Hak ve hakikatin ortaya çıkması adına ehil ellerin desteklenmesini, ısrarla teşvik ve tebrik ediyorum.
Ehl-i hak; dâhildeki şeytan taşlama hâdiselerinden sıyrılmalı ki neslin selâmeti, hayat ve hukukun istikameti, adaletin tecellisi için mutlaka ehliyetli zatlar, araştırmalara girerek, gecesini gündüze katarak çalışmalıdır. Zenginler, bu nev’i çalışmalara desteklerde bulunurken, diğerleri de hiç olmazsa dualarıyla yardımcı olmalıdır.
Ne dâhilde ne de hariçte şeytan durmayacak. Onu yavaşlatmanın yolu, okumak ve araştırmaktan geçer. Vazifeyi yapmamıza engel olan araştırılıp, oradan başlamalı, yiğit düştüğü yerden kalkar misali. Birbiriyle uğraşanlar müsbet hareket edemez. Hangi gerekçe gösterilirse gösterilsin, bundan öte değil. Bizim vazifemiz müsbet hareket etmek ve asayişi, huzuru netice veren müsbet hizmetlere yardımcı olmaktır.
Hemen, şimdilerde yaşanan hâdisenin; ayette, hadiste onunla alâkalı işaretleri bulunup, ilmî çalışmalarla esasları tesbit edilip, güncel tefsirlerle genelleyip, yasalarla önü açılıp, toplumun hukuku, sağlığı ve huzuru adına gayret edilmelidir.
Tarih, araştırmaların esas ve temel olduğu başarı ve zaferlerle doludur. Japonya’nın aydınlanması ve ileri dünya ülkeleri arasına girmesindeki paylardan birisi de yüzlerce araştırmacısını dünyanın dört bir tarafına gönderip, oralardaki yıllar süren araştırmalarıdır. Adaletin temelinde araştırma vardır.
Araştırma hayatın her alanında gereklidir, en dar daireden en geniş alana varıncaya kadar. Bu alanlarda yapılan araştırma, adaleti netice vermeli, oralarda dengeyi sağlamayı, huzuru, verimi, üretimi teşvik etmeli. Kalkınma, ilerleme ve büyümenin temelinde araştırma vardır. Bazen farkında olmadan da araştırma yapılır, bunların kimisi de sıradan olduğu için bilinemez bile.
Araştırmanın en sağlıklısı, içeriden dışarıya olanıdır. Dışarıdan içeriye yapılanı da test içindir. Temel araştırma, uygulamalı araştırma, destekleyici araştırma, akademik araştırma, bilimsel araştırma, sosyal araştırma gibi pek çok çeşitleri olan araştırmaların her birisinin yerinde ve makamında faydası vardır ama bütün bunlar maddî ve manevî destek ve teşvik bekler. Bazen teşvik, destekten daha fazla işe yarar.
Araştırmada iş bölümü prensibi önemlidir. Bunun için her istidata münasip iş taksimi gerekir. Âlemdeki fıtrî kanunlar, insandaki meyiller, araştırmayı besleyen kılcal damarlardır. Oralardaki küçük tıkanıklık, büyük sevkiyatın kırılmasına, şevkin bozulmasına, himmetin ayağının kaydırılmasına sebep olur. İstibdat, müsbet her nev’i gelişmenin zehridir, ilmî istibdat ise araştırmanın. Üstünlük duygusu, hırs, gösteriş ve riya; ferdî ve içtimaî inkişafı, tetkik ve tahkikatı ruhsuz bırakır. İşin fıtrîliğine tâbi olamayan, cehaletin cehennemiyle azab içinde kalır. İşte bunların panzehri taksimü’l-a’mal denilen iş paylaşımıdır ki selef vazife taksimiyle ilmin cennetine dâhil olmuştur.1
Bu zamandaki vazife taksiminin kâmil manada istihdamı ise, evet, araştırma merkezleri ile daha mümkün olmaktadır.
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursi, Muhakemat (YAN, 2016), s. 41, 61