"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Düşmanın okunu takip etmek

Mehmet FIRAT
07 Nisan 2017, Cuma 15:15
Cerbeze bilindiği gibi, doğruyu yanlış, yanlışı doğru göstermektir. Ve ehl-i hak cerbezeden uzak durmalıdır. Doğru ölçüleri yerinde ve usûlüne uygun kullanmadığımız zaman da yanlış sonuçlar alırız.

Âlim bir zat doğruyu anlatmak, yanlıştan vazgeçirmek ile mükellef iken, zalim bir idarecinin karşısında susuyor. Ona soruldu, neden zalim-müstebid sultana karşı konuşmuyorsun? Verdiği cevap ‘’söz gümüşse, sükût altındır’’. Bu söz doğru olmasına doğru, ama yeri, zamanı ve muhatabı doğru değil. Oradaki geçerli söz “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’’ sözüdür. Alınması gereken tavır da ikinci sözde gösterilmiştir. Çok değerli olan altını, domates, kömür çuvalı tartan kantar ile tartıp verirsek ne kadar isabet ederiz? Evet kantar doğru bir tartı âletidir, ama altını tartmakta kullanılacak bir ölçü âleti değildir.

Bediüzzaman Hazretleri’nin Nur Talebeleri için sözü, prensipleri; siyasî ve içtimaî hadiselerde herkesin sözünün üstündedir (buradan haşa Kur’ân ve hadis üzerinde bir mana verildiği düşünülmesin. Onun bu kaynaklardan çıkardığı prensiplerden söz ediyoruz. ) Nur Talebesi bu ölçüleri kullanırken onun kastettiği mânâları bulmalı,  doğru zaman ve yerde kullanılmalıdır. Şimdi onun kullandığı bir sözden, referandumda evet anlamı çıkaran bazı Nur müntesiplerinin bu ölçüyü yerinde kullanıp kullanmadığı, uygulama tarzlarının isabetli olup olmadığını değerlendirmeye çalışalım.

İşte söz: “Bence yol ikidir; mizanın iki kefesi gibi. Birinin hiffeti, ötekinin sıkletini geçer. Ben tokadımı Antranik ile beraber Enver’e, Venizelos ile beraber Said Halim’e vurmam. Nazarımda vuran da sefildir.” (Sünûhat)

Bilindiği gibi Enver ve Said Halim iki Osmanlı paşası ve siyasetçisi idiler. 

Burada cevabı gerektiren soru ne, ona bakalım: “Dediler: ‘İttihada şedit bir muarızdın. Neden şimdi sükût ediyorsun?’ “ demek iki paşa da İttihadçı ve bilindiği gibi Bediüzzaman Hazretleri İttihada muarız, ve nitekim soruyu soran da öyle diyor. ‘’İttihada şiddetli muarız idin’’. Peki Üstad niye muaraza etmiyor? Bunun cevabı sorunun zamanı ve ülkenin durumu ile alâkalı. Zaman iç karışıklığın had safhada olduğu, 1. Dünya ve İstiklâl Savaşı dönemi, işte bu ölçü o zaman kullanılmış. 

Peki biz  bunu nasıl kullanabiliriz? Cevabını yakın tarihte bulabiliriz. Bilindiği gibi CHP kurucularının kökeninde ittihadçılar var. Ülke onların döneminde büyük zarar gördü. Maddî, mânevî büyük yıkımlar oldu. Ve CHP’nin iktidarda olduğu 1974 yılında Türkiye Kıbrıs’ta savaşa girdi. Karşıda kim var? Makarios, Türkiye’de kim var? Ecevit. Yani kökeni ittihadçılardan olan bir partinin lideri. İşte ölçü ‘’tokadımı Makarios ile beraber Ecevit’e vurmam.’’  Tam da yeri ve zamanı olan bir ölçü. Savaş sırasında tokatlar karışmayacak. Savaş sonrası  Üstad, İttidatçı’lardan veya CHP’den yana değil, Ahrar ve Demokratlar’dan yanadır. Savaş hali ve barış durumu tavırlar ayrı.  Bunu Münzarat’ta kendi içinde kavgalı bir aşiretin birbirlerinden çok insan öldürdüğü halde, dış saldırılara karşı birliğini örnek gösteriyor.

Üstadın sözleri dahildeki davranışlarımızı da belirler. Sizden güzel sözler ile bir şeyler  isteyenler her kılık ve ünvana sahip birileri  olabilir. Nasıl karar vereceğiz? 

İşte cevabı:

Sual: Neden bunların umumuna fena diyorsun, halbuki hayırhahımız görünüyorlar?

Cevap: Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz...” (Münâzarât)

Demek ki kimin ne söylediğine değil, mihengten geçip geçmediğine bakacağız ve ona göre karar vereceğiz. Eğer böyle olmasa büyük hatalara düşmekten kurtulamayız.. 

***

Konuyla ilgili benzer içerikler:

Okumak için tıklayınız:

Hangi düşman, nereye ok atıyor?

Ne dostluğun belli, ne düşmanlığın

Okunma Sayısı: 5537
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı