Bu atmosferde Meclis’teki görüşmelerde vekillerin yaptığı konuşmalar ise neredeyse hiç haber olmuyor. Bu aralar Meclis’te yaşanan tartışmalardan birkaç anekdot aktarmak istiyoruz.

Türk tipi partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde (CHS) Meclis’in faaliyetinin azaldığı Meclis’te çalışmalarında yaşanarak görülüyor. Muhalefetin “ucube sistem” diye tarif ettiği yeni sistem üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hâlâ oturtulabilmiş değil. Meclis’in denetim yetkisi yok edildi. Güvenoyu, gensoru yok. Bütçeyi veto hakkı yok...

Meclis’te geçtiğimiz hafta Yassıada teklifi Meclis’ten “oybirliği” ile geçti. Teklifle Yüksek Adalet Divanı’nın kullandığı yetkilerin hukukî dayanağını oluşturan ve hâlen yürürlükte bulunan kanun hükümleri geçmişe dönük olarak yürürlükten kaldırdı. Tarihî bir adım oldu, ama devamının gelmesi gerekiyor.

Kanun üzerinde yapılan görüşmeler sırasında CHS sıksık gündeme gelirken, İyi Parti İstanbul Milletvekili Türkiye’nin demokrasi sıralamasında 137 ülke arasında 77. sırada olduğunu belirtirken, Türkiye’nin artık “otokrasi” olarak tarif edildiğini, Türkiye’nin buna lâyık olmadığını söylerken, yargı bağımsızlığı ile alâkalı örnekler verdi. Konuşmasında CHS’den bahsederken “ne idiği belirsiz başkanlık sistemi”nden Türkiye’nin bir an önce kurtulması gerektiğinin söylenmesine AKP ve MHP sıralarından tepkiler geldi.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “Kimin ‘ne idiği belirsiz?” diye sorarken, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, bu ifadeyi reddettiğini ve bunun üzüntü verici olduğunu söyledi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, “Ne idiği belirsiz”den çok fazla rahatsız olmaya gerek olmadığını, bundan maksadın “anlaşılamamış bir şey” olarak anlaşılması gerektiğini söyledi ve sistemde belirsizlik ve garabetler olduğunu anlattı. “Beştepe’den gelen kanun hükmünde kararnamelerin 31 tanesini değiştirmek için 23 tane yeni kanun hükmünde kararname çıkardınız. Dolayısıyla yani işler çok iyi, yerli yerinde, bu sistem alacak bizi uçuracak iddiasında bulunmayın” diye ekledi.

İki yıl geçmesine rağmen hâlâ bunlar konuşuluyorsa yeni sistemde oturmayan çok şey var demektir. 

***

MUNDAR!

İptal edilen İstanbul seçimlerinin yıl dönümündeki konuşmalarda da “murdar tartışması” yaşandı.

CHP Grup Başkanvekili “31 Mart seçimlerinde vermiş olduğu demokratik tepkiyi ve 13.729 farkla Ekrem İmamoğlu’na yaptığı görevlendirmeyi birileri Yüksek Seçim Kurulu üzerindeki güçlerini kullanarak ve yargıya müdahale ederek, bu halk iradesine “Oy bize veriliyorsa millî irade baş tacı, verilmiyorsa alaşağı; seçim sonuçları mundar oldu” diye konuşmasına AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “Seçimin mundar olması diye bir şey hiçbir yerde söylenmemiştir” şeklinde itiraz etti. 

Tekrar söz alan Özel ise, bu sözlerin Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Binali Yıldırım’dan tarafından sarf edildiğini yer ve tarih vererek aktardı.

Sayın Zengin’in, “Bu çok ağır bir ifadedir” sözü üzerine bakalım taraflardan bir cevap gelecek mi yoksa bu sözler çoğu zaman olduğu gibi yalnızca Meclis tutanaklarında mı kalacak?

NOT: Tutanaklarda “mundar” yazıldığı için biz de öyle ifade ettik. Halk arasında mundar olarak kullanılan kelimenin aslı kirli, pis anlamına ve İslâmî usûllere göre kesilmemiş hayvanlar için kullanılan murdardır…

***

GÜLÜ SİYASETE ALET ETMEYELİM!

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in vefat yıl dönümüydü. Isparta denilince akla gelen ilk iki şey elbette Demirel ve güldür. Isparta Milletvekili olan TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç’in yönettiği Meclis genel kurulunda gül hasadının başlaması dolayısıyla gündeme gelen konu üzerinde AKP ve CHP’li vekiller arasında ilginç bir “gül atışması” yaşandı.

AKP Isparta Milletvekili Recep Özel, gül hasadı ile ilgili görüşlerini açıklarken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Gülün fiyatı 5 TL’ye düştü. Neyin fiyatı düştü de gülün fiyatı düştü?” sözünü eleştirerek, “Bu 5 TL nereden çıktı?” diye sordu.

Recep Özel’in bu sorusunu cevaplandıran CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, gül üreticilerinin sorunlarını yerinde tesbit etmek için Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca’nın sabahın 4’ünde gül tarlalarına gittiğini anlattı. Denizli Milletvekili Karaca, Recep Özel’in sorusuna “Evet, nereden mi öğrendik? Isparta’da gül satan üreticilerimizi tarlada ziyaret ettik. Üretici dedi ki: ‘2018’de 9 liradan verdim, bugün 5 liradan tüccara satmak zorundayım.’ ‘Neden?’ dedik. ‘Çünkü Gülbirlik hâlâ taban fiyatını açıklamadı” dedi. 

Tartışma bu minval özerine devam edince Recep Özel’in, “Gülü siyasete alet etmeyelim” sözü ile tatlıya bağlandı.

Bu vesileyle de gül üreticisinin sorunları Meclis gündemine az da olsa gelmiş oldu, ama üreticinin sorunları “Gül’ün fiyatı” konusunun ötesine gidemedi. 

Meclis’te “Ne olacak bu çiftçinin hali” deniliyor, ama konuşulduğu gibi duruyor. Sorunlar gün geçtikçe artıyor. 

***

İMZA: SİSTEMİN KURUCU BABASI

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Burhan Kuzu, attığı tweetler ile çoğu zaman gündem olmayı başarıyor. Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci yılını dolduğu şu günlerde attığı bir tweet de, “Parlamenter sistemin güçlendirilmişi olmaz. Parlamenter sistem, kokuşmuş ve miadını doldurmuş bir İngiliz modelidir. Kriz, kaos ve bunalım dönemlerine yani eski Türkiye’ye dönmemizi isteyenler var. Samimî iseniz, yeni sistemi geliştirelim” dedi ve cümlenin sonuna da “Sistemin Kurucu Babası Burhan Kuzu. İMZA” yazdı.

İnsanların aklına şu soru geldi: Peki yeni sistemden memnuniyet araştırmaları neden düşük çıkıyor? Hani yeni sistem Türkiye’yi uçuracaktı? İMZA: Millet…”