"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kaderî kalıplardan feyz alma (5)

Mehmet ÇETİN
26 Temmuz 2025, Cumartesi
Kabir provası

“Yaklaşık olarak bir saat sürecek” dedi, ben de “tamam” dedim ve görevlinin dediği gibi uzandım, besmeleyle ellerimi göğsümde birleştirdim, başımı da usulca yastığa bıraktım.

Görevli, kapıyı kapatarak dışarı çıktı ve hareket başladı. Beni usul usul tünelin içine doğru kademe kademe çekti. Her çekişte, farklı frekans ve tonda sesler geliyordu, ama doğrusu bazıları çok ürkütücüydü.

Madem ki girdim buraya, o hâlde işi ciddiye almalıyım ve kabir provasına başlamalıyım, diyerek akıbeti düşünmek üzere, geleceği şimdiki zamana getirmek değil bilâkis hakikat noktasından şimdiki zamandan gelecek zamana, fikren gidip, nazaran bakmalıyım, dedim.

Hakikat noktasından şimdiki zamandan geleceğe fikren gidişi ve her şeye bakarak bu hâli yaşamayı nasıl yapmalıyım?

Ses ve ışık hızından daha hızlı olan hayal hızıyla geçmiş ve geleceğin muhasebesiyle başlamalıyım. Bu muhasebeyi hayal hızıyla yaparken hakikat noktasını yakalamalıyım.

Hayal, dimağın ilk mertebesidir. Sonra sırasıyla tasavvur, taakkul, tasdik, iz’an, iltizam, itikad gelir ki bunlardan hayal ve tasavvur etmede akıl kullanılmadığı için hüküm ifade etmez, hakikat olarak kabul edilemez.

Fikir, dimağın ana mertebelerindendir, öncesinden değil kendisi (akıl) sonrası mertebeler insanı sorumlu kılar. Hayal ve tasavvurdan geçen, akıl etme yani fikir mertebesinde artık çeşitli çıkarım, değerlendirme ve muhakemeler yapılır. Dimağdan geçen şey, fikretmekle kuvvet bulur.  Vücudumuzdaki hücrelerin ya da dış dünyada yaşayanların ölümü hakikati, fikren kuvvetli bir delildir, hayal değildir.1 Ölümün mahiyetine ve oradan kaynaklanan ölüm hakikatine fikren, nazaran bakmak böyle olsa gerek.  

O dar olan MR tünelinde hayat ağacımın meyvesi olan ölümün, vücudumun da gelecekteki meyvesi olduğunu fikrimin nazarıyla anladım. 

“Her nefis ölümü tadacaktır”2 hakikati çok farklı şeylerden mürekkep olan vücudun, her an ölümle karşılaşacağını hatırlatır ki bu ayetin tefsiri Zümer39/30’da yapılır ve mana açılır. 

Zümer 39/30 Ayeti, çeşitli meallerde az farklı tercümede bulunulsa da işin özü “Sen de ölüsün, onlar da ölüdürler.”, dir. Bir başka ifade ile iki Levh-i Mahv ve isbat arasında ölüsün. 

 Mahv, yaratılışın iki ana unsuru; Mahv ve isbattır. Önce yaratıyor, isbat ediyor sonra öldürüyor, mahvediyor, hemen ardından yeniden yaratıyor ve tekrar mahvediyor. Bu ikisi arasında insan ölüdür.  

Daracık tüneldeki fikrî çalışmam, mekânımı genişletti. Ufuktaki aydınlığı hissetmeye başladım, ümitvar oldum.

Ölüm, son değil; sonrakinin başlangıcıydı, o hâlde yeni bir mekâna kavuşmak var ve ben bu dar yerden oraya geçişi temsil eden şu hâlimi iyi anlamalıyım, dedim. 

Bu ömür ağacımın başındaki tek meyve olan kendi vücuduma bakıp, orada olan bitenleri âlemdeki olan bitenlerle beraber uyum içerinde hikmetle cereyan ettiğini, anlamam lazım. Âlemde ve benim vücudumdaki ölümler, vakti geldiğinde tahakkuk ediyor. Bu, hayal değil hakikatin ta kendisidir. Madem ki öleceğim, o hâlde hesabımın muhasebesinde samimi olmalıyım. Ölümü nazara alan, hazırlıklı olur. 

MR’ın şu kabirvari tünelindeyken, başımı kaldıramıyor, hareketsiz kalan elimi oynatamıyor, daracık olan bu mahut yerde sağa sola dönmeyi bırakın, başımı bile çeviremiyorum. Bu hâl, gelecekte yaşayacağımı, şimdiki zamanda MR cihazının manyetik alanında yaşadım.

Ben, MR tünelindeki bu hâli, ilerideki kabir ahvalime âdeta bir kaderî plânlamanın sınırlı provası olarak gördüm. Bu noktadan ders alıp bunu feyze dönüştürmeye gayret ediyorum

Dipnotlar:

 1- Abdülbaki Çimiç, https://www.feyzinur.com/meslek-i-hakikatte-rabita-i-mevt/

 2- Ankebut: 57; Enbiya:35; Âl-i İmran: 185.

Okunma Sayısı: 514
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı