"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aklıma yatmıyor!

Mehmet ÇETİN
30 Nisan 2022, Cumartesi
Telefonun ucundaki dostum endişe dolu hissiyatıyla anlatıyor:

Din Kültürü öğretmenleri zümre toplantısı sonrasında ikisi bir araya gelerek biri diğerine “Aklıma yatmıyor”, der. Daha sonra bu öğretmen Ramazan ayında diğer öğretmen arkadaşlarıyla beraber öğlen yemeği yerler.

Günümüz insanının ve özellikle yıllarca ilahiyat eğitimi alan bir öğretmenin “aklıma yatmıyor” itirafı, gelinen noktanın tesbitinde çok acı bir hakikat olarak içimizi acıtıyor. “Aklıma yatmıyor ama derse girdiğimde öğrencilerime, inanıyormuş gibi anlatıyorum.”, ifadesi, eğitilmesi için ellerine teslim ettiğimiz evlâdlarımızın istikbali için endişe verici bir vaziyettir ve esasen bir sonuçtur.

Sorularla çalınan gençliğimiz, şimdilerde tereddütleri yaşıyor. Vaktiyle, onların dem ve damarlarının kaynadığı, fikirlerinin uyanıp muknî cevaplar aradığı zamanda alınamayan cevaplar, yetersiz izahlar ve bir de mahallî baskılarla sindirilen, baskılanan hak hakikat arayışları neticesiz kalır. Sonra o günün genci bugün kalkar, öğrencilerine “Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi” dersini verir ama ne yazık ki aklına yatmamasına rağmen.

Bir şeyler ters gitti. Pantolon cekete uyum sağlamadı. Temelleri yıpratılan binanın duvarları süslendi ama nafile olduğu sonradan anlaşıldı. Otobanlardaki son model arabalar insanımızı aldı götürdü ama kimliği mazide kaldı. Teknoloji ilerlerken, ruh geriledi. Köklerinin çürütülmesine çabalanan ağacın kurumaması için dal ve yaprakları çikolata kaplı zehirlerle ilaçlandı, yabanî çeliklerle aşılandı ama tutmadı.

Rahmetli Selahattin Akyıl anlatmıştı: Van’da hocanın biri, vaazında kader konusunundan bahsederken bir hususu hatalı nakleder. Vaaz sonunda hoca ile baş başa görüşür ve Bediüzzaman Said Nursi’nin Kader Risalesi’nden naklederek vaazda bahsedilen konuyu anlatır. Akyıl’ın konuşmasını dinleyen hoca, nihayetinde “Ben şimdiye kadar bu meseleyi anladığımı zannediyordum ama şimdi anlamamış olduğumu öğrendim. Allah senden razı olsun ki ahirete kader konusunda hatalı bir itikad ile gitmeme mâni oldun, tashihine yardımcı oldun”, der.

Ne olacak hâlimiz? Allah’ın varlığına inanıyor ama peygamber ile arası yok! “Müslümanım”, der lâkin semtine uğramaz. Gasp ettiği hakları arkasına alarak kul hakkından bahseder. Anlaşılan o ki tren raydan çıkmış. Tren raydan giderse yolcular hedefe mi ulaşır yoksa felakete mi düşer?

İnsanımızın maruz kaldığı tehlike, eskiden dışarıdan geliyordu ama şimdi içeriden geliyor zira kurt gövdenin içinde yer etmiş. Vaktiyle “Cemiyetin bünyesi buna dayanamaz. Çünkü düşmanını sezmez. Can damarını koparan, kanını içen en büyük hasmını dost zanneder. Cemiyeti basiret gözü böyle körleşirse, iman kalesi tehlikededir” ikazından ders alınsaydı bunlar yaşanır mıydı?

Yiğit, düştüğü yerden ayağa kalkar ve kalkmalıdır. ‘Dost görünen’ler eliyle gelen tahribat, düşmanın yaptığından daha ziyade acıtır oldu, zarar verdi. Sözde dindarın yaptığı hezimet, özde dindarın elini ayağını bağladı. Ve işte değerlerin menfaate alet edildiği bir zeminde uygulanan eğitimin mahsulü nesil çıkıyor sahneye; “Aklıma yatmıyor!”, diyor. Haksız mı?

Okunma Sayısı: 2117
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mustafa

    30.4.2022 14:24:26

    Harika bir makale..

  • Arif Altay

    30.4.2022 10:55:29

    Felillâhilhamd, sırr-ı temsil dürbünüyle, en uzak hakikatler gayet yakın gösterildi. Hem sırr-ı temsil cihetü’l-vahdetiyle, en dağınık meseleler toplattırıldı. Hem sırr-ı temsil merdiveniyle, en yüksek hakaika kolaylıkla yetiştirildi. Hem sırr-ı temsil penceresiyle, hakaik-ı gaybiyeye, esâsât-ı İslâmiyeye şuhuda yakın bir yakîn-i imaniye hâsıl oldu. Akıl ile beraber vehim ve hayal, hatta nefis ve heva teslime mecbur olduğu gibi, şeytan dahi teslim-i silâha mecbur oldu. https://risale.de/barla-lahikasi/97

  • Mahir erbay

    30.4.2022 06:13:41

    Okuldaki din öğretmenlerini dindersini bir partiye oy kazandırmak için propaganda dersi gibi kullanır Dersi iman, ahlak ve ibadet ağırlıklı işleyen öğretmenleri yadırgarlardı. Şimdi onlar müdür oldu biz khk'lı

  • Muhittin İsmail Özgür

    30.4.2022 04:55:00

    Hocam kaleminize sağlık. Çok doğru tespitler..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı