziyette duruyordu. Sultan III. Selim zamanında, hem bu matbaa faaliyete geçirildi. Ayrıca, yeni yeni matbaalar tesis edildi: Hasköy’de kurulan Mühendishane Matbaası ile Anadolu yakasında kurulan Üsküdar Matbaası gibi.

Hemen hatırlatmak gerekir ki, bu matbaalarda sadece Avrupa’dan tercüme edilen harp sanatına dair eserler değil, aynı zamanda hem Türkçe telif olunan, hem de Arapça ve Farsça’dan tercüme edilen kamus ve lûgatnâmelerin basımı da yapılıyordu: Ayıntaplı Asım Efendinin tercümeleri gibi… Böylelikle, İstanbul ve taşradaki kütüphaneler yeni eserler, kàmuslar ve lûgatlarla zenginleştirilmiş oluyordu.

*

Yenilik hareketlerini sıralamaya devam edelim.

Uzun zamandır laçkalaşmış bulunan devletin merkez ve taşra teşkilâtında da bazı değişikliklere gidilerek önemli yenilikler yapıldı.

Hasıl olan laçkalıklar sebebiyle, vezirler, valiler, paşalar, hatta kadılar gibi yüksek seviyedeki bazı memurlar, yetkilerini kötüye kullanarak haksızlık, yolsuzluk, zorbalık, rüşvet ve benzeri suçları irtikâb ediyordu. Bu irtikâbın önüne geçmek, hiç olmazsa hataları asgariye indirmek maksadıyla, devlet katında yeni bir takım tedbirlerin alınması kararlaştırıldı.

Öncelikle, yeni ordu politikasının maddî (finans) cihette sekteye uğramaması için, yeni bir kànunnâme ile “İrad-ı Cedit Defterdarlığı” kuruldu. Bu yeni teşkilât, daha evvel kurulmuş bulunan “Tâlimli Asker Nâzırlığı”na bağlandı.

Bunun yanı sıra, geniş devlet teşkilâtının “mülkî idare”sinde de yeni bir düzenlemeye gidildi.

Özetle, Anadolu ve Rumeli coğrafyası, yekûn 28 vilayete taksim edildi. Vezirlerin sayısı da buna göre yeniden ayarlandı.

Devletin en yüksek mevkideki idareci memurları statüsünde olan vezirler için, öncelikli olarak ahlâk, sabır, sadâkat ve metanet normları esas kabul edildi.

Padişah ile Sadrâzamın ittifakı ile seçilecek olan vezirlerin ehliyetsiz, derebeyi ve menşei belirsiz kimselerden olmamasına dikkat ve hassasiyet gösterilmesi hususu da, ayrı bir kànunnâme ile resmiyete kavuşturuldu.

Aynı mülkî islâhat çerçevesinde, vazife mahalline gitme tenezzülü göstermeyen kadılar (adlî otoriter) için de şu hüküm getirildi: Şer’î bir mâzeretleri bulunmadıkça, vazife yerine gitmemezlik edemezler.

*

Devletin hantallaşan yapısını yenilemek, pörsüyüp çürümeye başlayan çarklarına yeniden işlerlik kazandırmak maksadıyla, 1793’te Nizam–ı Cedit hareketi başlatıldı.

Devletin hemen her kademesinde köklü reformlar yapılmasını hedefleyen bu hareket, zamanla ve hatta günümüzde dahi sanki sadece askerî düzenlemeden ibaretmiş gibi anlaşıldı. Böylelikle, dikkatler askerî ocaklar üzerinde yoğunlaşmaya başladı.

Oysa, Nizam–ı Cedit, bir bakıma “Nizam–ı Devlet” hükmündeydi.

Bundan dolayı, Padişah III. Selim ve onun seçmiş olduğu devlet erkânı başta olmak üzere, vizyonu geniş aydınlar ile ufku açık ulema kesimi, Nizam–ı Cedit hareket ve politikalarının başarıya ulaşmasını istiyor ve bu uğurda büyük gayret sarf ediyordu.

Ne var ki, buna mukabil körüklenen fitne–fesat hareketi de dinmek, durmak bilmiyordu.

Fitnenin kol gezdiği yerlerin başında ise, ne yazık ki mason gibi gizli komitelerin içine sızdığı Yeniçeri Ocağı geliyordu. 1807 senesine gelindiğinde, Ocak, fokur fokur kaynamaya başlamıştı.

*

Mazide büyük fetihlerde bulunan, muazzam zaferlere imza atan, savaş meydanlarında düşmanın korkulu rüyâsı olan Yeniçeri ordusu, 1800’lü yılların başı itibariyle, bir fecî âkıbete doğru adeta sürüklenir hâle gelmişti.

Beş asırlık ömre sahip bu şanlı Ocağın içinde çürüme, bozulma emareleri görünürken, hariçten de bozgunculuk ateşi alevlendirilmeye çalışılıyordu.

Kısaca, kendisi için bir yenilenme ihtiyacının artık zarurî hale geldiği Yeniçeri Ocağı, iç ve dış kaynaklı fitnelere alet olduğu için, yapılan bütün yenilikleri engellemeye çalışan muarız bir unsura dönüşmüş gibiydi.

Okunma Sayısı: 1406
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı