Bayramın ikinci gününe denk gelen 3 Mayıs aynı zamanda “Dünya Basın Özgürlüğü Günü”ydü. Ramazan Bayramını da geçim sıkıntısıyla geçiren milletimiz ile birlikte medyamız da hürriyet anlamında “büyük sıkıntı” içinde geçiriyor.
Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin durumunun “kötü” olarak ifade edilmesi, pek çok hürriyet sıralamasında zaten kötü olan durumumuzun bu alanda da ne kadar utanılacak bir durumda olduğumuzu ortaya çıkarıyor. Tıpkı enflasyon, hayat pahalılığı, TL’nin değerinde olduğu gibi…
Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Özgürlük Endeksi’nde 180 ülke içerisinde 149’uncu sırada yer aldı. İlk sırada Norveç yer alırken, Kuzey Kore sonuncu oldu.
Endekste, Türkiye ile ilgili “Yargı, ‘talepler üzerine’ tutuklamalar yapsa da bazı hâkimler ‘aşırıya kaçan baskıya’ ses çıkarmaya başladı” denilmesi dikkat çekici bulundu.
Endekse göre; 180 ülkenin 8’inde özgürlük durumu “iyi”, 40’ında “tatmin edici”, 62’sinde “sorunlu”, Türkiye’nin de aralarında olduğu 42 ülkede “kötü” ve 28 ülkenin ise “çok kötü” olarak nitelendirilirken, yurt dışından halimizin ne kadar kötü göründüğünü söylemeye gerek yok.
***
#BASINBELADA
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Türkiye’de gazetecilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla #basınbelada etiketiyle bir kampanya başlattı. Birçok noktaya asılan afişlerin ya da gazetelere verilen ilânların fotoğrafı çekilerek, bir kâğıda #basınbelada yazarak yaşadıkları zorluklar paylaşılabiliyor. Gazetecilerin yaşadıkları sıkıntılar nelermiş, kampanya sonucunda göreceğiz. TGS kampanyayı “Türkiye’de medya özgür değil. Gazeteciler sansürleniyor, kovuluyor, hapse atılıyor. Böylece toplum haber alma hakkını, ülkemiz demokrasisini kaybediyor. Çünkü basın beladaysa, demokrasi askıda. Basın beladaysa, herkesin başı belada” sözleri ile duyurdu.
Herkesin gördüğü şeyler de var. TGS şimdiden bu sıkıntıları rapor ekleyebilir.
Basın hürriyetini direkt ilgilendiren konular var. Basın kartlarının iptal edilmesi ve yenilenmemesi bunlardan ikisi. Yine basın hürriyetini direkt ilgilendiren BİK’in ilân kesme cezaları ya da Yeni Asya’ya olduğu gibi 830 gündür verilmeyen resmî ilan hakkı not edilmeli.
***
VAHİM
Her ay “Basın Özgürlüğü Raporu” açıklayan gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözen’in Nisan ayı raporunda şu bilgiler var: En az 45 gazeteci hâkim karşısına çıkarken, 5 gazeteci saldırıya uğradı, 5 gazeteci de gözaltına alındı. Gazetecilere yüksek tazminat davaları açıldı. Anayasa Mahkemesi ve mahkemelerin hak ihlali kararlarına rağmen, BİK gazetelere ilân ambargosu uygulamaya devam etti.
Çakırözer, bunları “Türkiye’de basın özgürlüğü bilançosu vahim” sözüyle açıklıyor.
Temel hürriyetler arasında yer alan düşünce, kanaat ve ifade, basın, toplantı hak ve hürriyetleri büyük yara alıyor. Bu haklar kaybedildiğinde değeri ve kıymeti ancak anlaşılıyor. Hürriyetlerin eksikliği demokrasinin eksikliği anlamına da gelir. Çünkü demokrasi ve hürriyet ayrılmaz kavramlardır. Demokrasilerde basın dördüncü kuvvettir. Ama şimdi öyle değil.
Türk tipi Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildiğinden bu yana kuvvetler arasındaki ayırım bozulurken, güvenilirlik ve inanılırlığı da oldukça azaldı.
Özetle, Türkiye’nin basın hürriyetinde 180 ülke arasında 149’uncu sırada yer alması da ekleyince “hürriyetler” konusunda karnemizin hiç iyi olmadığı anlaşılıyor.
Dünya Basın Özgürlüğü günümüzü bu yüzden buruk kutladık.