"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bizden ziyade onlara acı!

Mehmet ÇETİN
16 Nisan 2022, Cumartesi
Hâl hatırını sorduğum kardeşimle; hizmetlerde, diğer kardeşlere de vazife verilmesi, onları da hizmete dâhil etmeyi konuşuyoruz.

Özellikle herkesi yaşı ve makamına münasip iş ve hizmetlerde istihdam etmek, aklın ve hikmetin gereğidir, bu sebeple mümkünse gençlerin yetişmesine gayret edilmesi gerekir, onlara fırsat verilmeli. Verilen fırsatlarda da hatalarına tahammül edilip, ikmaline destek olunmasını, konuşuyorduk. Ehl-i hizmetin hemen her hizmete koşması onları ziyadesiyle yoracağını da dile getirdik. Bunlara hak verdi, lakin onlara hizmet teklif edildiğinde vakitlerinin çok yoğun olduğunu, söylediklerini dile getirdi.

Bu hasbihâlin, “bizden ziyade onlara acı” yankısı, enfüsî muhasebeleri kalbe getirdi. İmdi derim ki bu muhasebe şahsilikten çıkmalı ve umuma mâl olmalı. Zira uzak-yakın çevreye bakıldığında hâllerimizin çok farklı olmadığı da âşikârdır.

Yapılan bütün hizmetlerde, mahalde önde gelen birkaç kişinin işleri yürütmesi, diğerlerini tembelliğe alıştırdığı hakikati ortadadır ki şu manalar dile geldi:

Uhuvvet ve tesanüdün temeli ihlâstır. Hizmetin değişik alanlarında ihlâsı yaşamanın getirdiği sorumluluklar var. İhlâs Risalesi’nin Üçüncü Düstur’undaki “Ben sevap kazanayım, bu güzel meseleyi ben söyleyeyim” arzusunun caiz olduğu ama ihlâsa zarar verdiği vurgulanır. Buna çare olarak da “mümkünse nefsinize bir hodgamlık (bencillik) gelmemek için, istemeyen bir arkadaş ile yaptırması hoşunuza gitsin.”, reçetesinden hareketle, hizmetin, diğer münasip kardeşlere de yaptırılmasını evvelâ nefsimize kabul ettirmekten başlamalıyız. Bu basamak ihlâsın en hassas kısmıdır. Sevinçlerin paylaşarak çoğalacağı, kederlerin de paylaşarak azalacağı tecrübesi ise paylaşmak ve ittihad etmiş birlikten geçer.

Kendimize bunu kabul ettirdikten sonra söz konusu bir hizmeti, ona münasip kardeşe kabul ettirmenin yolu yine ihlâstan geçer. Ona, öylesine söylemeliyiz ki samimiyetimiz, uhuvvetimiz, ricamız dilimizle değil hâlimizle olmalı. Bunun anlatım formülü yok ama çok. Fıtrî olduktan, hasbî olduktan sonra, bir de usulünü bildikten sonra, âdeta açılmayacak kapı kalmaz.

Hizmette paylaşım; ehl-i hizmeti dinlendirmenin, yükünü hafifletmenin, vefa duygularını tahrik etmenin, onlara aidiyet hissiyatı sağlamanın, o büyük havuzda beraberce bulunup gurur ve enaniyeti eritmenin yolları gibi çok hikmetli hâlleri vardır.

Kendisine bir hizmet teklif edilen, kendini bu işten uzak tutmayıp bu teklifin hikmetini düşünmeli: Bu iş bana teklif ediliyorsa bilmeliyim ki başkalarından ziyade benim ihtiyacım varmış ki kardeşimin eliyle iktiran nev’inden gelen bir ikrâmdır bu. Hem bu vesileyle biraz uzakta kaldığım ve dünyaya dalıp, nefsime takıldığım bu hâllerden biraz olsun sıyrılmama inşaallah vesile olur. Bu sebeple kardeşime şükran borçluyum. Demek ki beni kendilerinden uzak görmemişler.

Uzun lâfa hâcet yok. İşte söyledik. Bunu, taraflar bir fırsat bilmeli zira bu yazıyı yukarıdan aşağıya kadar okurken geçen dakikalar maziye kaydı. Hakikati gördünüz. Size sunulan hizmete sahip çıkınız ki bu fırsatı ahiretinizde hayrınıza vesile ediniz. Unutmayınız ki gelecek, geçmişten değil, şimdiden geçer. Şimdinin fırsatını imkâna dönüştürünüz.

Okunma Sayısı: 2315
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı