"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sakın ölmeyin!...

Mehmet Asıf Işık
25 Aralık 2021, Cumartesi
“… Velâ temutunne!..” yani, “sakın ölmeyin!..”

Bu tenbih Kur’ân-ı Hakîm’in Bakara ve Al-i İmran Sûrelerinde birer âyette geçer. Bakara Sûresi’ndeki âyette Hz. İbrahim’in (as) ve torunu Hz. Yakub’un (as), İsrail oğullarına peygamber silsilesi halinde gönderilecekleri evlâtlarına, baba şefkatiyle ettikleri tavsiyelerinde beyan edilir.

Diğer âyet ise Al-i İmran Sûresi’ndedir ve bu heybetli beyan bizzat Âlemlerin Rabbi’ne aittir; “velâ temutunne!..” (sakın ölmeyin!..)

Halbuki, “her nefis taşıyanın (canlının) ölümü tadacağı” (3/185, 21/35, 29/57) ve “Her canlının fenaya (ölüme) maruz olduğu” (Rahman/26) yine İlâhî Kelâm’da farklı mana ve makamlarda kerrat ile buyurulmuştur.

Elbette insan da, can taşıyan her varlık gibi “takdir edilmiş (ecelin) saat”i geldiğinde “ne bir an geri kalırlar, ne de bir an ileri gidebilir” (A’raf/34) âyetine masadak olarak emanetini teslim etmektedir; görüyoruz…

Çare yok ki, her canlı gibi biz de gideceğiz. Çünkü, durdurulamayan, hızla, dehşet verici bir sür’at ve coşkuyla akan hayat ırmağının içindeyiz. Önünde ne varsa hiç acımadan, gözünün yaşına bakmadan, sökerek, kopararak alıp götüren bir sel adeta!..

______

Velâ temutunne!.. Sakın ola ki ölmeyin!..

Arapça dilbilgisi (nahiv) kaidesine göre fiili bildiren kelime (yüklem), Türkçenin aksine olarak cümlenin başındadır. Her iki âyet-i kerîmede “sakın ölmeyin” ikazından sonraki beyanda aynı mana ve maksad ifade edilir; “İllâ ve entum muslimun!” (Sizler, ancak ve sadece Müslüman olarak) şartı ve hayati ikazıyla cümle hitam bulur.

Âyet mealleri verilirken, yerine göre, Arapça dilinin mantığı, belâgati, ifade kudreti, taşıdığı mananın heybet ve azameti, aynıyla Türkçeye ve başka dillere yansıtılamıyor. Zaten Arapçanın bu özelliğinden dolayı Kur’ân-ı Kerîm kâmil manasıyla tercüme edilemez. Geçen asrın büyük müfessiri merhum Elmalılı Hamdi Yazır onca ilmine rağmen kendi meal ve tefsiri için “meal, ancak eksiltilmiş manadır” Âyetlerin meallerine dönelim:

“İbrahim, bunu kendi oğullarına da vasiyet etti, Yakub da öyle: “Oğullarım! Allah, sizin için bu dini (İslâm’ı) seçti. Siz de ancak Müslümanlar olarak ölün” dedi.” (Bakara/132)

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa, öylece sakının ve siz ancak Müslümanlar olarak ölün.” (Al-i İmran/102)

Her iki âyetteki ortak mana başlıkta dikkat çekildiği gibidir;

Sakın ölmeyin, Müslüman olarak can vermedikçe!

Sakın ölmeyin, İslâm’dan başka bir din üzere!

Sakın ölmeyin, yolunu şaşırmış, şaşkın ve sapkın olarak!

Çünkü Yaratan kullarına bir yol (din: İslâm) vaz etmiş ve onu seçmiştir. (Maide/73) Çünkü insan kulluk yapmak için yaratılmıştır. (Zariyet/56) Çünkü Allah kulunu başıboşta bırakmamıştır. (Kıyame/36) Çünkü kulunu en önemli ve değerli özelliklerle donatmıştır. Çünkü insan büyük bir emanet taşımakta, bu fani emanetlerle bekayı kazanma imtihanındadır. Çünkü imtihan gereği, başta İblis olarak başına yüzlerce düşman salınmış, daima kötüyü isteyen şu emmare olan nefis ve azgın hevası onu baştan çıkarıp aldatarak yolundan saptırma gayretindedir! Ve özellikle de şu zamanda insanın dört bir yanında tuzaklanmış pek çok hileler, zehirli ballar gibi fantaziyeler ve süslenmiş şeytanî hevesler iradesini çözüp felç ederek onu yutma derdindedir!

Bu aman vermez düşmanlar karşısında çaresiz, zavallı ve perişan halde iken, imanımızı muhafazaya almadan, kendinizi asrın her türlü nefsanî ve fikrî kirlerinden arındırmadan “sakın ölmeyin!”

“… Fakat ehl-i Hakk’ın öyle muhkem bir kalesi var ki, onda tahassun ettikleri vakit, o müthiş düşmanlar yanaşamazlar, bir halt edemezler. Eğer muvakkat bir zarar verseler, “Vel akibetu lil müttakîn” (A’raf/128) (Akıbet, Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınanlarındır.) sırrıyla, ebedî bir sevap ve menfaatle o zarar telâfi edilir. O kale-i metîn, o hısn-ı hasîn (sağlam ve korunaklı kale) ise, Şeriat-ı Muhammediye (asm) ve Sünnet-i Ahmediyedir (asm)” (Lem’alar, 13. Lem’a, 1. İşaret)

Şu durumda tek çaremiz var; İslâmiyet dairesinde, Kur’ân-ı Hakîm’in rehberliğinde, Sünnet-i Seniyyenin terbiyesiyle edeblenerek Risale-i Nur’un yüksek marifet ve hakikat dersleriyle aklımızı, fikrimizi ve ruhumuzu besleyip doyurmak…

_____

HENÜZ HESĀBA ÇEKİLMEDEN

Kazanıp bölüşmeyen ve hayra uzanmayan EL’i hesaba çekmeli,

Konuşup kalp kıran ve zikretmeyen DİL’i hesaba çekmeli,

Yürüyüp Hak’tan saptıran YOL’u hesaba çekmeli,

Rabbine yaban kalan, sevmeyen ve sevildikçe vefası eksilen GÖNLÜ hesaba çekmeli,

Ömür geçtikçe yerinde saydıran dünü ve bu GÜN’ü hesaba çekmeli. vs…

(Bir dosttan gelen hoş ve tatlı bir nasihattendi)

Hülâsa, Peygamber Efendimiz (asm), dünya bizi alıp götürmesin ve her daim müteyakkız olalım diye asırlar öncesinden “Hesaba çekilmeden kendinizi hesaba çekin!” diyerek ümmetini uyarmış idi. (Tirmizî, Sıfâtü’l-Kıyâme, 25) Kendimizi kantara vurmadan “sakın ölmeyin!”

Hiçbir imtiyazın olmadığı, her imkânın ve her halin, kısaca bütün hayatın içindeki her şeyiyle hesaba çekileceği o büyük günde ne malın, ne evlâdın, (Şuâra/88) ne de dostun faydası olmayacaktır. (Duhan/41)

Çünkü “o gün ağızlar mühürlenir, eller konuşur, ayaklar da kazandıklarına şahitlik eder.” (Yasin/65) O gün kaçılacak hiçbir yer yok!

İmtihan bazen gevşek, bazen sıkı olarak halen devam ediyor. Çok geç olmadan, halâ aklımız başımızda, güç ve takatimiz yerinde, -şayet var ise- hataları tamir ve telâfi imkânları elimizde, tamamlama fırsatları önümüzde ve geri dönüş kapıları henüz açık iken bir şansımız daha var; O şansı kullanmadan “sakın ölmeyin!” Bugün yaşayan herkes kendini “tünelden önceki son çıkış”ta saymalı.

“Keşke bu hayatım için bir şeyler yapsaydım” (Fecr/24) dememek için sağlam hesaplar kurmalı, şimdiki sermayemiz olan bakiye-i ömrümüzün her an’ı hesaplı geçmeli, herkes ve hepimiz hesap-kitabımızı bugünden yapmalıyız. Bu iş yapılmadan “sakın ölmeyin!”

Tren kaçırıldıktan sonraki pişmanlık ve dövünmeler neye yarar ki!..

Okunma Sayısı: 2105
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • H.ibrahim Karahan

    26.12.2021 18:21:59

    Allah razı olsun

  • M.Asıf Işık

    25.12.2021 21:17:59

    Çok kıymetli dost ve kardeşim Fatih Ekinci bey, yazımıza şunu ilâve edip eksiğimizi ikmâl etmiş: Risale-i Nur'un emirlerine boyun eymeden sakın ölmeyin. Risale-i Nur hizmetlerinde şevk ile koşmadan sakın ölmeyin. Risale-i Nur'u sevdiklerinizle paylaşmadan sakın ölmeyin. Risale-i Nur'dan ders aldığınız İman Hakikatlerini yaradılışda ve iman kardeşiniz olanlarla paylaşmadan sakın ölmeyin. Risale-i Nur'un ittifak ve ittihad emirlerine çalışmadan sakın ölmeyin. Risale-i Nur'un bizi zirvelere taşıdığı Marifetullah mertebelerinde terakki etmeden sakın ölmeyin. Cemaat ruhunu içimize doya doya, kana kana çekmeden sakın ölmeyelim.

  • Mustafa

    25.12.2021 21:11:30

    Genelde bilinen bir mealin genelde bilinmeyen yönüyle çarpıcı bir giriş, devamında doyurucu bir izah, son bölümde de mütefekkir bir kalpten süzülen ışıklar ile yol gösteren bir yazı olmuş, elinize, yüreğinize sağlık. Ayetin emri gereği, Rabbim bizleri müslüman olarak öldürsün ve bizleri Salihler zümresine ilhak eylesin. Amin.

  • Ramazan

    25.12.2021 16:55:30

    Kuran-ı Kerim ve Risale-i Nur Nurlarıyla bizleri iyi silkelediniz...Hesaba çekilmeden, kendini devamlı hesaba çekenlerden olmak ve Yeni Asya'da Sebatkar kalmak duğasıyla... Allah' emanet olun...

  • Mehmet Türeli

    25.12.2021 07:27:51

    Günahlardan arınarak ve her kulun üzerimizdeki hakkı helal edilerek Rabbim canımızı alsın. Günahsız ve hakka girilmeyen bir hayat yaşamamızı nasip etsin. Âmin

  • Rüstem garzanlı

    25.12.2021 07:08:06

    İstifade ettik....Allah razı olsun..inşallah Selam ve dua ile

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı