"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Süleyman Şah Türbesi

Mehmed KILIFOĞLU
25 Şubat 2015, Çarşamba
Süleyman Şah, Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey’in dedesi. Tarih kaynaklarında elli bin kişi olduğu bildirilen tebaasıyla birlikte, Orta Asya’dan Anadolu’ya göç etti.

Fırat Nehrini geçerken boğulması üzerine, Caber Kalesi’nin yakınlarına defnedildi. Vefatından sonra iki oğlu Sungur Tekin ve Gündoğdu eski yurtlarına geri döndü. Diğer iki oğlu olan Dündar Bey ve Ertuğrul Gazi yeni yurt aramak üzere Anadolu’da kaldı. Ertuğrul Gazi’nin soyundan Osmanlı İmparatorluğu’nun doğması, Süleyman Şah’ın bu göçünü mübarek kılmıştır. 

Süleyman Şah’ın ilk türbesi, Sultan II. Abdülhamid Han tarafından 1886 yılında yaptırılmış. Türbenin yer aldığı bölge, I. Dünya Savaşı’nın ardından ilk önce İngiltere’nin ardından Fransa’nın kontrolüne geçmiş. 1921’de ise Fransa ile Türkiye arasında imzalanan Ankara Antlaşması’nın 9’uncu maddesine göre Türkiye’ye bırakılmış. Bu maddeye göre, “Osmanlı Hanedanı’nın kurucusu Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın Caber Kalesi’nde bulunan ve Türk Mezarı adı ile tanınan mezarı, çevresiyle birlikte, Türkiye’nin malı olarak kalacak ve Türkiye orada koruyucular bulundurup Türk Bayrağını çekebilecektir.”

1923 yılında imzalanan Lozan Anlaşması’nın 3’üncü maddesiyle Türkiye- Suriye sınırının Ankara Antlaşması’nda belirlendiği şekilde düzenlenmesi kararlaştırılmış. Böylece Süleyman Şah Türbesi’nin Türkiye toprağı sayılacağı Lozan Antlaşması’yla bir kez daha onaylanmış. Burada toprağın bizim kalabilmesi için gerekli illiyet bağı Süleyman Şah’ın Türbesi. Yani türbe kalkınca Dışişleri Bakanı’nın dediği gibi hem orası hem Eşme civarı Türk toprağı olmuyor.

Tartışmayı toprak kaybı bakış açısıyla değerlendirmek de pek doğru değil. Oradaki toprağın değeri sembolik. Türbe orada olduğu için o toprak değerli. Suriye ve Ortadoğu coğrafyasında uzunca bir süredir yaşanan istikrarsızlık ise herkesin malûmu. Hükümetin türbe toprağından çekilme kararı, kanımca yanlış değildir. Orada kalınmaya devam edilseydi, muhtemelen oradaki Türk askerleri, provokatif bir saldırıya kurban gidecekti. IŞİD ya da YPG güçleri tarafından saldırıya uğradıklarında, daha silâhlarına davranamadan şehit düşeceklerdi. Bence geç bile kalınmış bir karardır. Bu sebeple, bu geri çekilmeyi siyasî mülâhazalarla eleştirme yoluna gitmeyeceğim. Ama tarihin hiçbir döneminde, hiçbir geri çekiliş, bir askerî kahramanlık öyküsü olarak tevil edilmemiştir, bu geri çekiliş de edilemez. Bu en başta, ila-yı kelimetullah için kıt’alar fethetmiş Müslüman Türk Milletine yapılmış bir hakaret yerine geçer. Dokuz dönüm toprağı terk etmek büyük başarı ise; doksan dönüm kaybetseydik millî bayram mı yapacaktık? Böyle bir mantık olmaz. 

Askerlerimizi geri çekmemiz kanımca yanlış değil, fakat Süleyman Şah’ın naaşı ve türbenin müştemilatı, 783 bin kilometrekare Türkiye topraklarında defnedecek yer mi bulunamadı da, hâlâ sınır ötesinde küçücük bir yere Truva atı gibi sıkıştırılmaya çalışılıyor. Gaye nedir? Türkiye, Suriye toprakları üzerinde on dönümlük bir toprak parçası üzerinde hak iddia edebilmek için sekiz yüz sene evvel vefat etmiş Süleyman Şah’ın naaşına mı sarılıyor? Meftayı bir türlü vatan topraklarına getiremediniz, kemiklerini sızlattınız. Ne işi var Süleyman Şah’ın naaşının Suriye sınırındaki Eşme Köyü’nde. Getirirdiniz Söğüt’teki oğlu Ertuğrul Gazi’nin yanına. Kıyamete kadar huzur içinde yatarlardı yan yana baba-oğul. Sırf Suriye topraklarında futbol sahası kadar bir toprağımız olmaya devam etsin ve bu toprağa bir saldırı “casus belli”ye (savaş sebebi) temel teşkil etsin diye, o naaşları Suriye toprağında bırakmaya devam ediyorsak, ülke olarak vitesi iyice düşürmüşüz demektir.

Okunma Sayısı: 1433
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • suleyman alıç

    25.2.2015 16:31:32

    Sayın kılıfoğlu bey kardeşim çok çok çok güzel ve mükemmel bir yazı çok istifade ettim sağ olasın allah razı olsun devamını diliyorum

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı